YOKLAMA ÇEKMEK

Kamuoyu yoklaması yapmanın argodaki adı yoklama çekmektir. Öznel düşüncelerini kamuya yansıtmak ya da mal etmek isteyenler birbirine önce yoklama çeker, bir de tutarsa tabir yerinde ise ahkâm kesmeler şiir döktürürcesine ardışık gelir.Adam Malezya’ ya gider atar tutar. Çin’e geçer, ben öyle bir söz söylemiştim ama dahası var der. Adam Arnavutluğa varır, kelam eder. Tutmayınca, “Hadi canım sende, kim demiş onu?” der. Söylememiş gibi yapar veya vurdumduymaz kesilir.Cahil olup cühelâ (bilgisizler ve ilgisizler takımı) kesilen pek çok insanın yaptığını aydın geçinen insanlar yaptıkları anda çok rüküş kalıyorlar. Bilimsel temeli olmayan bazı kavramları veya olguları ya da bilgileri rast gele kullananlar bir de siyaset yapmaya kalkıştıklarında o cühela insanların madarası konumuna düşüyorlar.Madrabazlıkla hokkabazlığın para kazandırdığı ortamlar ile illizyon ve hallisinasyonlarla (yanılsama-sanrı) köşe dönenlerin bol olduğu bir coğrafyada kapkaççılık elbette geçer akçe olan bir gözde meslek olacaktır. Üstelik dinsel sömürülerin oya tahvil edildiği düzenlerde öylesi becerilere sahip insanlar el üstünde tutulur. Çünkü o tip insanlarla işbirliği yapanlar, arkadaş veya yoldaş olanlarmutlaka ama mutlaka ya makam ya da servet sahibi olurlar. O nedenle ki, gayrimeşru yoldan hedeflerine ulaşmak isteyenler her zaman her yerde birilerine yoklama çeker. Bunun bilimsel adı, hazır bulunuşluğu ölçmek demektir.

Demek ki, o işi yapanlar bilimsel çalışıyorlar. Herkes sizin gibi cahil cühelâ değil ki…

Türkiye Cumhuriyeti 2.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün iç siyasal politikalarını hiç onaylamıyorum. Ama “Namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, ülkenin geleceği karanlıktır.”şeklindeki sözünü, tüm kalbimle ve samimiyetimle takdir ediyorum.Bu söz, onca hatalarının bir sonucu olan değerlendirmedir. Çünkü o namussuzlar ki, hastalığı gerekçesiyle 1936’dan itibaren fiilen devlet idaresinden dışlanan Atatürk’ün, kendisinin ve gücünün olmadığı boş alanda canavarlaşmışlardır.

2. Adam, Şef olmak sevdasıyla İnönü’nün verdiği ödünler, sonuna kendisini de yemiştir. İşte o gün bu gündür kuşlar ötüşerek, kulaklara yeni iktidarları fısıldamış ve onun adı “kamuoyu değerlendirmeleri” olmuştur.

Şimdi bizi, sizi yiyorlar. Tek dişi kalmış canavarlar, Tük ulusunu yok ediyor. Önce “Kırmızı çizgilerden” söz edip yoklama çekiyorlar, ardından da açılıp saçılıyorlar; yozlaştırma ve psikolojik taaruz “Dezenformasyon” yapıyorlar. Daha sonrasında ise AB’D’lerinde hazırlanan yol haritalarını ve ona koşut İmralı’dan çıkan emirleri uyguluyorlar. Eşbakanlar ve işbirlikçiler terörist teslim almıyor, emperyalizme teslimiyetlerini kanıtlıyorlar.Size yoklama çekenleri, şimdi siz daha iyi tanıyorsunuz. Küresel düzende köşe başı tutanların tekmeleri arasında dolaşan futbol topu, şakşaklarıyla kanat çırpan eğlence kuşu olmaktan kurtulun.
Unutmayın; bitler, keneler sizin kanlarınızla besleniyor!
Artık bana sormayın: siz, emperyalizmle nasıl savaşılacağını atalarınızdan öğrenmişsinizdir. Önce; ulusalcıların birleşmesinin gereğini, sonra tüm güçlerin birleştirilerek ortak düşmana saldırılması gereğini atalarınızdan dinlediniz. Gereksinim duyacağınız gücü, soycul kanınızdan alacağınızı da biliyorsunuz. Öyleyse neden duruyorsunuz?Karşı duruş; AB’D yanlısı ve işbirlikçisi bayraklar altında toplanmakla olmaz. İktidarın karşısında size alternatif olarak gösterilen ve göreceli büyüklük taslayanların bayrağı altında değil; yüreği büyük, özde doğru ve düşman kuvvetlerce üzerine saldırılarak derdest edilmeğe çalışılan bayrak altında toplanmanız gerektiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri