Yalan söylemekten kurtulmak için şunlar yapılabilir:
- Yalandan kurtulmanın en önemli adımlarından biri eleştiriye açık olmaktır. Eleştirilmekten korkup korkmadığımızı tespit etmek önemli. Korkuyorsak bu korkuyu üzerimizden atmaya çalışmalıyız. Alınganlığı bırakıp bize yöneltilen her eleştiriyi kendimizi geliştirme adına bir fırsat gibi görmeliyiz.
- Önemli bir adım da her şeyi göze alarak doğruyu söyleme cesaretini göstermektir. Bunun için geçmişte ve bugün söylediğimiz yalanları gözden geçirmek iyi bir başlangıç.
- Söylenilen yalanlarla nelerin gizlendiğini, yalanların arkasındaki korkuları, endişeleri, kazanımları gözden geçirmeliyiz..
- “Yalan söylediğimizde neler kaybettik? Bizi yalan söylemeye teşvik eden kazanımları, doğruyu söyleyerek de elde edebileceğimiz yollar var mı?” Bu soruların muhakemesini yapılmalıyız.
- Sıklıkla söylenilen bir yalan varsa, önce ondan kurtulmayı denemeliyiz.
- Eskiden yalan söylediğimiz anları hayalimizde canlandırarak sanki o anı ilk kez yaşıyormuş gibi karşımızdakine doğruyu söyleyerek bu hatayı düzeltebiliriz.
- Unutmayalım ki dünyaya bir yalancı olarak gelinmez. Kendimizi "ben yalancıyım" diye etiketlemek yerine "bu güne kadar zaman zaman yalan söylediğim anlar oldu. Bu, hiçbir zaman doğru söylemediğim anlamına gelmez" şeklinde telkin edebiliriz.
- Hata yapmaktan korkmamalıyız. Kimse hata yapmak, ya da başkalarının hatalarıyla uğraşmak istemez. Ancak hata yapmak ne yasaktır, ne de tümüyle kabul edilmez bir şeydir.
“Yalan Dedektörü” Olmamız Mümkün mü?Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve David J. Lieberman’ın araştırmalarına göre, birinin yalan söyleyip söylemediğini aşağıdaki ipuçlarıyla anlayabilirsiniz:- Yalan söyleyen kişi göz temasından kaçınır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar.- Yalan söyleyen ya da bir gerçeği saklayan kişi, ellerini ve kollarını daha az kullanır.- Kendisine soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyorsa ya da avuçları aşağı dönükse bu yalanın ya da kandırmanın sinyalidir.- Ellerini yüzüne ya da boynuna doğru götürüyor olabilir ama bedeniyle teması sadece bu kısımlarla sınırlı kalır.- Verdiği cevap nedeniyle içinin rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz kaçamak bir şekilde omzunu silker.- Kişinin el kol hareketleri ile söylediği sözler arasında zamanlama hatası vardır. Baş hareketleri mekaniktir.- Şaşırmış, korkmuş ya da mutluymuş rolü yapıyorsa, yüzünde beliren ifade, ağız bölgesiyle sınırlı kalacaktır.- Yalan söyleyen kişi ayakta dururken ya da otururken konuşma sırasında sırtını dik tutmaz.- Kendisini itham eden insandan uzaklaşmak isteğiyle muhtemelen bakışlarını kapıya doğru çevirir.- Konuştuğu insanla ya çok az fiziksel temas kurar ya da hiç kurmaz.- İşaret parmağını ikna etmek istediği kişiye yöneltmez.- Kendisini itham eden kişiyle arasına bir takım nesneler koyar.- Bilinçaltından sızan gerçek duygular, düşünceler ve niyetler dil sürçmesi şeklinde ortaya çıkar.- Karşısındaki kişi anlattığı hikayeye inanana kadar fazladan bilgi vermeye devam eder. -Sorulara asla doğrudan cevap vermez, dolaylı olarak ima eder.- Yalan söyleyen kişi, ‘ben, biz ve bizim’ gibi zamirleri ya çok az kullanır ya da hiç kullanmaz.- Kullandığı kelimeler açık ve net olmayabilir.- Sorulan soruya oranla aşırı bir tepki gösterir.- Yalan söyleyen kişi, bütün sorularınıza cevap verebilir ama kendisi size soru sormaz”- Konu değiştirildiğinde rahatlar ve gerginliği azalır.- Haksız yere suçlandığına sinirlenmez.- ‘Gerçeği söylemek gerekirse’, ‘Dürüst olmak gerekirse’ ve ‘Neden yalan söyleyeyim ki’ gibi cümleler kullanır.- Soruyu önceden düşünmüş ve cevabı hazırlamıştır.- Sorunuzu tekrar etmenizi ister ya da soruya soruyla karşılık verir.- Konuşmasına, ‘Yanlış anlamanı istemem ama’ gibi bir cümleyle başlar.- İlginizi dağıtmak için şaka yapar ya da dalga geçer.- Daha ayrıntılı açıklama gerektiren konuları sıradan bir şeymiş gibi aktarır.- Hikayesi o kadar inanılmazdır ki, sırf bu yüzden inanırsınız.Dürüst bir dünyaya…
Hocamıza soru sormak veya danışmak için:
+90 544 724 3650