Abdülkadir KALENDEROĞLUMektep, medrese, kütüphane, muvakkithane, hamam ve han gibi yapılardan oluşan külliyenin bir parçası olan cami, Akmescit (Yeni Cami, Hacı Aftal) Mahallesi’nde, Yeni Camii Caddesi’nin 143 ve 145. sokaklarla kesiştiği yerde olup 44. pafta, 477. ada ve 1. parselde bulunur. Bugün külliyenin bazı yapıları yıkılarak ortadan kalktığı gibi bazı yapıları da halen tarihi ve kültürel bir eser olarak varlığını devam ettirmektedir.Kare planlı ve tek kubbeli caminin kuzeyinde zeminden üç basamakla çıkılan üç kubbeli son cemaat yeri bulunur. Son cemaat yeri üç bölümlü ve dört sütunlu olup sütunlar arası sivri kemerli ve ahşap gergili, kubbelerin üzeri ise kurşunla kaplıdır.Son cemaat yerine açılan kapı ile kapının iki tarafında yer alan pencereler hafif niş içinde olup taş söveli ve demir parmaklıklıdır.Harime kuzey cephenin ortasındaki iki kanatlı ve ahşap kapıdan giriş sağlanır. Giriş kapısı üzerinde iki kitabe olup alttaki birinci kitabe yapım, üstteki ikinci kitabe ise onarım kitabesidir. Alttaki birinci kitabede; “Hamdü li’llâh oldı ‘âlem mazhar-ı feyz-i Hudâ, El-Hâc ‘Abdi Çavuş bu câmi’i kıldı binâ ‘Avn-i Sübhâni irüb Sûzî didi târihini Secde-gâh-ı ehl-i hâcât hem makâm-ı dil-güşâ” (h. 1123/ m. 1711)Şair Mehmet Fevzi tarafından yazılan tamir kitabesinde; “Yeni Câmi‘ bennâ’i Hâc ‘Abdi Çavuş Ağa kim Yapıp bu ma’bedi virmişidi bunca rif’at ü şânı Mürûr-ı dehr ile tâ’mire muhtaç olıcak âhir Mu’allâ nesl-i pâk-ı hânedânî iyledi anı Süleyman Şerif el-Hâc Paşa nesl-i vâkıfdan Ânın ta’mîrine sarf eyledi mâl-ı firâvânı Yeni Câmi yeni ol sûret-i zibâsını buldı Ki yüz bir yıl mukaddem yapmış iken vâkıf u bânî Görenler cümle istihsân idüp târihini söyler Bi-hamdi’llâh hâlâ Hâc Paşa vakf-ı sânî” ( h. 1124/ m. 1808)Alttaki birinci kitabeye göre cami, Hacı Abdi Ağa tarafından H. 1123 / M. 1711 yılında kesme taştan, tek kubbeli ve kare planlı olarak yaptırılmıştır. Üstteki ikinci kitabeye göre ise, H. 1224/ M. 1808-1809 yılında Hacı Şerif Süleyman Paşa tarafından onarılmıştır. Bu tamirden sonra da “Yeni Camii” adına almıştır.Harimin doğu, batı ve güney cephelerinde altta ikişer pencere ile bunların üstlerinde birer pencere, kubbe kasnağında ise sekiz pencere yer alır. Alt sıra pencereler dikdörtgen formlu, üst sıra pencereler ise sivri kemerlidir. Tromplarla geçilen kubbe sekizgen kasnağa oturmakta olup üzeri kurşunla kaplıdır.Harime giriş kapısı üzerinde, içeride ahşap korkuluklu, yana doğru yayılan, öne doğru da yarım daire çıkıntı oluşturan balkon şeklindeki ilk müezzin mahfili yer alır. Ayrıca harime girişin sağ tarafında zeminden biraz yüksekte, etrafı ahşap korkuluklu ikinci müezzin mahfili bulunur.Harimin duvarlarında Pamukzade Mehmet BÜYÜKERKMEN tarafından yazıldığı bildirilen ve Kur’an’dan ayetler içeren levhalar vardır. Bu levhaların ilk dört tanesinde Bakara Suresi 285-286. ayetler (Amene’r-resûlü), beşinci levhada et-Tevbe Suresi 128. ayet, altıncı levhada el-Ahzâb Suresi 40. ayet, yedinci levhada el-Bakara Suresi 144. ayet, sekizinci levhada el-Bakara Suresi 115. ayet, dokuzuncu levhada, el-Haşr Suresi 22-23. ayetleri, onuncu levhada ise Esmâ-i Hüsnâ’dan bazı isimler yazılmıştır.Mihrap, mermer kaplamalı, güneydoğu köşede bulunan “Vaaz Kürsüsü” ise ahşap olup basit yapıdadır. Mihrabın batısında bulunan eski minber ahşap ve basitti. Son yıllarda yenilenen minberin merdiven korkulukları geometrik şekilli, alttaki üçgen kısım ise yıldız ve üçgenlerden oluşan kündekâri tekniğinde geçmelidir.Minare, kuzeydoğu köşede ve harim ile son cemaat yerinin birleştiği yerdedir. Kaide dikdörtgen prizma şeklinde kesme taştan düzenlenmiş olup üçgen pabuçlarla gövdeye geçilir. Minare gövdesinde tuğlalar altta “kedi merdiveni” şeklinde, üstte ise enine ve dikine yerleştirilmiş diziler halinde, şerefe altı ile bilezik arasında ise “balık kılçığı” ve “zikzak” şeklindedir. Şerefe altı tek sıra kirpi burnu, onun altında da tuğla çıkıntılarından oluşan stalâktitlidir. Şerefe korkuluğu kesme taş, peteği tuğla, külâh ise kesme taştan ve hafif yuvarlaktır. Minareye harime girişin solundaki ahşap kapak şeklindeki kapıdan çıkış sağlanır.Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 09–02–1979 tarih ve A–1522 sayılı karar ile tescillenerek koruma altına alınan Yeni Camii, değişik tarihlerde tamir ve restorasyon geçirerek zamanımıza kadar gelmiştir. Bilindiği kadarıyla bunlar: Cumhuriyet döneminde, 1945–1951 yılları arasında depo olarak kullanıldığı için yıpranmış, daha sonra tamiri yapılarak ibadete açılmıştır. 1953 yılında yıldırım düşmesi sonucu minare büyük hasar görünce gövde demir çemberler içine alınarak emniyeti sağlanmıştır. 1956 yılında mermer kaplamalar yapılmış, 1962 yılında kubbenin kurşunları değiştirilmiştir. 1973 yılında son cemaat yeri demir doğrama camekân ile örtülmüş, 1979 yılında boya ve badana işleri yapılmıştır. 2004 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından genel olarak bakım ve onarımı yaptırılmış, Yine 2007–2008 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Hacı Nuh Camii ile birlikte 226.870.03 TL harcanarak caminin etrafı açılmış, beton sıvalar kazınarak Horasan harcı ile derzlenmiş ve cami eski ihtişamına kavuşturulmuştur. Yeni Camiyi yaptıran Abdi Çavuş, Düzağaç Köyü zaimi (zeamet sahibi) ve alaybeyi Ali Ağa’nın oğludur. Bir süre sarayda çavuşluk yaptıktan sonra memleketine dönerek kardeşi ile birlikte şehir İhtisap Ağalığı’nı (belediye işleriyle meşgul bir memur, bir nevi zabıtalık) aldılar. Hicaz’a gitti, dönüşünde cami yaptırmaya karar verdi, kardeşi Mehmet Bey, hissesini vakfa bağışladı, birkaç bakırcı dükkânı da satın alınarak cami yapıldı. Evlâtlarından Hacı Abdülbaki Ağa, caminin yanına bir sıbyan mektebi, torunlarından Osman Ağa ve onun oğlu İbrahim Ağa birçok dükkân, han vakfederek bir de medrese yaptırmıştır.Süleyman Paşa; Hacı Bakı oğlu Ahmet Ağa’nın oğludur. Çeşitli illerde Sancak Beyliği ve valiliklerde bulunmuştur. 1771 yılında genç yaşta vefat etmiş, Yeni Camii bahçesindeki aile mezarlığına defnedilmiştir. Günümüzde böyle bir mezarlık olmadığı gibi mezartaşı da Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi’ne kaldırılmıştır.Cami haricinde mevcut olan külliye yapılarından kütüphane binası, H. 1322/ M. 1904–1905 yılında Topçuzâde Mehmet Efendi tarafından caminin güney batı köşesine bitişik ve tek odalı olarak yaptırılmıştır. Kaynaklarda “Topçuzâde Mehmet Efendi Kütüphanesi” adıyla anılan bina, bugün bina dernek odası olarak kullanılmaktadır.Cami avlusunun kuzeydoğu köşesindeki muvakkithane binası, 1900’lü yılların başında Hacı Celil adında bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan, sekizgen planlı ve tek kubbeli yapının batı yönünde girişi olan bina, bugün Kadınlar Mahfili olarak kullanılmaktadır.Altı köşeli ve her köşesinde bir musluğun yer aldığı mermer kaplamalı şadırvan 1987 yılında Emin Tokman tarafından yaptırılmıştır.