Aslında bu yazı için sayfalarca yazılacak çizilecek şeyler var ki. Ama izlenimlerimle farkına vardığım duygu, artık durumun çoğu bireyler tarafından normalleşmesi. Haberlerde sunulan kadın şiddeti ya da cinayetleri konusunda artık kabaca tepkisizis. Çoğu şeyin ailede ve farklı farklı kültürlerde oluşturulduğunu düşünüyorum. Bir kadın şiddet gördüğünde müdahale etmenin yada polis çağırmanın çok da uygun görülmemesi, kısıtlı beyinlerin türettiği cümleler genellikle “Yarın barışırlar” yada “Bize bir şey olmasın”. “Aile içi olaylar, bizi ilgilendirmez.” Bunun gibi yığınca ölü cümleler var.Peki ya empati duygusunun daha da ziyade, vicdan duygusunun bizi rahatsız etmemesi git gide.En çok etkileyen şeyse beni küçük bir anı oldu. Sohbet esnasında insanları dinlerken yüzüme çarpan buz gibi bir soru. “Kadın cinayetlerini de yazıyor musun kızım?” “Yaptığın işi sakın küçümseme elinden geldiği kadarıyla avaz avaz bağırt kalemini” “ Yoksa seni yada beni belki de başka birini kurban ederler ” Peki bunları söyleyen kişinin bir köyde hayatını en başından sonuna kadar tek başına idame ettirmeye çalışması, kim bilir neyin acısına ne kadar tahammül etti ve devam ediyor. Bilginliği karşısında bilgisizliğim beni hayli utandırıyor.Velhasıl kelam; Kadın cinayetlerini durduracağız platform’unun (KCDP) verilerine göre Haziran 2021’de 18 kadın cinayeti işlenirken, 20 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu veriye göre, 2021’in ilk altı ayında toplam 130 kadın, erkekler tarafından katledildi. Kim bilir ben bunları yazarken hangi kadın dövülüyor yada öldürüyor şu anda.HUZUR İÇİNDE UYUYABİLİRİZ.