SEYYİD ALİ SULTAN (KIZILDELİ)
Seyid Ali Sultan ve Arşiv kayıtları (III)
Dünkü yazının devamı…. Sözlü gelenekte şöyle bir söylenti mevcuttur. Ahmed Yesevi Ocağı’ndan bir meşale atılıyor. Bu meşale bugünkü Hacı Bektaş Dergâhı’nın bulunduğu yere düşüyor ve dallanıp budaklanıp ulu bir çınar ağacı oluyor. Daha sonra bu çınar ağacı dallanıp, budaklanarak tüm Anadolu’ya ve Balkanlar’a uzanıyor.
Bu ifadeler, mecazi bir anlatımdır. Gerçekte, yani içsel anlamda Ahmed Yesevi Ocağı’ndan atılan bu meşale, “Hünkâr”ın kendisi’dir. Bu ulu çınar, Sarı Saltuk, Abdal Musa, Sarı İsmail, Cemal Sultan, Seyyid Ali Sultan, Şüceaddin Veli, Otman Baba, Akyazılı Sultan ve Demir Baba gibi erenler ise bu ulu çınarın dalları ve budaklarıdır.
Buraya kadar verilen bilgiler ışığında çok açık olarak şunu görüyoruz. Pir evinde bulunan sarı âlem, mermer çerağ, yeşil ferman gibi mukaddes emanetler, Hünkâr’dan sonra Abdal Musa tarafından Seyyid Ali (Kızıldeli) Sultan’a verilerek, Bektaşiliğin Rumeli’de Seyyid Ali Sultan tarafından temsil edilmesi ve yayılması sağlanmış oluyor. (1)
Seyyid Ali Sultan velayetnamesi ile Abdal Musa velayetnamesini karşılaştırdığımız zaman, her iki velayetnamede de Seyyid Ali Sultan’ın Hacı Bektaş Dergâhı’na vardığını görüyoruz. Ancak ikisi arasında bir fark vardır. Seyyid Ali velayetnamesinde Kızıl Deli’yi Hünkâr’ın sağlığında ve bizzat Hünkâr’ın kendisi ile görüştüğünü gördük. Abdal Musa velayetnamesinde ise Hünkâr’ın vefatından sonra, olduğu belirtilmektedir. Eğer her iki velayetname arasında bir kıyaslama yapılacak olursak, Abdal Musa velayetnamesi, kronolojik olarak daha makul ve tarihsel gerçeklere uygundur..
Seyyid Ali Sultan ve kırk arkadaşının Osmanlı Devleti’nin yanında Rumeli fetihlerine katılmaları, ayrıca göstermiş oldukları başarılarından dolayı kendilerine vakıf olarak bağışlanan mülklere yerleşip tekke kurmaları, yukarıda da belirtildiği gibi Orhan Bey, Süleyman Paşa, I. Murat ve Yıldırm Bayezıt dönemlerine denk düşmektedir. Bundan dolayıdır ki Velayetname’nin Kahire nüshasına itibar etmek daha makul görünmektedir.
Velayetname’de geçen bir efsaneye göre: “Daha önce söylemiştim, 1349 yılında Süleyman Paşa, 20 000 kişilik bir ordu ile Rumeli’ye geçmişti, Önce Gelibolu, Çanakkale ve Dimetoka’yı ele geçirdiler. Dimmeto Kral’ından Müslüman olmasını isterler. Kral, horoz ötümüne kadar mühlet ister. Seyid Ali Sultan bu fikri kabul eder. Ancak Kral, kaçmak için hazırlık yapmaya başlar. Bunu fark eden askerlerin arasında bulunan Ali Koç Bey, “Ötün Hey! Horozlar” diye bir nara atar. Bir anda Dimetoka’nın bütün horozlar sabahı beklemeden ötmeye başlarlar. Ali Koç Bey, hemen Kral’a gidip, vakit geldiğin bildirir. Kral, “nasıl olur? Bu horozlar, bu vakitte ötüyorlar” dese de Müslümanlığı kabul etmek zorunda kalır. Anlatılan bu “horoz” efsanesi, isim ve olayın geçtiği yer hariç her iki vrlayetnemede de anlatılmaktadır. (2)
Kızıldeli Velayetnamesi’nde yer alan Osmanlı arşiv kayıtlarına göre Rumeli fütuhatında göstermiş olduğu başarılarından dolayı Sultan I. Bayezıt tarafından Dimetoka yakınlarında “Kara Bükü” (Darı Bükü) adındaki bir köy, Seyyid Ali Sultan’a vakıf olarak tahsis edilmiştir. Yine Osmanlı arşiv kayıtlarına göre Seyyid Ali Sultan, kendisine tahsis edilen bu köyün kenarındaki vakıf arazisi üzerine bir tekke kurmuş ve Bektaşi geleneğine göre faaliyet yürütmeye başlamıştır. Tahrir kayıtlarına göre tekkeyi ekonomik olarak besleyen vakıf üzerindeki haklar, şeyhin vefatından sonra evlatlarına geçmiştir. Vakıf arazisi üzerindeki haklar, XV. asrın ikinci yarısında yapılan tahrirlerle de tespit edilip kayıt altına alınmıştır. Osmanlı Devleti’nin resmi toprak ve nüfus kayıtlarını gösteren tahrir defterleri, bugün hâlâ mevcuttur. XV. yüzyılın ikinci yarısından XVI. yüzyılın sonlarına kadar sırasıyla 1456, 1486, 1519, 1526 ve 1568 yıllarında düzenlenmiş tahrir defterlerindeki Seyyid Ali Tekkesi’ni (Kızıldeli) ilgilendiren bölümler üzerinde detaylı inceleme yapan İréne Beldiceanu Steinherr, yaptığı bu önemli çalışmalarını farklı zamanlarda iki makale halinde yayınlanmıştır. (3)
Aşağıda Seyid Ali Sultan'ın makamını ziyaret ederken görülüyorum.
Vakayinamelerler devam eecek
Hakkı SAYGI
_______________________________
1) Hakkı Saygı, (Bektaşi Babası)
2) Bak. Seyyid Ali Koç bölümü.
3) Bak. Osmanlı Tahrir Defterlerinde Seyyid Ali Sultan: Heterodox İslamın Trakya’ya yerleşmesi.” Sol Kol Osmanlı Egemenliğinde Via Egnatia (1380-1639), ed. Elizabeth A. Zachariadou (Çev. Özden Arıkan, Ela Güntekin, Tülin Altınova) İstanbul, Tahrih Vakfı Yayınları, 1999, 50-72.