Rum Kökenli Bir İstanbul Fotoğrafçısı: Achilles Samandji
Yazan: Ramazan Bedük
1870’de İstanbul’da doğar Achilles Samandji. Cumhuriyet’le beraber uygulanmaya başlayan İstanbul’u tektipleştirme politikalarından rahatsız olmuş olacak 1936’da terkeder bu kenti. Yoksa İstanbul’un özellikle arka sokaklarını, Bizans mirasını fotoğraflayan bir fotoğrafçı neden terketsin ki memleketini.
Rum kökenli olan Achilles Samandji padişahların, şehzadelerin fotoğrafçısı olarak bilinir. Ama İstanbul’u çekerken tezat bir şekilde lüks ve şaşaa kokan semtleri çekmez. Bu yüzden fotoğraflarında Beyoğlu, Galata hemen hemen yok gibidir. Samandji için, iş başkadır sanat başka.
Doğu’yu temsil edeni, kendi halinde olanı çeker Samandji. Mahalle aralarında kalmış olana odaklanır. Onun için fotoğraflarında bolca harabeyle karşılaşırsınız. Bir zamanların harabesi kaybolup giden tarihtir aslında. Yitip giden bellektir. Bu nedenle an’ı yakalamayı aşar yüzyıllarca anılacak bir zamanı yakalayıverir fotoğrafları. Bir belge oluverir.
Onun fotoğraflarında şuan herkesin dikkatini çeken Fener semtinin kıyısında yer alan taş konutları, hayatın içinde görebilirsiniz. Ya da artık olmayan bir kilisenin yanı başındaki bir anne ve kızı tam da kendine bakmışken yakalar. Tarihi yarımadanın bir sokağında belki kilisesine giden belki de kilisesinden gelen uzun sakallı, siyah cüppeli bir Ortodoks rahibi görüntülemişken, bir kaç sokak ötede bulunan belki dini bir mevzuyu tartışan belki de hayat üzerine konuşan iki hocayı da görüntüleyi verir. Ne de olsa hoca da doğudur Ortodoks rahipte. Çünkü Samandji’nin fotoğraflarında varsa yoksa Doğu’dur. Bizans mirasını fotoğraflamaksa özel bir önem taşır Samandji için.
Achilles Samandji’nin fotoğrafları, Samandji ölünce damadı Eugene Dalleggio tarafından toplanır. Bu arada Dallegio bu fotoğraflara kendi fotoğraflarından da ekler. Böylece İstanbul’un belleği için önemli bir koleksiyon toparlanmış olur.
Şimdilerde bu koleksiyon İstiklal Caddesi’nde bulunan Sismanoglio Megaro binası olarak bilinen Yunan Konsolosluğu’nda sergileniyor. Sergi 2 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, yüzyıl öncesinin “Anıtlar ve Kiliseler”ini ölümsüzleştirirken, ikinci bölüm “Mahalleler ve Varoşlar”ını belgeliyor. Sergi 20 Haziran’a kadar kadar görülebilir. (Sergiyi görmek isteyenler için: Bu yazı 1 Ağustos 2012 tarihlidir. Gitmeye kalkmayınız. (MÜT)
Aşağıda sergiye dair birkaç kare var.
Fazlası 100’e yaklaşan rakamıyla sergide sizi bekliyor(du.)