Emperyalist her yönden saldırıyor. Niye göz yumuyorsunuz?Elan gaflet, dalalet ve hatta bazılarınız hıyanet içindesiniz. Batı Trakya’da Yunanistan’ın yaptığı etnik temizlik, şimdi Doğu Trakya’da sürdürülüyor.Trakya’da bir huzursuzluk var. Kısa bir süre önce, Ramiz Zafer tarafından “Yurtsever cephe” adına gönderilen mektupta şöyle deniliyordu:“Sizi Kırklareli’nin Yıldız Dağları’nda devam eden iki Avrupa Birliği projesi hakkında bilgilendirmek istiyoruz. Bu projelerden birisi Bulgaristan-Türkiye arasında ’AB sınır ötesi İşbirliği’ kapsamındaki Yıldız Dağları Biyosfer Projesi, diğeri de İstanbul Ticaret Üniversitesi ile Yunanistan merkezli ‘sivil’ SEERC kurumu arasındaki kırsal kalkınma’ projesidir.Yıldız Dağları’ndaki AB destekli bu projeler, memleket toprağının ABD ve AB egemenliğine terk edilmesini hedefliyor. Karadeniz’de stratejik öneme sahip Yıldız Dağları, sözde ’ormanların korunması’ adına emperyalizmin denetimine bırakılmak isteniyor. Yıldız Dağları,’Ekolojik turizmin geliştirilmesi’ gerekçesiyle uluslararası sermayenin yağmasına açılmaya çalışılıyor. ‘Kırsal kalkınma’ söylemiyle orman köylüsü yurttaşlarımızın toprağından uzaklaştırılması amaçlanıyor.Gerçek hedefleri Bulgaristan’daki Stranca bölgesiyle, Kırklareli’nin Yıldız Dağları’nı birleştirmek, insansız-silahsız-askersiz bir ’sınır ötesi özerk alan’ oluşturmaktır. Böylece Karadeniz’de ABD-AB emperyalizmi lehine ’egemenlik alanı’ oluşturacaklar!”Uyarı gayet açık:Yıldız Dağları’nı AB fonlarıyla memleket yapmadık, AB’ye borcumuz yok. Memleketimizi emperyalizme karşı savaşarak kurtardık, ABD’ye borcumuz yok.Henüz birkaç gün önce “Trakya, AB sınırları içinde kalsın” diyen AB yetkilileri memleketimizi Trakya’dan parçalama hedefinde ilerlemektedir.Trakya’yı kanser gibi saran AB fonları sonunda varacağı yere varmış, Yıldız Dağları’nın teslimini isteme aşamasına ulaşmıştır. Durum çok açıktır, memleketin kuzeybatı toprakları da emperyalizmin tehdidi altındadır!Doğru mu?Siz, oraya buraya da bakın ama ülkeniz üzerinde, Türkler üzerinde oynanan oyunlara karşı daha duyarlı olun. Bu durum eğer doğruysa, birileri bir açıklama yapması gerekmez mi?Türkiye’deki işbirlikçi medya; Kerkük’te 72 Türkmen’in öldüğü, 200 Türkmen’in yaralandığı saldırıyı bile gündemine yeterince almadı. Oysa Kerkük, bin yıldır bir Türk kenti değil miydi?Her saldırıda olduğu gibi; ağır yaralıları tedavi ettirmek üzere Türkiye’ye getirmek için uçak göndermek, çözüm değil. Gerçi bu günlerde, oralardan PKK, PYD ve IŞID yani Amerikan teröristleri arsında yapılan çarpışmalar nedeniyle göç eden Türkmenlerin yüzlerine dahi bakmıyorlar ya!Saldırıları kim, hangi amaçla yapmaktadır, bunların önlenmesi için Türkiye ne gibi uluslararası önlem almaktadır?Bu konularda hiçbir girişim yok. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Irak’ta var olma savaşı veren Türkmen kardeşlerimiz, bugünkü duruma elbette ki son aylar içinde gelmemişlerdir. Altı buçuk kayıp yılın ağır ve hatta ihanet boyutunda ihmalleri vardır. Hükümetin sessizliği, Türkmen düşmanlığını artırmakta, göç ve asimilasyonla sonuç alınacağına dair muhasım güçlerde cesaret ve ümit uyandırmaktadır.Bilinmelidir ki, Irak’ta yaşayan Türkmen kardeşlerimize karşı işlenecek bir suç, Türk Milleti’ne karşı işlenmiş sayılacaktır. Hükümeti açıklıkla uyarıyorum; göz yumanlar da bu suça iştirak etmiş olacaklardır” diyor ve ayıp ediyor…Kardeşim, sen nerelerdesin?Onlar millete ihanet ediyorlarsa, sen neden göz yumuyorsun? Sen ne zaman emperyalist projelerinden kendini kurtarıp da kendine geleceksin?ABD ile daha Dışişleri Bakanı iken 9 maddelik gizli antlaşma yaptığı iddia edilen birisini, sen niye Çankaya oturanı yaptın?Kerkük’teki saldırı, Türkiye’nin güvenliği ile de doğrudan ilgilidir. Çünkü Kerkük’te patlayan bombalar, bölgede Türklere karşı bir etnik temizlik başlatıldığının göstergesidir. Bu bir insanlık suçu olmakla beraber, aynı zamanda Türkiye’nin güneyinde Türk barındırmak istemeyen bir projenin ürünüdür.Dolayısıyla Türkiye’nin ulusal güvenliğiyle doğrudan ilgilidir. Genelkurmay Başkanlığı da bu konuda tepkisini ortaya koymalıdır.Elbette; sözle tepki göstermek önemlidir, ama yeterli değildir. Türkiye; Türkmenlere yönelik bu katliam karşısında seyirci kalmayacağını, mutlaka herkese göstermelidir.