NATO üyesi ülkelerin imzaladığı sözleşme kapsamında 4. madde içeriği şu şekildedir:Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır.NATO 5. MADDE NEYİ İFADE EDER?Anlaşma kapsamında 5. madde içeriği ise şöyle: Taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldın olursa BM Yasası'nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi'ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.×××KUMA YAZILMIŞ TEMİNAT!(İsveç’in NATO üyelik arzusu ve çekinceler başlıklı yazısından, Güldener Sonumut, Milliyet gazetesi,15 Mayıs 2022(Türkiye’nin, dönemin Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Bernard Rogers’in 1981’de, Yunanistan’ın yeniden NATO’ya katılımı konusunda Ankara’ya gönderdiği “garanti” mektubundan dili yandı. Keza 10 Aralık 1999’da dönemin Finlandiya Başbakanı Paavo Lipponen’in AB dönem başkanı sıfatıyla merhum başbakan Bülent Ecevit’e Türk-Yunan ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin AB’ye adaylık süreciyle ilgili gönderdiği “güvence” mektubunun kuma yazılmış bir teminat olduğunu da gördü.İsveç’in NATO üyeliği aşılamayacak bir sorun değil. Yeter ki Stockholm, Ankara’nın endişelerini ciddiye alsın. Müttefikler de AB’de olduğu gibi, üye bir ülkenin çıkarlarını aday bir ülkeye karşı savunma zekasını göstersin. Aksi halde Finlandiya NATO’ya üye olurken, İsveç kapıda beklemek zorunda kalabilir. Bu sayede Ankara, NATO’nun genişlemesine karşı olmadığını gösterirken, prensiplerine de sadık olduğunu kanıtlar. İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin de “uzlaşıcı” olması gerektiğini unutmaması gerekir.(Muhtelif yazarlardan derlenmiştir.)