KALE ve HIDIRLIK

Karahisar kaşlarını eğdi mi bilmem
Gölgesi düşmüş Arküstü’ne
Bademler uzatsa diye bekler saçlarını
Sere serpe
Öpecek, belli kalenin gölgesinde Hıdırlık
Yosunlu taşlarını.
***
Baktıkça bakasın gelir ya kaleye
Bakamazsın yalçın kayalara
Arkadan güneş göz açtırmaz
Parıl parıl
Bademler uzatsa diye bekler saçlarını
Öpecek,
Belli gölgesinde öpecek
Kirpiklerini, kaşlarını.
***
Binlerce yıldır bakar ve bakar birbirlerine
Aşkın tarifini yapamadılar hala
Ne kale
Ne Hıdırlık bulabildi
Ama hep baktı, bakıştı
Akşamdan sabaha
Sabahtan akşama
Bakıştı,
Bakıştılar!
***
Her akşam güneşinde
Tarifi imkansız bir telaş başlar onlarda
Kale uzatır gölgesini Arküstü’ne doğru dört mevsim
Bir serinliktir çöker ortalığa
Bademler uzatsa diye bekler saçlarını
Sere serpe
Öpecek, belli kalenin gölgesinde Hıdırlık
Yosunlu taşlarını.
MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
27/Ekim/2013
(“Afyon’da Soba Başı” kitabımdan)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri