Geçtiğimiz günlerde Bedirhan GÖKÇE isimli bir yorumcu geldi Afyonkarahisar'a. Her yerde afişler, reklâmlar, duyurular... Canım yandı değerli okurlarım. Gerçekten çok üzüldüm. Neden Afyonkarahisar'da da bir Bedirhan GÖKÇE yetişmesi için destek verilmiyor? Bedirhan GÖKÇE geldi çuvalla parasını aldı ve gitti...Bir dernek kurulmuş Afyon'da. "Afyonlu Şâirler ve Yazarlar Derneği". Kimler kurmuş, kaç kişiyle kurulmuş, kaç tane üyesi var bilmiyorum ama daha tabelasını asacak bir binâsı bile yok. "Efendim, Afyon'da 1200 dernek var, bunların hepsiyle nasıl ilgilenelim?!" deniliyor. Yani Afyon'un şâir ve yazarlarını "Kanaryaseverler ile", " Güvercinseverler ile" aynı kefeye koyuyorlar...Bugün 81 vilâyetin 80'inde, belirli ve düzenli periyotlar hâlinde şiirsel etkinlikler düzenleniyor. Ama maalesef bu etkinlikler sadece Afyon'da yok!!!Taşıma suyuyla yaptığınız "Akarçay" olsa ne olur, olmasa ne olur? Caz Festivali olsa ne olur, olmasa ne olur? Tiyatro gösterileri olsa ne olur, olmasa ne olur? Ama şâir ve yazarları olmayan bir memleket, "Yaşanılabilir iller sıralamasının 58. sırasında yer alır...Ama şâir ve yazarları olmayan bir memleket, su yüzünden birbirlerini öldüren insanların memleketi olur...Ama şâir ve yazarları olmayan bir memleket, her 3 kişiden 1'inin belinde kesici, delici veya ateşli silah bulunduran insanların memleketi olur. İşlenen suçlar bakımından Adana ve İstanbul'la yarışırsınız. Fitnenin, dedikodunun hüküm sürdüğü memleket olur, şâirleri ve yazarları olmayan bir memleket... "Bedirhan GÖKÇE şehrimizin tanıtımını yapıyor..." muş. Yahu Afyonkarahisar'ın tanıtıma ihtiyacı olduğunu da kim söyledi? Bugün zekâ özürlü bir insana bile gidip "Afyon" dediğimiz zaman, "Lokum, Kaymak, Haşhaş, Sucuk ve Kaplıca" kelimeleriyle size cevap verecektir. Bırakın da, dinleti veya jüri üyesi olarak gittiğimiz 80 vilâyette Afyonkarahisar'ı bizler tanıtalım...Bakınız, çok değerli hemşehrilerimizin de üyesi olduğu, Denizli'de kurulu ama ülkenin her yerinde etkinlikler düzenleyen "YAZAR-BİR" adlı dernek uzun zamandır şehrimizde bir şiir dinletisi düzenlemek istiyor. Ama ben ne yapayım, kime gideyim, bu değerli insanlara ne cevap vereyim bilmiyorum.Size belki inanılmaz gelecek ama son çıkardığım kitabımın baskısı şu anda matbaada rehin tutuluyor. Maddi anlamda bir tâlihsizlik yaşadım ve kitabımın baskı masraflarını ödeyemediğim için teslim alamadım. Alimoğlu Kültür-Sanat ve Araştırma Derneği'nden(AKSAM) yardım istedim 9 ay evvel. Sn. Burhan KUL beyefendi bu konuya büyük ilgi gösterdi. "Ramazan Bayramı'ndan sonra kesinlikle o kitaplarınızı alacağız!" diye söz verdi. Fakat olmadı...Bir daha vardım AKSAM'ın kapısına, "Kurban Bayramı'ndan sonra kesinlikle o kitaplarınızı alacağız!" diye söz verdi Burhan bey. Fakat olmadı...3-4 ay evvel son bir defa daha vardım AKSAM'ın kapısına, "Yılbaşından sonra kesinlikle o kitaplarınızı alacağız!" diye söz verdi Burhan bey. Fakat yine olmadı. AKSAM'ın önünden bile geçmeye utanıyorum şimdi. İçinde "Kültür ve Sanat" kelimeleri barındıran bir dernek adeta benimle dalga geçti 9 ay boyunca. Bana destek verilmediği için zerre kadar üzülmedim. Üzüldüğüm nokta, söz verilip te tutulmamasıydı. Hemşehrilerime son kitabımın ücretsiz olarak dağıtılacağına yönelik umutlarımın suya düşmesine üzüldüm.Şiir deyip geçmeyin efendiler! Pir Sultan Abdal'ı darağacına yollayan süreç bir şiirle başladı. Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN, Türkiye'nin kaderini bir şiirle değiştirdi ve hâla değiştirmeye devam ediyor. Az da olsa şâir ruhlu olmayan yöneticilerin oturduğu makâm, sadece işgâl makâmıdır...