Ulu önder döneminde kendi tüfeğini uçağını üreten ve dünyada kendi kendini doyuran 7 ülkeden biriydik. Şimdi domatesimizi bile yabancıdan alıyoruz. Para ödeyemezsek, dikecek fidan dahi bulamıyoruz.Borlarımız azalacağına, tarihinin en büyük rakamına ulaştı. Utanmadan “yola devam” diyorlar.Türkiye’yi parçalamaya çalışan tarihi düşmanlarımıza üç kuruşa satılan, kurum ve kuruluşlarımız bir bir elden çıktı. Onların hepsi “Madein Turkey” damgalı üretim yapıyor ve onları gururla o markayla satıyorduk. Daha dün gibi; sadece 4-5 yıl önce...Yazıklar olsun: verene de, kaptırana da!Arabayı bor madeniyle çalıştıracak patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı. Türkiye, Dünya bor rezervinin %70’ine sahip ve uluslar arası teröristler Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele geçirmeyi planlıyor.Düne kadar açlıktan nefesi kokan, kaçak ve imarı olmayan binalarda yaşayan, bugüne kadar hiç bir katma değer üretmemiş tiplerin ve ailelerinin siyasete girdikten sonra sosyeteye girmeleri ve elli bin dolarlık kol saatleri ile dolaşmaları, sadece Türkiye gibi aydını ve eğitimi az olan ülkelerde görülüyor.Eğitimli toplumlar, kayıt dışına ve hırsızlığa bu denli izin veriyor mu?İşte o zihniyet Türkiye’yi ‘Ekvador gibi’ sömürgeye çevirdi. Dünya’nın en büyük muz üreticisi aynı zamanda, ama Dünya’nın en fakir ülkeleri arasında bulunuyor. Biz de öyleyiz. Pek çok kaynakta rezervlerimiz Dünya ölçütünde olduğu halde, Dünya ölçütünde yoksulluk sırasını kapmışız. Ekvador halkı o çiftliklerde sadece asgari ücretle çalışan birer köledir. Bizde de kölelerin sayısı her geçen gün artıyor değil mi?Köle ülkenin kimler tarafından yönetildiği, dini, imanı sömürgecinin umurunda değildir. Ülkeyi toplumu uyutacaklar yönetsin, yeter...Dinleri de imanları da paradır. Bakan eşlerinin üzerinde ABD bayraklı tişörtleri orada da görürsünüz. Acaba böylesi ülkelerin bu durumdan kurtulması nasıl olabilir?