Efsaneler/Söylenceler - 2
Efsane Nedir?Nüans farklarına rağmen benzer tarifler yapılmakta efsane için.Latince “legendus” sözcüğünden gelmiştir. Efsane, Farsça bir sözcük olup “efsane” diye kullanılmaktadır. Türkçede efsane karşılığı olarak “söylence” önerilmiştir. Biz burada her ikisini de (efsane/söylence) kullanmaktayız.“Kişi, yer ve olayları konu alan, inandırıcılık özelliğine sahip, çoğu zaman olağanüstülüklere yer veren, belirli bir üsluba ve şekle bağlı olmayan, kaynaklarını genellikle geçmişin derinliklerinden alan kısa, yalın, ağızdan ağıza aktarılan ortak (anonim) halk anlatılarıdır.Genelde ortak (anonim) halk edebiyatının, özelde ise Türk halk edebiyatının en önemli ürünlerinden olan “efsaneler”, dünya halk kültürlerindeki çeşitli ortak motifler üstüne kurulmuşlardır. Taşıdıkları sosyolojik, psikolojik, etik, ekonomik iletilerle aynı zamanda bir “halk eğitim aracı” oldukları da görülür.” ()Zaman içerisinde olayların efsaneleştiği gibi kişilerin de efsaneleştiği görülür ve bunlar nesilden nesile anlatılırken uğradığı değişikliklerle yepyeni bir hal alır. Bazen anlatıldığı zamana uygun hale geldiği olduğu gibi, hiçbir değişikliğe uğramadan anlatılanları da vardır. Ancak her halde efsanenin özünde bir değişiklik olmaz.Efsane konularında kahramanlar, kahramanlıklar efsaneleştiği gibi olayların kahraman ettiği efsaneleşmiş kişi ve bizde en çok anlatılan Şahmeran gibi sair varlıklar da vardır. (CAMDAKİ MUTLULUK/Dilek Şener) Camaltı resimlerine bir zamanlar kahvelerde, evlerde, dükkanlarda, cami, tekke ve türbe gibi dini yerlerde sıkça rastlanırdı. Osmanlı Dönemi’nin çarşı ressamlarının elinden çıkan bu resimlerin duvara asılması o zamanlar modaydı. Toplumun kültürel yapısı ile inanç ve duygular camın arka yüzünden gülümsüyordu. Gel zaman git zaman modalar değişti. Plastik sanatlarda yaşanan hareketli gelişmelerle birlikte yağlıboya resimler koleksiyonculuğun gözdesi olurken; Türk halk sanatının önemli verileri arasında bulunan bu değerler yavaş yavaş unutuldu.Galeri Selvin’de Şubat ayı sonuna kadar Nevin İşlek’in ve kızı Mehlika Baş’ın resimlerinden oluşan ilginç bir sergi var. İki sanatçı yüreklerinin kılavuzluğunda camaltı tekniğini uyguladıkları resimleriyle Ankaralı sanatseverlerle buluşuyor. Camaltı resimlerinin yanında, tuval üzerine karışık teknik kompozisyonların da yer aldığı sergide, insanı gülümseten, duygulandıran renkli ve canlı bir dünyaya doğru akıp duran sele kapılıp gidiyorsunuz. Masalların pembe - mavi dünyasında geziniyoruz. Kimler yok ki burada, renk renk kediler, eski ahşap evler, trenler, sepetlerinde sevgi satan kadınlar gibi gerçek yaşamdan fırlayarak camın arka yüzünde ve tuvalde donup kalan insan görüntüleri... Sadece safyürek, çocuksu anlamları bulmak için bakmamak gerek bu resimlere. Detaylara Anadolu’nun renkli yapısının motifleri yerleşmiş. Kadınlar Kibele’ye, kediler Bizans freskolarındaki azizlerin gizemine dönüşebiliyor. En canlı renklerin yaşam verdiği kapılar, pencereler ve size gülümseyen insanlar... Kedilerin ayrı bir yeri var her iki sanatçının da çalışmalarında. Bazen tekil, bazen grup halinde doğanın diğer bir rengi veya parçasıyla resimleniyor. Bir başka resimde ise Anadolu’nun hüzünlü yaşamıyla dillere destan olan Şahmaran esprisinde betimleniyor. Sadece Anadolu’nun kültür katmanlarından alınan motifler değil Doğu dünyasının mistik izleri de yüzeylere yansıyor. İşlek ve Baş dolaylı anlatımlara, derin hesaplaşmalara yer vermeden izleyiciyi duru, sakin ve en önemlisi samimi bir atmosferle sarmalıyor60’lı yıllarda Varlık ve Dost dergilerinin sayfaları arasında rastlıyoruz Nevin İşlek’in adına. O bir öykü yazarı... Bedri Rahmi Eyüboğlu ile başlamış resim serüvenine. İlk başta renkleri ve kelimeleri aynı çizgide hayatında yürütmüş. Zamanla kelimeleri fırçasındaki boyayla kaplayarak "ressam" kimliğiyle yeni masallar yazmış. Etrafında olup biten her şeyi seyretmek ve gözlerinden yüreği ile beynine akan tüm görüntüleri bütün ayrıntılarıyla resmetmek istiyor. "İçimden usulca geçip gitmekte olan dünyayı anlatma, gösterme duygusu, umutsuz bir çaba oluğunu bile bile ölüme, yok oluşa karşı çıkmak üzere somut bir şeyler bırakma isteği" bana resim yaptırıyor, diyor.( Nevin İşlek - Mehlika Baş / "Camaltı" resim sergisi)(Camdaki Mutluluk/Dilek Şener)http://www.milliyet.com.tr/2003/02/02/sanat/san10.htmlBir başka çizimle anlatılan Şahmeran:Keloğlan misalinde olduğu gibi efsane olmuş masal kahramanları da, gerçekte yaşamış Köroğlu, Nasrettin Hoca gibi efsane olmuş, masallara hikâyelere konu olmuş kişiler de vardır efsanelerin içinde.uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu