Kriz derinleşerek devam ediyor. Ne yazık ki; ulus devletimiz parçalanma, milletimiz dağılma sürecine sokulmuştur. Ekonomik kriz büyüyerek devam etmektedir. Kriz aynı zamanda büyük fırsatlar da yaratmaktadır. Bu fırsat yaşadığımız böylesi acımasız karanlık tablodan kurtulmayı da getirebilir. Bu da ancak Milli Hükümet’in kurulması ve Türkiye’nin yeniden Kemalist Devrim rotasına girmesiyle olasıdır.Bunun için, bu programı sunan siyasi partinin merkezinde ve önünde yer alacağı karargâhın yaratılmasında yeni ve önemli olanaklar ortaya çıkmaktadır.İktidar yolsuzluklarının ortaya saçılması, İktidarın giderek yalnızlaşması, halk hareketinin yeni ivmeler kazanarak, yükselme koşullarının giderek olgunlaşması, Türkiyeci cephenin güçlenmesi, Cumhuriyetin kurumlarının iktidarın kanunsuzluklarına karşı gösterdikleri direnç, Kafkaslardaki gelişmeler, ABD’nin içine girdiği derin ekonomik buhran vb. pek çok olanaklar sıralanabilir.2008’in başından bu yana DTP ile AKP hakkındaki kapatma davası ve Ergenekon tertibi ile başlayan süreç, İşte bu partinin ve Milli Hükümet programının bir seçenek olarak Türkiye’nin gündemine gelmesinin yaşamsal önemde olduğunu ortaya koymuştur.Bu bağlamda bütün gücümüzü kitle hareketine önderlik ederek o siyasi partinin çözümlerini toplumun önüne koyarak, güçlü bir çekim merkezi ve çıkışı sağlayacak seçenek olduğunu göstermek zorundayız.Düşmanın tavrına bakmamız yeterlidir. Düşmanın bizi gördüğü yer öğreticidir. Türkiye düşmanları önlerindeki en büyük engel olarak hangi partiyi görmektedirler?Ergenekon tertibinin merkezine ulusalcı sosyalist bir parti’nin yerleştirilmesi, önderlerinin hapse atılması ve tertibin yürütülme tarzı bunun kanıtıdır. Bunu bilincimizde tutmalı ve buna uygun davranmalıyız.Düşmanın bizi gördüğü yerde olduğumuzu görmeli ve unutmamalıyız. Birileri yurt dışlarında dahi vatandaş hukukunu, devletinin çıkarlarını savunurken; TBMM’deki iktidar koltuklarında yan gelip yatması esef vericidir. Bu tertiplere rağmen o partinin granitten kaya gibi dimdik duruşu ve büyük bir mücadele vermesi gafiller için ibret vericidir.Aylardan hatta yıllardan bu yana daha da yoğunlaşarak sürdürülen psikolojik savaş dalgasının sebebi bu mücadele ve duruştur. Düşman; bu duruşu bozma, kaleyi düşürme gayreti içindedir. Sizlerin de gördüğü gibi; bazı kalelere sarkmış gibi görünseler de beyhude çırpınışlarla hüsrana uğramaktadırlar.Geçtiğimiz zaman sürecinde bu siyasal kadrolar; yurtsever güçleri, kitle ve meslek örgütlerini bir araya getirmiş, geniş bir cephe yaratmıştır. Örneğin; Tekirdağ Mitingi ile elde edilen başarı, İzmir Mitingi ile doruğa çıkmıştır. Bu partinin cesur ve kararlı çizgisi, doğru ve güven veren önderliği, kitle örgütleri ve öncülerde cepheye katılma iradesini güçlendirmektedir.Artık, rengini yitirmiş kişiler ya da kuruluş ereğinden sapmış kurumları yeniden canlandırma heveslerinden vaz geçilmelidir. Tüm sorun; “Düşmanın bizi gördüğü yerdeyiz!” diyebilmekte, yani milletin hür iradesindedir.