İbn Haldun bir devletin çöküş dönemine girmesinin en önemli göstergesini şöyle açıklıyor Mukaddimesi’nde: “Devlet kurarak hükümdarlığı elde ettikten sonra hükümdarlar zorluklara katlanmayı bırakarak rahatlık ve sükûnet içine dalmaya başlarlar. Büyük yapılar ve saraylar yapmaya başlayan hükümdarlar, lüks kıyafetler giymeye başlarlar. Yeni alışkanlıkların artmasıyla masraflar çoğalır. Devlette aylıkları ve maaşları arttırmanın zorunluluğu ortaya çıkar. Masraflar arttığı için gelirler masrafları karşılayamaz. Yoksullar mahvolur, zenginler lezzet ve nimetlere dalanlar, gelirlerini bu yoldan sarf edip tüketirler. Halktan ek vergiler talep etmeye mecbur kalır, halkın mal ve servetine el konulur. Ellerinden alınan bu malları hükümdarlar kendi masrafları ve yakın adamları için harcarlar.. Bundan başka devlette israflar çoğalarak memur, asker ve diğer görevlilerin aylıkları, aldıkları bahşişler masraf ve ihtiyaçlarını karşılamadığı için hükümdardan ibaret olan devlet başkanı onların ihtiyaçlarını sağlamaya aylıklarını ve maaşlarını arttırmaya mecbur olur. Devletin bu gelirleri aylıklara sarf edilir ise de onların ihtiyaçlarını karşılamaz ve ekonomik bunalım başlar. Hükümdarların böyle bir hayat sürmesi devletin de gerileme yani ihtiyarlama ve çökme dönenin başladığının işaretidir.”Sosyoloji biliminin öncüsü İbn Haldun, yukarıdaki satırları 14. Yüzyılda yazmıştı; biz 21. Yüzyıldayız.(Elif Çakır, "Döke saça yiyenler" başlıklı yazısından, Karar Gazetesi 26 Ağustos 2022.)