ASKERLER DE GÜLER

Kitaplığımdan bir kitap daha: Emekli bir Orgeneralin kitabı. Kapaktaki postal resmi darbeyi hatırlatmasın. 15 Temmuzdan beri başka şey konuşmaz olduk. Bu başka..Bu defa, kitabın alt başlığında yazdığı gibi  “Komutan Anıları ve Mehmetçikten Zekâ Kıvılcımları.” Kitabın yazarı Emekli Orgeneral M. Hikmet Bayar. (Eylül 1998 baskısı-Kastaş Yayınevi.)Milletçe travma geçirdiğimiz şu günlerde iyi gelecek ümidiyle birkaç bölüm alacağım aşağıya bu kitaptan. Biraz güleriz belki:ASKER KAÇMAZ KOVALARHer yıl hipodromda Gazi Koşusu adıyla bir koşu yapılmakta, Atatürk genelde bu koşuyu izlemektedir.O yılki koşuya katılacak atlar belirlenmiştir. Genç bir süvari subayı atı ile bu koşuya katılmak ister. Ama atı öyle Gazi Koşusu’na katılacak nitelikte değildir. Kendisine bu koşuya katılmasının mümkün olmadığı bildirilir. Çok ısrar edince, konu Atatürk’e iletilir.Atatürk, “madem bu kadar ısrarlı, katılsın” diye emir verir.Yarış yapılır, koşuya katılan subayın atı bir hayli gerilerde yarışı sonuncu olarak bitirir.Atatürk, subayı yanına çağırır ve kendisine:“Yarışa, sonuncu olmak için mi girmekte ısrar ettin?” diye kızgın bir ifadeyle sorar.Subay, esas duruşta ve gayet ciddi bir yüz ifadesiyle:“Sayın Cumhurbaşkanım, siz takdir edersiniz ki: ‘Asker kaçmaz, kovalar” der.REAKTÖRSivil bir vatandaşımız Kurtuluş Savaşı’na katılmış emekli bir generale:“Paşam, biz dört saatte Taksim’den Aksaray’a varamıyoruz. Siz ondört günde Dumlupınar’dan İzmir’e nasıl geldiniz? Bu, atom enerjisiyle olur ancak” dedi.Paşa “Doğru” dedi, Biz de zaten ondan istifade ettik. Atom, o zaman Türkler tarafından keşfedilmişti, fakat gizli tutuluyordu.”Soru sahibi güldü. Paşa, “Şaka yapmıyorum, ciddi söylüyorum, bizim o zaman Dumlupınar’da nükleer enerji ile çalışan öyle muazzam bir reaktörümüz vardı ki; şimdikiler kaç para” dedi.Karşıki şaşırdı, “Ne reaktörü efendim?” diye sordu.Paşa cevap verdi: “Oğlum, anlamıyor musun? Kemal Paşa reaktörü.”MEKTUPBir Karadeniz uşağı askere gitmiş. Aradan epey zaman geçtikten sonra çocuğu olup olmadığını anlamak için memlekete mektup yazmak istemiş. Bunları açıkça yazmak ayıp sayıldığından mani ile sormuş:Haydi var da gelTez haber al da gelBir iken iki oldukÜç olduk mu sor da gel. Babası oğluna şöyle karşılık vermiş:Bir dalda iki kiraz (*)Böyle mektup gene yazTohumun çürük çıktıİzin al da gene kaz. PARAŞÜT GARANTİSİHavacılığa merak salan biri, spor malzemeleri satan bir mağazaya girer ve tezgahtara:“Sizde paraşüt var mı?” diye sorar.Tezgâhtar:“Var efendim” diye yanıt verir.Alıcı:Sağlam mı? Düğmesine basınca garantili açılır mı?” diye ikinci bir soru daha sorunca tezgâhtar:“Açılmazsa geri getirin, değiştiririz” der. ASKER ÖLÜMDEN KORKMAZAskeri Lisede, öğrencilerin sigara içmelerini engellemek için, daha doğrusu; böyle bir alışkanlık edinmelerine mani olmak, varsa bundan vazgeçmesini temin için, okul idaresi tarafından; duvarlara bazı uyarı levhaları asılır.Bunlardan birinde;“Sigara öldürür!...” ifadesi yer almıştır.Birkaç gün sonra bu levhadaki;“Sigara öldürür!...” ibaresi altına;“Asker ölümden korkmaz!..” şeklinde bir ilavenin yapıldığı görülür.   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri