Altmışlı yıllar 27 Mayıs İhtilalinin/Devriminin yıkıntılarının/tamir ve tadilatlarının sessizliği ile hay huyu arasında bocalayan bir nesil olarak geçti bizim ilk gençliğimiz. Vatan Cephesi reklamları/anonsları/haberleri bitmiş, sıklıkla Harbiye Marşı ve benzerlerini dinleme zamanı gelmişti. Sosyal içerikli tiyatrolar, kitaplar, sosyalist yazarlar, dergilerin revaçta olduğu bir atmosferde yetiştik. Radyo tiyatroları, Anadolu İnsanının benzer özlemi ve ihtiyaçlarına iyi bir destek olmaya başlamıştı. Sabah okula gitme hazırlığımda AYAK BACAK FABRİKASI, BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ (Bu oyun Genco Erkal tarafından büyük şehirlerimizde (Ankara'da idi aslında.) oynanırken Anadolu'daki -ve tabii AFYON'DA başka bir sanatçı tarafından oynanmıştı. (Aklımda kaldığına göre adı Yücel olan, soyadını hatırlayamadığım bir sanatçı tarafından oynanmıştı ve okulda biletleri satılmıştı.) benzeri oyunların Ankara ve İstanbul'da oynandığını radyodan öğreniyorduk.Benim tuhafıma gidiyordu: "ayak bacak fabrikası mı olur?!"Oluyormuş.Düzen isterse oluyormuş.Düzen ne ister de olmaz.("Ne istediniz de vermedik!" lafları kulaklarımı çınlattı. Bak sen, nereden nereye.)Erdal Beşikçioğlu da oynadı.MEHMET ÜNAL TAŞPINAR