Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürüldüğü terör olayının temelinde istihbarat zaafiyeti olduğunu söyledi.
Türkiye’yi sarsan terör olayının ardından gözler adliyedeki güvenlik önlemlerine
çevrildi. Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürüldüğü terör olayının temelinde istihbarat zaafiyeti olduğunu söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyedeki odasında DHKP-C’li teröristler tarafından rehin alındı. Çok iyi korunan Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 8 saat süren rehine krizinin ardından polis operasyon düzenledi. Çatışmada savcı Kiraz teröristler tarafından öldürüldü. Türkiye’yi sarsan terör olayının ardından gözler adliyedeki güvenlik önlemlerine çevrildi.Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar, adliyelerdeki güvenlik önlemlerine ilişkin Ajanshaber’e değerlendirmelerde bulundu.
“DÜNYANIN EN GÜVENLİ BÖLGELERİNDE BİLE BU DURUMLAR YAŞANIYOR”
En güvenli dediğimiz ortamlar bile yüzde yüz güvenli anlamına gelmez. Sadece güvenlik tedbirlerinin diğer ortamlara nazaran daha işlevsel olduğu anlamına gelebilir. Dünyanın en önemli havalimanlarına da baktığımızda zaman zaman eylemsel faaliyetler yaşanıyor.
GÜVENLİK DEĞİL, İSTİHBARAT SORUNU VAR
Çağlayan adliyesinde yaşanan olayları durdurabilmek için somut güvenlik önlemlerinden çok, daha başka güvenlik önlemleri alınmalıdır. Çünkü X-ray cihazı eylemci için sadece orta düzeyde bir problem teşkil eder. Eylemi yapan kişiyi tam anlamıyla caydırmak için yapmamız gereken şey istihbarattır. Eylemi çok daha önceden tespit ederek eylemlerin önüne geçebiliriz. Çünkü, X-ray cihazının olması silahların içeriye girmeyeceği anlamına gelmez. Bunlar bir şekilde yine içeri silahla girecekler. O yüzden önceliğimiz iletişim ağlarını kuvvetlendirmek olmalıdır. İstihbaratın kuvvetli olmaması bu tarz eylemlerin ne yazık ki devam etmesine neden olacaktır.
“SAVCININ İSTİHBARATI OLMASI GEREKİRDİ”
Adliyeleri yüksek nitelikte güvenlik önlemlerinin yer aldığı bir ortam olarak düşünmek doğru değildir. Önemli olan savcının istihbaratıdır. Savcı bilgilendirilmeli ki böyle bir eylemden uzak durulabilsin. Burada sorgulamamız gereken adliyenin aldığı güvenlik önlemleri değildir. Biz bu bakış açısıyla adliyeyi sorguladığımızda sayıları yüzleri aşan güvenlik açığı bulabiliriz. Asıl inceleyeceğimiz alan savcı odalarının giriş çıkışlarının neden bu kadar rahat yapıldığıdır. Böyle bir yaklaşımla sorgulamamızı yaparsak ve güvenlik önlemlerinde somut örnekleri inceleme altına almadan istihbarat açıklarımızın farkına varırsak sorunun daha sağlıklı bir çözümü olacaktır. Çağlayan adliyesine nasıl silahın sokulduğunu tartışmak benim güvenlik tedbirleri sıralamamda çok gerilerde yer alıyor. Asıl konuşulması gereken bu değil.
“BÖYLE BİR EYLEM İHTİMAL DAHİLİNDEYDİ”
DHKP-C’nin yaptığı bütün eylemsel faaliyetlere baktığınızda hepsinin Berkin Elvan’la bağlantılı olduğunu göreceksiniz. Böyle bir durumun söz konusu olduğunu bildiğimiz halde Berkin Elvan’ın davasına bakan savcıya böyle bir müdahale olması da ihtimal dâhilin de görünüyor. Ancak bu da Adliye içerisinde bulunan güvenlik güçlerinin işi değil. Güvenlik güçlerinin yapması gereken sadece olay yerinin çevre güvenliğini sağlamaktır.Buradaki güvenlik açığı dediğim gibi istihbarattır.Kaynak:Ajanshaber