Evet,
Sosyal yapımız: Batı'nın ve ABD'nin yenidünyayı şekillendirirken önemli yatırımlarından birini sosyal ve kültürel yapımıza yaptığı muhakkak
Öncelikle; içimizde oluşan dernek ve vakıfların oluşumunda (ticari, mesleki, bölgesel, yerel ve kültürel) amaçlı kuruluşları yönlendirerek etkinliğini perçinlemiş, kolay kolay terkedilmeyecek bakış açısı oluşturmuştur. Tabii, bunun Osmanlı'dan bakmaya altyapı ve haklılık payları vardı. Aynı zamanda kendi vakıf ve derneklerini etkili şekilde içimize zerk etti. Amerikan kültür ve dil okulları gibi...
Bu konuyu kısa tutup, kültür alanında da ciddi yatırımlarla hem yönetip yönlendirme, hem alışkanlıklarımızı kolay kolay değiştiremeyeceğimiz durumlara devretti. TV kanalları programları ve her türlü eğlence anlayışı. Banu Avar diyor ki; “her kanalın başında mutlaka ismi bile Amerikalı olan insanlar görev yapıyor.” Klasik sinema filmleri ve TV dizileri önde gelen örneklerdendir..
Sosyal alanda; En önemli yönetme ve yönlendirme başlıklarından birisi de her türlü dinî formatlı kuruluş, kurum, cemaat ve topluluklar üzerinde olmuştur. Bunlar tarikatlar, Alevi gruplar ve doğal olarak Hristiyanlığı yaşayan kurumlarla birlikte Masonluk, Rotaryenler, Yehova şahitleri vb. topluluklar olmuştur..
Bunlarla hem siyaseti kontrol etmiş hem de bu grupların yönetimiyle toplumsal nabzımızı tutarak politika geliştirmiştir..
Ekonomik abluka ve yönetme zaten hedeflerinin önünde gelir. Üretimden uzaklaştırılmış millet, tüketime şartlandırılmış ve teşvik edilmiş halk, sonucunda ithal ikameli politikalarla esir alınmış Türk milleti.. bunlar bilerek ve planlı yapılan politikanın her türlü yollarla siyaseti tanzim ve dış politikadaki teslimiyet oluşturma neticesinde zayıflatılan devlet yapısı...
(Devam edeceğiz.)