Bugün; ülkemizin güney sınırları emperyalist USA ve PKK, IŞID vb taşeronu terörörgütleri tarafından kuşatılmış, an ve an saldırılıyor. Ulusumuz, ardışıkgünler boyu şehit cenazelerimizin ağıtlarıyla oyalanıyor.
Akdenizve Ege Denizi’nde uzanan mavi vatan; emperyalist USA ve Yunanistan, İsrail vbşer ortaklarıyla abluka altına alınmış, an ve an işgallerini genişletiyorlar.
Kafkaslarve Orta Asya’da var olan Akraba Bölgelerimizde; USA ve Birleşik Kırallık ilebenzer sömürgenler at oynatmaya kalkışmış, an ve an turuncu, pembemsi baharkarmaşası peşindeler.
Eğerbugün Ulus devletlerdeki iktidarlar, emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesivermek durumunda kalmışsa, solcuların görevi; yurtsever cephenin inşasına katkı sunmak vetam bağımsızlık mücadelelerini geliştirmektir.
“Türkiye'deki komünistlerin 1922-1923yıllarında önemli hataları oldu. Komünistler 1922 yılında 1 Mayıs vesilesiylebir bildiri yayınladı. Bu bildiride Anadolu'da sürdürülen bağımsızlık savaşınahiç değinilmiyor, bu mücadeleye destek verilmiyordu. Oysa 1921 Eylül'ündeSakarya Savaşı kazanılmıştı ve Büyük Taarruz'a hazırlanılıyordu.
İstanbul'dakikomünistler ise Anadolu'daki bağımsızlık mücadelesine değil, Sovyetler'eodaklanmıştı. Komünistlerin 1 Mayıs bildirisi şöyle bitiyordu: ‘YaşasınSovyetler Rusyası! Yaşasın Cihan Komünist İnkılâbı! Bütün kuvvet işçilere!' (…)
“1922yılında İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları Hürriyet-i Ebediye Tepesi'nde yapıldı.1 Mayıs kutlamasını düzenleyen örgütlerin ortak bildirisinde ‘barış'isteniyordu; ancak Anadolu'daki bağımsızlık mücadelesine destek, emperyalizmeve Yunan saldırılarına karşı çıkış yoktu!
“Dr.Şefik Hüsnü bir konuşmasında, Anadolu'da sürdürülmekte olan Kurtuluş Savaşı'nadestek vermiyordu. Buna karşılık İstanbul'daki (devrimden kaçan) Rusların, işçiücretlerini düşürdüğüne dikkat çekiyor ve bunların ‘memleketimiz haricineçıkarılmasını hükümetten' talep ediyordu…”
Kısacası:bu ülkede solcu geçinen İngiliz, Fransız ve Amerikan emperyalizmine açıkçakarşı çıkmıyorlardı.
Budurum günümüzde de aynen görülmekte ve yeni liberalci Liboş Sol, geçmişteki solculargibi davranmaktadır
İşte,kendisine solcu diyenler arasında hep yapılması gereken bir tartışma konusu buolmalıdır. Çünkü temel amaç olan emperyalizme karşı tavrın-duruşunbelirlenmesine yarayacaktır. İdeolojik referans noktalarının unutulmamasınasebep olacaktır. Politik körlüğün ortadan kalmasına faydalı olacaktır.
Teorisizpratik olmaz. Siyaset süreklilik ister. Günlük tepkilerle değil, günlüktepkileri kontrol altında tutan hedef ve eğilimlerle yürütülür.
Kendinisosyal demokrat, sosyalist ya da komünist diye tanımlayan biri, PKK-PYD peşinetakılarak, ABD-İsrail emperyalizminin gölgesine sığınıyorsa, bunlara şüpheylebakılır ve arkalarında halk olmaz.
Düşmanbağrına dayamışsa hançerini, var olan iktidar nefretiyle hareket edip,emperyalist odaklardan medet ummaz. Mustafa Kemal Atatürk öyle yapmadı veiktidara rağmen halkı arkasına alarak devrini başardı.
Özetlemeyeçalıştığım bu “kuyrukçu anlayış”, Türkiye soluna hep leke bulaştırmıştır. Oysa.İhtiyaç duyulan politik duruşun temeli, sağlam anti-emperyalizmdir!
Sömürgenler;S-400 füzelerini bahane ederek Türkiye'yi boğmak istiyor, ambargoyla İran'ıboğmak istiyor, Libya'yı, Yemen'i, Sudan'ı çeşitli ucuz gerekçelerle boğmağaçabalıyorsa, Kudüs'ün, Golan Tepeleri'ni işgal ediyorsa, “ama” deyip bubarbarlıklara göz yumulamaz!
Solcu;“Ama” diyerek, mazeret-kılıf aramaya kalkışılabilir mi?
Tarihtenders almak her politik mücadele için zorunludur. Hedef emperyalizmdir.