ÖZÜMÜZDEKİ GİZLİ HAZİNE “ALLAH” (14)

Allah’ı İdrak Etmek ve Görmek (2)…… Kuran’ın şu ayetinde de: “Maşrik de (doğu veya doğuş mahalli) mağrip de (batı veya batış-kayboluş- ölüm) Allah’a aittir! Ne yana dönersen Vechullah karşındadır (Allah, Esma! Muhakkak ki, Allah, tüm varlığı kapsar ve ilim sahibidir.) (1)Bu ayetin tevili şöyledir: “Doğu” ve “Batı” kelimelerinden maksat, yeryüzünün tamamı, hatta yeryüzüyle birlikte orada bulunan bütün varlıklardır (Taberi, ı, 503) Yaratılmışların tamamı mutlaka birçok yönden sınırlıdır. Allah Teala ise hem Zat’ı hem de sıfatları itibariyle eşsiz, benzersiz ve sınırsızdır..Daha önceki bölümlerde ifade ettiğimiz, Allah’ın, “Zahir ve Batın” ifadelerini tekrar ele alalım. Bu ayete göre ismi Allah olanın “Allah ve Zat” olarak iki ismi var: “Allah” ismi, kendi Zat’ının sıfatıdır. “Zat” ismi ise ÖZ, “HU”, yani Zat-ı Mutlak’tır. Bu açıklamaya göre Allah’ın “zahir” (görünen) ve “Batın” (görünmeyen) iki vasfı olduğunu görüyoruz.A’raf suresi 143. ayete Hz. Musa’ya, “Len teraniy”, “Beni asla göremezsin” deniyor. Bakara, 115. ayette ise Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü karşınızdadır” deniyor. Buradaki inceliği çok iyi anlamamız gerekiyor. Nereye bakarsak, nereye dönersek, gördüğümüz “Allah’ın âlemdeki “Zatı”nın sıfatlarıdır, yani Zatı’nın tecellileridir. Hz. Musa’ya, “Ateş” olarak göründü, yine Hz. Musa’ya bir ağaçtan, “Ben senin Rabbin’im” diye nida etti. Kelime-i şahedet getiren kimse de “şahit” tir. O da bir yerde bulunan bir şeyi gören ve gördükleri ile bildikleri konusunda bilgi veren veya tanık, olan kimsedir. Bundan dolayı; “Ben tanıklık ederim ki, (Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki) Allah’tan başka ilah yoktur.” Bu ifadeyle, “Allah’tan başka ilah olmadığını” söylüyor. Buna da gördüğü için tanıklık edebiliyor. Gördüğü Allah’ın “Zatı” nın sıfatıdır, yani tecellileridir. Musa kıssasında olduğu gibi.Hz. Ali’ye sorarlar, “Allah’ı gördün mü?”Hz. Ali’de cevap verir:“Görmediğim Allah’a secde etmem!”“Nerede gördün?” derler.Hz. Ali “olmadığı yeri gösterin!” buyurur.Nehcü’l-belağa’danTüm bu ayet ve açıklamalardan sonra her hangi bir kimseye, “Allah var mı” diye sorsak, tabi ki, “evet var” diyecek, “Allah’ı görüyor musun?" diye sorsak, “ hayır” der. Çok nadir olarak “evet görüyorum” diyen olabilir. Nerede diye sorsak, “yukarıda veya her yerde” der. Konuşurken “yukarıda Allah var” deriz. Bu cevaplar ne kadar doğru?Bütün Müslümanlar, kelime-i şehadet” getirirler. Ancak “Allah’ı görüyor musun” diye sorduğumuz zaman pek çoğu “hayır” diyor. Bunun nedeni, “hayır” diyen bir kimse, Allah’ın Zatı’nın evrende bulunan görünür görünmez tüm vasıflarını, “kafa gözüyle”, yani madde gözüyle baktığı için göremiyor, fark edip algılayamıyor, bunun için de “hayır” diyor. Yüce Allah Kuran’da: “Gerçek şu ki, size Rabbiniz'den gönül gözleri gelmiştir” (2) buyuruyor. Bakan kimse, “gönül gözü” ile bakmadığı için gerçeği görüp fark edemiyor.Yazının devamı yarınHakkı SAYGI_____________________1) Bakara Suresi, 115.2) A'raf Surdsi104

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haberleri