ÖZÜMÜZDEKİ GİZLİ HAZİNE (8)

Zat-ı Mutlak ve Allah (2)Dünkü yazının devamıdır. …. Anlatacağım bu konu çok önemli olduğu için ayrı bir başlık altında verdiğim  “Küntü kenzen” (1) kutsi hadisinden bazı hususları bu konunun daha iyi anlaşılması için burada tekrar vermeyi uygun gördüm. “Küntü kenzen mahfiyyen fe ahbebtü en u’rafe fe halektül halke li uğrafe bihi.”  (2)Önce bu hadis-i kuts-i’deki ifadeleri, ayrı ayrı irdeleyelim. Çünkü bu hadis, pek çok hususa açıklık getirecektir.a) “Küntü” (Ben idim) ifadesiyle “Zat-ı Mutlak”, kendine daha henüz bir isim vermezden evvel kendini isimsiz (ben) diye ifade ederek bildirmektedir.b) “Kenzen mahfiyyen” (gizli bir hazine.) ifadesi ile kendi varlığından haberdar etmektedir,  kendi hakikatini bildirmektedir, yani kendi varlığından bizleri haberdar etmektedir.c) “Fe ahbebtü” (sevdim-arzu ettim.) İfadesi ile Zât-ı Mutlak’ın âlemde ilk olarak faaliyete geçen sıfatının “aşk, sevgi ve  muhabbet” sıfatı olduğunu bildirmektedir.d) “En urafe” (ârif olmak bilinmeklik) İfadesi ile bilmek ve yaşamak ”irfaniyyet”i nin ne derece mühim olduğunu ve bilinçli sevginin irfaniyet sıfatı ile güzel olduğunu bildirmektedir.e)  “Fe halektül halke”(bütün yaratılmışları halk ettim) İfadesi ile Ulûhiyyetinden halkıyyetine ve rububiyyet sıfatına olan tenezzülünü ve halkıyyet sıfatı ile bildirmektedir.f) “Li uğrafe bihi.” (bu ifadeden maksat bilinmektir.)  Bunun için de belli bir şuur boyutuna erişmiş, bilinç sahibi ve kâmil insanı halk etti.Özetleyecek olursak: “Ben idim” ifadesiyle Zat-ı Mutlak, kendine daha henüz bir isim vermezden evvel kendini isimsiz (ben) diye ifade ederek bildirmektedir. “Gizli bir hazine” ifadesi ile kendi manasını ve hakikatini bildirmektedir, yani kendi varlığından bizleri haberdar etmektedir. “Sevdim-arzu ettim” ifadesi ile Zât-ı Mutlak’ın âlemde ilk olarak faaliyete geçen sıfatının “aşk, sevgi ve  muhabbet” sıfatı olduğunu bildirmektedir. “Ârif olmak- bilinmeklik” ifadesi ile bilmek ve yaşamak ”irfaniyyet”inin ne derece mühim olduğunu ve bilinçli sevginin irfaniyet sıfatı ile güzel olduğunu bildirmektedir. Bütün yaratılmışları halk ettim ifadesi ile Ulûhiyyetinden, Rubibiyyetinden Halkıyyetine olan tenezzülünü ve halkıyyet sıfatını bildirmektedir. Bunun için de belli bir şuur boyutuna yükselmiş, bilinç sahibi ve kâmil insanı” halk ettim” diyor.Buraya kadar yaptığım açıklamalar ışığında şöyle bir genel tanım yapabiliriz: Bunun için de önce Hadid Suresi 3. ayetindeki “Zahir ve Batın “ ifadelerini ele alalım. Bu ayette zikredilen;  Evvel ve Ahir, Zahir ve Batın” nispetlere göre söylenmiş sözler olduğunu, ayrıca Allah’ın zahir ve batın olarak,  her iki vasfının da Hakk olarak müşahede edildiğini gördük.Kutsi hadiste ise Allah, “bilinmek” için âlemleri halk ettim” buyuruyor. Yani kendisinin bilinmesini istiyor ve bunun için de “âlemleri halk ettim” diyorBu tanıma göre,  ismi “Allah” olan, Zat-ı Mutlak”ın sıfatıdır. O, yüce Allah ki, “bilinmek” için görünmez alandan, görünür (zahir) alana çıkmak diledi de kendisine bir görünür alan halk etti ve buna “Âlem” adını verdi, zahir oldu. Allah ismi ise kendi Zat’ının sıfatı oldu….Öyle ise, kendi “Zat’ının da, “bilinmekliği” için bir sıfata bürünmesi gerekirdi ki, bunun için de “Kendi sıfatında Âdem halk etti”   Yani Zat-ı Mutlak, kendisine ait olan; “ilim, irade ve kudret gibi tüm (genetik) özelliklerini,  Âdem’e verdi ve ona “İnsan” adını koydu.Yazının devamı yarın..Hakkı SAYGI___________________________1) Bu ifade aslen Allah’ın olup, ifadesi Hz. Muhammed’de aittir.2) Bu ifade aslen Allah’ın olup, ifadesi Hz. Muhammed’de aittir

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haberleri