RTE; şaşalı ve tantanalı günlerinden bir gün, Anayasa değişikliğinin gündeme geleceğini söyledi. Anayasa değişikliği için uzlaşma aranacağını da ekledi.BOB Eş Başkan taliplisi CHP li Kılaçdaroğlu boş duru mu ? O da hemen anayasa maddelerinde değişiklik öngörüyor. Ancak CHP, AKP ile uzlaşarak Anayasa değişikliği çalışmasına başlamak için öncelikle dokunulmazlıkların kaldırılmasını şart koyuyor.Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ise AKP yanaşmıyor. Fakat ufukta da CHP olmaksızın anayasa değişikliği yapmak olası değil.Başından beri, olmazsa olmazı yeni bir anayasa çıkartmaya bağlı olan AKP; salt bu anlayışı nedeniyle uzlaşı yeteneğine haiz değildir. Çünkü laik değildir. Çünkü demokrasi icabıyla belirlenmiş hukuk düzenine taraf değildir. Çünkü Atatürk milliyetçisi değildir. Atatürk ilke ve inkılâplarına inanmaz.AKP bu anlamda keskin bir bıçağın bir yüzü gibidir. İşte bu resimden bir uzlaşma çıkmayacağı için taraflar yeni bir Anayasayı Türkiye’ye şart görüyorlar.Türkiye; yeni anayasa dalaveresi üzerinde yaratılan ayrışmanın taraflarınca kopartılan fırtına, giderek toplumun en derinine dek işliyor: adalet, özgürlük, güven, eşitlik, ahlak ötekileşiyor.Türk ekonomisi de ayrışmadan payını aldığı için; Türk halkı ve onları motive eden ekonomik kurumlar biçare ediliyor.Anayasa değiştirilmesine rağmen yine de önünüze konan her seçimde, sanki yeni bir anayasa hazırlama yeterliliği ve yetkisi isteniyor.Uzlaşmanın olamayacağı noktasından hareket eden AKP, yeni bir anayasaya giden yolun demokratik görünen bir başka yöntemini ise hep deniyor. Örneğin; yaklaşık yedi sekiz yıldır, AKP devlette inanılmaz kadrolaşmaya devam ediyor. Devletin önemli kurumları birer birer siyasallaştırılarak devralınıyor. Geriye kalan diğerleri için de zaman bekleniyor.Emperyalizmin Ortadoğu Projesine canla başla hizmet ediliyor. Ortadoğu’nun siyasi, ekonomik menfaatleri Türkiye’den batıya aktarılmağa çalışılıyor.Bölgenin çok karışık etnik yapısı, din, mezhep vb. ayrılıkları kaşınmadan, sınırlar ötesinde ekonomik, siyasal ortaklaşmaya dayalı ülkeler yapılanması isteniyor.AKP bu politikayı bölgede önerirken, Türkiye’de Güneydoğu’da da bizzat kendisi uyguluyor. Daha şimdiden ‘Türklük’ yerine ‘vatandaşlık’ uygulanıyor. Ulus devletin hukuku değil, sözde demokratik hukuk kuralları işletilmeye çalışılıyor.Öylece PKK ve Kürt sorununda TSK’nin bölücülüğe karşı anayasal tavrını kırmaya çalışıyor. Ümraniye Soruşturması ile de; başlı başına, TSK’nin bölücülük ve irtica karşısında yumuşatılması amaçlanıyor.Kısacası; örneğin ikinci madde de belirtili “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” şeklinde ifadesini bulan, Cumhuriyetin nitelikleri örselensin isteniyor.Gelinen son tabloda belirginleşen durumu hepiniz görüyorsunuz: ‘Cumhuriyet’ ya da ‘Millet’ adlarıyla kurulan ittifakların ortak paydası ve birbirinin aynı olan politikalar, o düşünce planının hem de ayrıntılarıyla yer almış kanıtları. Ancak; bu sonucu, o ittifak partilerinin seçim bildirgelerini okuduğunuzda tüm açıklığıyla anlayacaksınız…