İŞ BİLENİN, KILIÇ KUŞANANIN


Birtakım kaset olaylarına değin hiçbir düzmece başarılı değilken, Baykal’ı hedefalan operasyon ne yazık ki, başarıya ulaştı. Yine ne yazık ki, o operasyonubaşarılı kılan, Baykal’ın bizzat kendisi oldu.

Hemde tek bir sözüyle. Pensilvanya’dan aldığı mesajın samimiyetine inandığınıaçıkladığı an, operasyon tamamlandı.

Şimdiadamlar CHP ve lider kadrosuyla nasıl da gırgır geçiyor!

Pensilvanyamesajından sonra, artık meydan okumaların hepsinin içi boşaldı. Baykal’ınhayatında yaptığı en etkili ve içerikli o konuşma o anda bir biat ilanınadönüştü. O andan itibaren de  Baykalbitti. Felçli haliyle milletvekili seçilip, milletin sırtından geçinmezavallılığına düştü.

İşteöylesi anlardan sonra, kritik konular, devlet adamları tarafından şifrelerleaçıklanır oldu?

Osahneyi anımsayınız:

Baykal,yaşamında belki de ilk kez elindeki yazılı metinden ayrılmadı. Pensilvanyaaçıklamasını da kuşkusuz tartarak yazmıştı ve bütün milletin önünde FethullahHoca’yı akladı.

Fethullahve cemaatı, bu kez tahtının bir ayağını da CHP’nin sırtına oturtmuştu.Açıklamanın nesnel sonucu bu! Baykal, sözlerinin nereye varacağını hiç bilmezmi?

Biatkavramını abartılı bulanlar olabilir. Unutulmasın ki, Pensilvanya bireyalettir; bağlı olduğu merkez, Washington’dur. Demek ki; Pensilvanya üzerindenWashington’a biat olmuş.

CHP,içine girilen “kansız iç savaşa” o günlerde henüz hazır değildi. Bu yüzden elanher yumruğu şaşkınlık ve çaresizlikle karşılıyorlar.

İstikrardönemlerinin politikacılığı artık bunlar için geçersizdir. Batı’nın programadayanan değil, yüzeysel taktiklerle yürütülen politika okulu içinde kazanılanyetenekler bugün çare değildir.

Tarihte,hiçbir büyük sorun usul ve hukuk oyunlarıyla çözülmemiştir; nitekim çözülemedi.Nitekim Türkiye’de de; Allah’ın Kahrettiği Parazitler zorbalık ve şiddetle,Mustafa Kemal Paşa’nın kelleyi koltuğa alan devrimciliğini silerek alaşağıetmeğe çabalıyor.

Milletadına üzücüdür ve yazıktır. Tertibe Feto’ya el uzatarak cevap verme girişimininsonu, tertibin altında kalmak olmaz mı?

AltıOk’un devrimciliği, geçmişte kalan bir anı değildir. Tutuculuk değildir.1927’deki gibi “Muhafaza ve müdafaa” ruhu değildir.

BugünTürkiye’nin kapısını çalan devrimi yapmaya hazır olmaktır. Türkiye’nin devrimleçözülmesi kaçınılmaz sorunlarına, devrimci tavırla yaklaşmaktır.

WallStreet Journal’in yazdığı “Türkiye’de kansız iç savaş” tahlilini nedense birtürlü göremediler?

Türkiyetutuşmuş yanıyor. Ama onlar ateşle imtihana hazır değiller. Türkiye’nin birşiddet ve zorbalık döneminin içine girdiğini zaman zaman söylüyorlar. Ama buortamın gerektirdiği devrimci siyaset ve eylemden uzak durma alışkanlıklarınısürdürüyorlar.

AbdullahGül’ün itiraf ettiği “İki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşmayı” da görmekistemiyorlar.

Halkıngücünü seferber ederek, Alaca Karanlık iktidarların fiyakasını bozmayı birtürlü düşünemiyorlar.

Eskidenİsmet Paşa’nın bir çizmesi vardı. Onlar, o çizmeyi de müzeye kaldırmıştır.Hatta müzede bile durduğu şüphelidir. Çünkü o çizmeden, adına “demokrasi” denenGladyo-Mafya-Tarikat rejimi adına utanmaktadır. Bunlar bu nedenle, iktidarlarınABD’nin hakemliğinde el değiştirdiği bir modele teslim olmanın acılarınıçekiyor.

Bunlar,Kemalist Devrimcilikten çoktan vazgeçmişler. Kıbleyi kaybederek, emperyalistsistemin sosyal demokrasisine yönelmiş oluyorlar. Oysa  ABD eksenli Ilımlı İslam’ın muskasını Fetoyazıyor.

Feto’nunyazacağı muskadan çıkar umarak, Türkiye bu tertiplerin, bu hilelerin, buzorbalığın, bu şiddetin üstesinden geleceğini sananlar, o tertiplere teslim oluyor.

Açlıkgrevleri yaparak, duygu sellerine kapılarak ortaya atılan çözümler, çözüm olmuyor.

KemalistDevrim rotasının haritasına iyi bakın, orada Pensilvanya diye bir selamlamamakamı gözükmüyor.

Oradayazılı olan şudur:

“Türkiye,şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz.”

Haçlıirticaının tertipler ve zorbalıklar ülkesi de olamaz.

Düşman,Hitler gibi, Tramp gibi kuralsızdır; ahlaksızdır; her tür şiddet, hile vetertipte maharet sahibidir.

Budüşmana, kendisini “deliğe süpürme” yetkisi almış olan erk sahiplerinin, onlarcayıldır uyguladığı yöntemlerle, yarınlarda daha neler yapamayacaklarının daişaretlerini veriyor.

Bukoşullarda onlardan her şey beklenir. O halde; İmparatoru atından alaşağı etmekisteyen bin hançer darbesini de göze almalılar, değil mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haberleri