İçte ve Dışta KUŞATILMIŞ TÜRKİYE (3)

    A V M....LER.
    Evet dostlar, ticaretbir ülkenin ve milletin can damarlarından biridir.. Özellikle iç ticaret veperakendecilik.. Türk milletinin ticaret kültürü ahilik sistemi üzerine bina edilmiş,bunu yurt içinde karayolu ve demiryolu ile ülke sathına ulaştırmayı sistemhaline getirmiştir. Karayollarında da kervansaray kültürüyle hem kolaylık, hembölgeler ve insanlar arasında sosyal dayanışmayı esas ittihaz edinmiştir..
      Modern hayatta bu, esnaf ve kuruluşları ve meslekodalarıyla otokontrol sağlama yoluna gitmiştir. Küçük bir esnaf ve zanaatkarbir semtin; içinde yaşadığı sokağın tedarikçisi, küçük ihtiyaçlarınkarşılandığı finans kuruluşu, abisi, kardeşi, emanetçisi, koruyup kollayıcısıve hamisi olmuştur.. O muhitin dert dinleyeni, çözüm bulanı ve insanlarakolaylık sağlayanıdır. Yani ticaretten öte sosyal varlık ve çok mana ifade eder.Belki marka değil ama küçük üretici içinde bir köprüdür. Fiyatlar fahiş,yanıltıcı değil, reel ve insana hizmet eder tarzdadır.
      Peki, ne oldu küreselciler ve temsilcileri iktidarageldikten sonra? Yani 2001’den sonra?! Kontrolsüz, plansız, acımasız ve agresifbir dahili ticaret ve AVM politikası uygulanmaya başladı.. Türkiye de örneğiolmayan yabancı ve zorlamayla ticareti başkalaştıran yapı kurdu..
    Bu durum kesinlikle, Türk milletinin hayrına olan bir şey değildi.Kural, kaide ve sistemi küresele hizmet eden, geleneksel esnaf kültürünü imhaeden " işgalci" durumdu.
      Her şeyden önce, kentin; makro ve yüz binlik planlarındaolmayan yapı, başta ulaşım olmak üzere bütün altyapısını bozan durum.. İkincisi,yerli mallardan ziyade dış dünyanın mallarının pazarlaması. Küçük imalatçı veyerli üretimin az pay aldığı, AVM’lere mal veren üreticinin de fiyatta rekabet ettirilmediğibir anlayış. İçerdeki aktörler zaten yabancı markalar.
      Çalışanların, kendilerine dikte ettirilen şartlardan başkahak iddia edemeyeceği iş hayatı! Sosyal hayata hiç katkısı olmayan kümelertopluluğu. Bunların planı programı da yok. Yüz metreye bir AVM anlayışı. Kısacahiç kimseye hitap etmeyen ve faydası sömürenlere olan hayat tarzı. 'Hayattarzı' diyorum, tam anlamıyla bir tarz. Kural ve alışkanlık başkalaşımlasonuçlanan sektör.
      Şimdi bunun müsebbibi kim?. Halk mı? İşçi mi? Köylü mü?Hiçbiri değil tabii. İktidar ve bunu destekleyen kitle. Bunun yerinedestekçileri ne alıyor? Ezilmiş, büzülmüş duygularının tatmini ve dinleuyutulmak.. Uyuşturulup gerçeklerin çarpıcı tokadındankurtulmak Selamlarımla..