Franklin bir çocuğa bir elma vermiş.Çocuk çok sevinmiş.Bir elma daha vermiş.Çocuk daha çok sevinmiş.Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüş.Ve bir elma daha verince,çocuk dört elmayı elinde zapt edememiş,sonuncusunu düşürmüş yere…Bu sefer ağlamaya başlamış çocuk...Hiç kimseye haketmeği kadar ve taşıyamayacağı kadar değerlerinizden vermeyin!Bernard shaw ne demiş ;" Keyifler değildir yaşamı değerli yapan....Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan."Hade öptüm ...Kib... bye ;)Vandal mıhtarMehtap KuşBANA ADRES SORMATrendeyim... Delikanlının biri geldi "kardeş ! İstinye Park'a gideceğim Nispetiye de insem olur mu?" diye sordu. Ulan Nispetiye nere İstinye nere? Ordu-Artvin arası. Hah dedim sana bu aklı verenin aklına şaşayım. Yok, dedim. "Ben şimdi Levent'te ineceğim, sen yanlış trene binmişsin, karşıdaki trene bin, İtü'de in. Orada bir hıyara sor, o sana yardımcı olur." Derken Levent'te indik, şans bu ya karşımızda tren. Koş dedim, yetiş. "Kardeş sağol." Ne demek canım, yani kardeşimize yardımcı olmuşuz. Neyse bindi gitti, iki adım attım. Ulan dedim, o tren Taksim'e gidiyor. Taksim nere İstinye nere? Edirne-Artvin arası. Sıçtık!Herifi doğru trenden alıp, alakasız trene yolladık. Halbuki dört beş istasyon beklese İstinye'de inecek. Şimdi bindiği trende muhtemelen İstinye'yi soracak. Bilen kişi de "yanlış trendesin, bu trenden in karşıdaki trene bin" dediğinde artık çocuğun suratı ne olur belli. Gelmişime geçmişime sıvar, pür-ü pak olurum :/Gerçi ergenlik yıllarında biri adres sormasın. Lunapark diye mezarlığa gönderirdik. İşin aslı gönderdiğimiz kişinin hiç de arkasından gülmezdik. "Ha ha ha lavuk adres sordu biz de şuraya gönderdik kih kih kih" diye bir anımız yok. Gayet doğal birşey yapmışız gibi davranırdık. Zaten psikopat ruh hali de burada başlıyor.Yok artık iyice inandım. Hiç adres sorulacak biri değilim. Belki de bilinçaltımın oyununa geldim. Biri adres sorduğunda psikopata bağlıyorum. Yani iyi niyetli olsam bile " gönderme o i.neyi oraya, ziktir et başka yere gitsin." gibi fırlamalığı içimden atabilmiş değilim.Günlük hayatımızda bilinçaltımız bize türlü türlü oyunlar oynar, bizimle eğlenir. O sırada bunun farkında olmayız. Ne vakit hikaye biter, o sıra kendisi geri çekilir, biz uyanırız.Birde elli senelik toplumsal bilinçaltı vardır ki, gotunde don yoktur, sifonu para gitmesin diye on işemede çekersin ama sana anlatılan yapılarla, binalarla, köprülerle övünürsün. Sağ ve sığ iktidarların solcu karalaması o kadar çok beynine işlemiştir ki, bir haksızlığa tanık olup başkaldırmaya kalksan, oracıkta "ulan ben solcu muyum?" deyip, kendine kızıp geri çekilirsin. Elli altmış hatta yüz yıllık uyuşturma hipnoz seansı bilinçaltına işleyip, bilinci arka plana itmiştir.Haydi biz trenden trene atlayıp dolap beygiri gibi dönüp dolaşıyoruz da, senin bindiğin tren gittiğin istikamet altmış senede memleketi yedi bitirdi. Ne huzur bıraktı ne asude bir hava. İşte haber bültenleri ortada.Bundan sonra biri adres sordu mu? Kendisine güneşli güzel günleri anlatacağım. Varsın deli desinler, zaten akıllı olup da hangi durağa varmışız ki...Vandal mıhtarMehtap KuşİNORGANİK DEVE SİDİĞİİnorganik deve sidiğinin üstüne organik hoşafı çekince " Bir Atatürk gider; bin Atatürk gelir" gibi cümleler kurmanız normaldir.Mehmet Efendi bunun yanında fazladan bir şey alıyor mu diye kendisine soracağım ama sayfadan engellediği için pek görüşemiyoruz. En son saray fedaisi olup, organik yağdanlıkla beraber "tabanca kuşandıkları" muhabbette kalmıştık. La Metin, açsana lan sayfanı, hele bir şey diyeceğim, çekinme la!Benim la... Benim ! :)Vandal mıhtarMehtap KuşKUYULAR - KUYULAR - KUYULARLa Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar: "kuyu açma ihalesinde 35 kuyu hiç açılmamış. Sanki kuyu varmış gibi kapak konulmuş kapağı kaldırdık altında kuyu yok ve maliyet 5.5 milyon"Lan bari üç metre kazıp, etrafını ıslatsaydınız arsız utanmazlar. Yolsuzun salağı bile bize nasip oldu arkadaş.Vandal mıhtarMehtap Kuş