FAŞİST PROBAGANDA


Anayasadeğişiklikleri oylamasından sonra gerçekleştirilen bugünün ülkesinde, tek birözgürlük var: Sanki iktidar ortağı gibi davranan Tarikatçı Cemaati veİktidarını Savunma Özgürlüğü!

Siyasetözgür değil, üniversite özgür değil, basın ve sendikalar özgür değil,dolayısıyla halk özgür değil…

İnsanlar;Bazı yayın organları ve oralarda yazan bazı köşe yazanlarındaki dönüşlerigözlemleyip, gelinen noktayı merak ediyorlar.

Siyasetinmatematiğini yanlış kavradıklarından; dövündükleri açık olsa da, liberallerinçark etmelerine bir neden de bulunmuyor. Hatalarından dönmeleri söz konusu biledeğil. Onların ilkesiz şeyler olduğunu bilip, görmeyen yok ki!

Belliki, canları sıkkın; ama ülke adına, halk adına değil, kendi adlarına, işlevsizkaldıkları, değişen ülke şartlarında kendilerini yerleştirecek bir ortambulmakta zorlandıkları için değil mi?

Kendinitehdit altında hisseden hükümet; ister istemez bazı reformlardan vazgeçmekte,içindeki baskıcı eğilimcilerin önünü alamamaktadır. O nedenle bırakınliberalleri, bugün kendilerini liberallerden ayrı göstermek isteyen,liberallere sert eleştiriler yönelten birçok solcunun da durumu da neredeyseaynıdır.

Elbettebazı saf tipler; “Sermayenin ya da devletin iki kanadı arasında sürmekte olanmücadele” nedeniyle, her şeyin çözüldüğünü sanıyorlar.

Bütünbu olup bitenlerin; emekçi sınıfları salt esnek üretim, taşeronlaştırma,işsizlik, hayat pahalılığı bağlamında ilişkilendirdiğini es geçiyorlar.

Gericileşme,hukuksuzluk, toplumsal ve bireysel yaşam alanlarına yapılan müdahaleler bile;“sermayenin iki kanadı arasındaki mücadelenin sıcaklığı” nedeniyle kayıtsız,tarafsız kalınacak gündemler konusunda şaşkınlık yaratıyor.

Bunedenle insanların, aniden uyanıp “tüh amma hata yapmışım” diyeceklerinidüşünmemek gerekiyor.

Türkiye’desiyasetçi dans eder, 180 derecelik dönüşler yapar, ama hataları hep başkalarınayüklenir. Siyasetçinin kendisi; sadece kafasındaki aşkın peşindedir, saltgerçek odur!

TBMM’dekimuhalefetin şu günkü hali, bu söylenenlerin kanıtı değil mi?

İşşimdi, TBMM’de kendilerinin temsil edilmediğine inan % 42’nin ne olacağı, iyiceönemli hale geldi. İttifak arayışları bundan…

Kimilerinegöre; işbirlikçi iktidar heveslileri karşıtları ‘birlik’ olmalı. Ama bakınız;TBMM’deki siyasetçiler ile cezaevlerine tıkılan TSK’nın üst kademelerinin,emekli generaller dâhil olmak üzere elan çalışmakta olanların, birliktedavranmaları söz konusu bile olmuyor. Bazılarının siyaseten ne dedikleri dahi anlaşılmıyor.

Basındantakip edildiği kadarıyla; çoğu birbirleriyle kavgalı ve en yakınlarından kazıkyediklerini düşünenler var. Halk onlardan umutsuz…

AlacaKaranlık Parazitleri karşıtlığını, sınıf eksenine yerleştiren ya da yerleştirmeiddiasında olan sosyalist solun bileşenleri ise, en azından şimdilik,ilişkilerini dayanışmanın ötesine taşıyabilecek ortak zemine sahipolmadıklarını gösterdiler. Öncelikleri, iddiaları ve ideolojik referansları çokfarklı görünüyor, değil mi?

Peki,ne olacak?

Herhareketin bir doğrultusu olur. Ama nereye?

Kim,kimden neyi talep ediyor?

BugününTürkiye’sinde olup bitenleri algılamak istiyorsanız eğer, duygusallıktan olabildiğinceuzak olmalısınız.

Sırıtan,kıvırtan, nabza göre şerbet dağıtan, olmadık ve umulmadık sözler sarf eden birsiyasetçiye umut bağlanışındaki hüzün verici trajediye de ortak olamazsınız.

Öncetutarlılık, sonrasında da kararlılık aşısı yapılmalı. Karşıt devrimin faşistpropagandalarının etkisi altında kalınmamalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Manşet Haberleri