1995 Dinar Depremi’nin 21. Yılı nedeniyle Dinar Belediyesi tarafından Suçıkan Park tesislerinde deprem şehitlerimiz için bir program düzenlendi. Gazi Yılmaz tarafından okunan Mevlid-i Şerif ile başlayan yemekli programa, Dinar İlçe Kaymakamı Mustafa Şahin, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı İlker Karademir, Belediye Başkanı Saffet Acar, Cumhuriyet Başsavcısı Emrah Özge Yelken, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kadriye İlhan, İlçe Emniyet Müdürü Yunus Dinç ve deprem şehidi aileleri katıldılar.Burada günün anlam ve önemini belirtmek için bir konuşma gerçekleştiren Belediye Başkanı Saffet Acar, 1 Ekim 1995 yılında Pazar günü saat 17.57’de ilçenin ve ülkenin en acı on saniyesinin yaşandığını belirterek şöyle konuştu, “İlçemiz birinci derece deprem riski taşıyan ilçeler arasında yer almaktadır. Bu nedenle yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Dinar Belediyesi olarak depremle yaşamayı ve bu konuda halkımızın desteği ile deprem yönetmeliğine uygun yaşanabilir, sağlıklı yapılar ve alanlar oluşturarak can ve mal kaybımızı minimum seviyeye düşürmeyi planlıyoruz. Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar genellikle hatırlanmak istenmez. Ancak 1 Ekim 1995, sönen umutları yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için bize sorumlulukları anlatan bir tarihtir. Bu bağlamda depremde kaybettiğimiz deprem şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı, sabır diliyor ve acılarını paylaşıyorum” dedi.Dinar İlçe Kaymakamı Mustafa Şahin İse, bir yerde görev yapmanın o yerin kaderine ortak olmak olduğunu söyleyerek şu cümleleri söyledi, “O yerin güzelliklerine, üzüntülerine kederine her şeye dâhil oluyoruz. 1 Ekim 1995 gerçekten de çok üzüntülü bir tarih. Sadece ilçe için değil, ülke genelinde üzüntü vardı. Çünkü bir tarafta akan bir kan var, diğer tarafın ise mutlu ve sevinçli olmasının imkânı yok. Ben her ne kadar ilçede yeni görev yapsam da 21 yıl önce yaşanmış bir travmanın izlerini görebiliyorum. Sayın belediye başkanımızın üzerinde durduğu alzaymır konusu vardı. Türkiye alzaymır oranında yüzde 0,6 iken bu ilçede bu oran yüzde 1,3. Yani bu bir travma yaşamak demektir. Nüfus azalmış, ekonomik sorunlar çoğalmış ve şuanda kendisini toplamaya çalışan bir ilçeyle karşı karşıyayız. Bu demek değil ki 1 Ekim 1995 Dinar için bir son. İnşallah bundan sonra geleceğe daha fazla ümitle sarılarak devlet yatırımlarımızı, genel bütçe yatırlarımızı daha fazla hissettirerek moralimizi, motivasyonumuzu geleceğe yönelik artırmamız gerekiyor.