Sandıklı İlçesi'nde oturan Üstün ailesi 4 kuşaktır bakırcılık yapıyor. Aile, ata mesleğini yaklaşık 100 yıldır devam ettiriyor.Sandıklı Eski Sanayi Sitesi'ndeki 4 bakırcı esnafından 51 yaşındaki Ahmet Üstün, 46 yaşındaki Mehmet Üstün ve Hidayet Üstün kardeşler, mesleği babaları Ali Üstün'den, o da annesinin babasından öğrendi. Kardeşlerden Hidayet Üstün 6 yıl önce yaşamını yitirdi. Ata mesleğini sürdürmeye çalışan 2 kardeş, işi Mehmet Üstün'ün oğlu 20 yaşındaki Alaattin ile Hidayet Üstün'ün oğlu 28 yaşındaki Ali Üstün'e öğretti. Ailenin dördüncü kuşak bakırcısı olan kuzenler mesleği yaşatmak için çalışıyor.'100 YILI AŞKIN SÜREDİR YAPIYORUZ'Mehmet Üstün, "Bakırcılık çekirdekten yetişmek gereken bir meslek. Sonradan ve kolaylıkla öğrenilen bir meslek değil. Babam bu mesleği dedesinden öğrenmiş, ben de babamdan öğrendim. Aile olarak 100 yılı aşkın süredir bu mesleği yaptığımızı biliyorum ama ondan öncesini bilmiyorum" dedi.'BAKIRCI ESNAFI OLARAK ARADA KAYNIYORUZ'Bakırcılığın en büyük sıkıntısının malzemenin pahalılığı olduğunu aktaran Üstün, "Devletin desteği var ama desteklenirken meslekler genellendiği için bakırcı esnafı olarak arada kaynıyoruz. KOSGEB'in sigorta desteği var. Ama soyadı aynı olanlar yararlanamıyor. Azalan bu mesleklerde de ancak çocuklar yetiştirilebiliyor. Bir de düzenlenen toplantılarda bütün esnaflar bir arada toplandığı için yani meslek gruplarını tek tek toplamadıkları için ortaya konulan sorun sigortadan ileri gitmiyor. Elma ile portakalı topluyorlar. Çıkan sonuçta elmalı portakal oluyor" diye konuştu.'BAKIRCILIK İÇİN ÜNİVERSİTEYİ BIRAKTIM'Bakırcılık mesleğini sürdürmek için üniversiteyi bıraktığını anlatan Ahmet Üstün, şöyle dedi:"Meslek Lisesi'ni tamamladım. Sonra Hacettepe Üniversitesi Maden Bölümü'ne gittim. Bakırcılık yapmak için okulu bıraktım. 1984 yılının sonlarında bu mesleğe girdim. Tabi çocukluğumuz da bakır dükkanında geçti. Bu meslek kimseyi aç koymaz. Ama sanatkar olmak ve sabretmek şartıyla. Bakırdan çorba tası, yumurta dığanı, haranı, kazan, desti yaparak bu mesleğe başladım. Çelik, alüminyum, plastik gibi malzeme çıkınca bundan para kazanamaz hale geldik. Daha sonra cami alemleri ve süs eşyaları yapmaya başladık. Sakarya Hendek Rasim Paşa Camisi'nin alemini yaptık. 3 metre hilal çapı ve 700 kilogram ağırlığı bulunmakta. Bunun dünyada ilk olduğunu düşünüyorum. Çünkü tamamen el yapımı. Hiçbir pres makine kullanmadık. Son olarak da Irak'ta Erbil kentine yeni yapılan camiye alem yaptık. Türkiye'yi aştık ama bazı sıkıntılarımız var. Malzeme ve ekipman eksiğimiz var. Yetkililer 50 bin lira kredi için 10 bin lira ciro istiyor. 10 bin lira cirosu olan bir işletmeye 50 bin lira neye yarayacak?"'MESLEĞİMİZİ ÖLDÜRMEMEK İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ'15 yıldır bakırcılık yaptığını söyleyen Ali Üstün, "Babam 6 yıl önce vefat etti. Babam dedemden öğrenmiş. Ben de babam ve amcalarımdan öğrendim. Elimiz elverdiğince, ömrümüz yettiğince biz de bu mesleği devam ettirmeye çalışacağız. Mesleğimizi öldürmemek için gayret gösteriyoruz. Genellikle bakırdan cami alemleri imal ediyoruz. Hediyelik eşyalar yapıyoruz" dedi.BOŞ ZAMANLARINDA ÇALIŞIYORAlaattin Üstün de "Şu an açık lisede okuyorum. Okurken de boş zamanlarımda dükkana gelerek babamın ve dedemin yanında bu mesleği öğrendim. Biz 4'üncü kuşağız" diye konuştu.
DHA