Yeni Sendika Afyonkaahisar İl Temsilcisi Osman Aktaş, ‘“Yüzde 2 kotası sendikal hak ve özgürlükleri resmen kısıtlamaktadır. Uygulamaya cevap veremeyen kanun olamaz! Siyasi irade, bu tasarıyı alkışlayanlar tarafından yanıltılmaktadır” dedi
Yenilikçi Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Yeni Sendika) Afyonkarahisar İl Temsilcisi Osman AKTAŞ, yaptığı açıklamada, ‘Sendikalara Yüzde 2 Kota’ uygulamasıyla ilgili açıklama yaptı. Aktaş, yüzde 2 kotasının sendikal hak ve özgürlükleri kısıtladığını söyledi.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KISITLANIYOR
Aktaş, “Yüzde 2 kotası sendikal hak ve özgürlükleri resmen kısıtlamaktadır. Uygulamaya cevap veremeyen kanun olamaz! 2022 Temmuz ayındaki sayıların baz alınması yanlıştır! 2022 Temmuz'da yüzde 2'yi aşmayan ama şimdi aşan sendikalara ne olacağı belirsizdir! Siyasi irade, bu tasarıyı alkışlayanlar tarafından yanıltılmaktadır” diye konuştu.
“Hepimiz biliyoruz ki bu uygulamanın bu haliyle hayata geçmesi halinde Türkiye'de sendikal hak ve özgürlükler ciddi şekilde yara alacaktır” diyen Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan düzenlemeyle Danıştay’ın yürütmesinin durdurulması kararının hükümsüz hale gelmesi hedefleniyor/geleceği sanılıyor fakat gözden kaçırılan bir husus var. Toplu sözleşme hükmü kanundan önce uygulanır ve yürürlükteki bir toplu sözleşme hükmü, kanunla bertaraf edilemez. Diğer taraftan, Danıştay kararı gereği yüzde 1 barajının uygulanması mümkün olmadığından ve toplu sözleşme 31 Aralık 2023 tarihine kadar yürürlükte olduğundan sendika üyesi kamu görevlileri hiçbir ayrım olmadan 31 Aralık 2023 tarihine kadar aynı oranda ve tutarda toplu sözleşme ikramiyesinden faydalanacaklardır. Bu yönüyle bu hüküm ancak 1 Ocak 2024 tarihi itibariyle uygulanma imkanına sahip olabilir.”
Yeni Sendika Genel Başkanı Metin Memiş’in TBMM’de milletvekillerini bilgilendirerek ve Meclis Grup Başkanlarıyla görüşmeler yaparak bu tasarının yanlış olduğunu bir an önce geri çekilmesi yönünde yetkililere, ‘Sendikalara Getirilmesi Düşünülen Yüzde 2 Kotası Değerlendirme Raporu’nu sunduğunu anımsatan Aktaş; “Anlaşılan o ki yetkili konfederasyonun bağlı sendikaları hızla devam eden üye istifalarını durdurabilme noktasında çaresiz kalınca, sendikal zenginliği engelleme yöntemine başvurmuşlardır. Kamu görevlilerinin hakları için pazarlık yapmaları gereken işverenle, kamu görevlileri üzerinden bir uzlaşma yapıldığı intibaı talihsiz bir tarihi vesikaya dönüşmek üzeredir. Hazin olan şu ki; toplu sözleşme hakkının gereklerinin icra edilmesi yerine toplu sözleşme ikramiyesinin genellik ilkesini imha etmek üzerine bir sendikal çaba peşinde koşulmakta ve ‘Hazine Yardımı’ seçmenlere değil partilere ödenmektedir. ‘Toplu Sözleşme İkramiyesi’, sendikalara değil kamu görevlilerine ödenmektedir. Bilindiği gibi; 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin konuyla ilgili hukuka aykırılık içeren hükmüne yönelik Danıştay tarafından verilmiş yürütmenin durdurulması kararına ve bu karar içeriğinde yer verilen gerekçelere rağmen konuyla ilgili şimdi ısrarla yeni bir yasal düzenleme yapılmak istenmektedir. O dönem ortaya çıkan yürütmenin durdurulması kararında “yargı kararını hükümsüz hale getirmek amacıyla kanun yapılması sonucunu doğurmanın” da ötesinde, şimdi ise anılan karar içeriğinde yer alan “anayasal hüküm ve ilkeler ile konuyla ilgili evrensel ilkelere ve uluslararası sözleşmelere” de aykırı nitelikte kanun yapılması tartışmalarına neden olunacaktır” ifadelerini kullandı.
Afyonprestij.com