Mescid-i Aksa’ya İsrail askerlerinin yaptığı saldırılar konusunda bir açıklama yapan Anadolu Gençlik Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Mevlüt Üyümez, “Siyonist İsrail, her zaman olduğu gibi uluslararası anlaşmaları hiçe saymaktadır. Mescid-i Aksa bir İslam mabedidir. Buna rağmen terör devleti İsrail, Mescid-i Aksa’yı belirli zamanlarda Yahudilere tahsis etmek istemektedir” dedi.Anadolu Gençlik Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Mevlüt Üyümez, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı saldırı nedeniyle bir açıklama yaptı. Üyümez, Terör devleti İsrail, Müslümanlara yönelik saldırı ve kışkırtmalarına sistemli bir şekilde devam ediyor. Yahudi takviminde yılbaşı kabul edilen Roş Aşana bahanesiyle, beş gündür Mescid-i Aksa’ya yönelik yapılan işgal ve saldırılar, Filistin topraklarını Müslümanlardan arındırma politikalarının bir parçasıdır. Siyonist İsrail, her zaman olduğu gibi uluslararası anlaşmaları hiçe saymaktadır. Mescid-i Aksa bir İslam mabedidir. Buna rağmen terör devleti İsrail, Mescid-i Aksa’yı belirli zamanlarda Yahudilere tahsis etmek istemektedir. Mescid-i Aksa’ya Müslümanların girmesini silah zoruyla engelleyerek, yine silahlı unsurların eşliğinde Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya sokulması, Mescid-i Aksa’yı Müslümanların elinden almaya yönelik bir politikanın adım adım işletilmesidir. Bir mabede girişin silah zoruyla yasaklanması, yine bir mabede o mabedin varlık sebebine düşman sapkın Siyonizm inancının mensuplarının silah zoruyla sokulması küstahça bir davranıştır” dedi.“MESCİD-İ AKSA’NIN HUKUKİ STATÜSÜ DEĞİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”Üyümez, İsrail’in Mescid-i Aksa’nın hukuki statüsünü değiştirmek için uğraştığını ve buranın Müslümanlara aitliğini yok etmeye çalıştığını belirterek, “Terör devleti İsrail’in amacı ilk fırsatta Mescid-i Aksa’nın hukuki statüsünü değiştirmek ve burayı Yahudilerle Müslümanlar arasında bölmektir. Terör devletinin Başbakan’ı Neteyahu’nun “Mescid-i Aksa’nın hukuki statüsüne saygılıyız” sözleri Siyonist katillerin tüm dünyanın gözlerine bakarak yalan konuşabilme yeteneğinin bir parçasıdır. İlk günden beri İslam coğrafyasına bir hançer gibi saplanmış olan İsrail bilindiği üzere 1967 yılında da içerisinde Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Doğu Kudüs’ü işgal etmiştir. Yine aynı tarihte uluslararası hukuku hiçe sayarak Doğu ve Batı tüm Kudüs’ü birleşik ve ebedi başkent ilan etmiştir. Filistin topraklarını Müslümanlardan arındırmayı bir devlet politikası haline getiren İsrail, Doğu Kudüs’ü ve Mescid-i Aksayı da İslam’dan koparabilmek için her türlü yola başvurmaktadır. Doğu Kudüs’te yaşayan Müslümanlara şarta bağlı olarak şehirde ikamet izni vermekte, bu izni de sudan sebeplerle iptal edebilmektedir. Müslümanların Doğu Kudüs’te imar hakkını gasp eden İsrail, yine uluslararası hukuka aykırı olarak Doğu Kudüs’ü Yahudi yerleşimcilere açmıştır. 1967’den bu zamana 200 binden fazla Yahudi yerleşimci Doğu Kudüs’e taşınmıştır. Müslümanların evlerine zorla el konulmuş ve bu evler Yahudi yerleşimcilere verilmiştir. Doğu Kudüs’te yaşayan bir Müslüman buradan yedi yıl ayrıldığında tekrar Doğu Kudüs’e dönme hakkını kaybetmektedir. Ayrıca buradaki Müslümanlar Gazze’den ya da bir başka bölgeden bir Müslüman ile evlendiklerinde ailenin Doğu Kudüs’te yaşamasına izin verilmemektedir Bütün bunlar terör devleti İsrail’in faşizan bir şekilde Filistin topraklarında tek bir Müslüman bırakmamaya yönelik stratejisini bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.“FİLİSTİN TÜM ÜMMETİN ORTAK MESELESİDİR”Üyümez şunları söyledi: “Efendimiz (sas), “Mescid-i Aksa’ya gidin ve içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamaz iseniz kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin” buyurmuşlardır. Elbette burada zeytinyağı bir semboldür. Efendimiz(sas) henüz o zaman için fethedilmemiş Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın önemini bildirmek bu hadisi beyan etmiştir. Zeytinyağı bir semboldür. Bize düşen tarih boyunca vahyin, tebliğin ve mücadelenin merkezi olmuş bir beldeye sahip çıkmak, oranın bir İslam şehri olması için her türlü desteği o topraklara vermektir. Kudüs’e yürümek Müslümanların yeryüzünün Firavunlarının, Nemrutlarının, Ebu Leheblerinin zulümlerinden kurtuluşunun en önemli sembolüdür. Mescid-i Aksa’nın işgal altına olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Kudüs’ün işgal altına olmasını Araplarla İsrail arasında bir mesele değildir. Mescid-i Aksa da, Kudüs de, Filistin toprakları da tüm ümmetin meselesidir.”>>>Gazete3