Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında basın açıklaması yaptı. Köksal, Tasarı’da yer alan bazı maddelerin aile düzenini tehdit ettiğini belirtti.Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenledi. Köksal, Tasarı’da yer alan bazı maddelerin aile düzenini tehdit ettiğini aktardı. Köksal, “Tasarı’da ‘üç yaşını doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta süre ile izin verilir’ diyor.Bakın, Türk Medeni Kanunu'na göre evlat edinmede resmî nikâhlı eşler birbirlerinin rızasıyla ve ancak birlikte evlat edinebiliyorlar. Fakat, bu yasanın yürürlüğe girmesiyle beraber bir eş diğerinin rızasını aramaksızın, hatta ona haber dahi vermeksizin çocuğu evlat edinebilecek. Şimdi, bu durumda nerede kaldı sizin aile kurumuna olan saygınız? Evlilik birliği yönünden oldukça sakıncalı bir hüküm. Düşünebiliyor musunuz, eşiniz sizden habersiz olarak bir çocuğu evlat edinebilecek ve bu yasanın yürürlüğe bu şekilde girmesiyle birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 306'ncı maddesinde aranan o resmî nikâhlı eşlerin her ikisinin birlikte rızasının alınması maddesi de mülga edilmiş olacak. Bu yönden kesinlikle sakıncalıdır” dedi.
ANAYASA’YA DA AYKIRI
Bu düzenlemenin Anayasa’nın 41’inci maddesine de aykırı olduğunu aktaran Köksal, “Ayrıca Anayasanın 41’inci maddesine de aykırıdır. Kaldı ki kötü niyetli olarak suistimal de edilebilecektir bu madde. Neden? Çünkü bir eş, diğerinden mal kaçırmak için dahi, gidip habersizce, onun rızasına ihtiyaç duymaksızın, evlat edinme müessesini gerçekleştirebilecektir. Özellikle evlilik dışı dünyaya gelen çocukların diğer eşin rızası olmadan evlat edinilmesi aile kurumunun zedelenmesine sebep olacaktır. 6. Maddeyle istenen amaç resmi nikahlı eşinin dışında gayrı resmi birlikteliği olan erkeklerin çocuklarını resmi nikahlı eşin rızasına ihtiyaç duymadan rahatça evlat edinebilmelerinin önünü açmak mıdır” ifadelerini kullandı.
ANALIK İZNİNDE FARKLILIKLAR VAR
Tasarı ile birlikte analık izninin ilk doğumda farklı, diğer doğumlarda da farklı uygulanacağına işaret eden Köksal, “Kadın memurlara analık izni sonrasında ilk doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkânı tanıyorsunuz. Güzel ama bunu neden birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, diğer doğumlarda altı ay olarak veriyorsunuz? Bütün doğumlarda eşit bir süre verilemez mi? Örneğin, hepsinde dört ay, beş ay, altı ay gibi bir süre verilemez mi? Burada bir adaletsizlik söz konusu. Kaldı ki kadın memurlara tanınan bu izinlerin tüm kamu çalışanlarını kapsayıp kapsamadığı, yarım çalışma süresinde çalışan görevlilerin eksik çalışmalarının nasıl telafi edileceğinin belirtilmemesi de maddedeki eksikliktir. Bunun da ayrıca gözden geçirilmesi gerekmektedir” dedi.
KEYFİLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Kadınların süt izni haklarının ortadan kaldırıldığının altını çizen Köksal, idarede keyfiliğin önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Köksal, “Doğum sonrası yarı zamanlı çalışmayı getiriyorsunuz fakat kadınların yıllarca mücadele ederek elde etmiş oldukları süt izni hakkını ortadan kaldırıyorsunuz. Bu kazanılmış hakkı kadınlarımızın elinden alıyorsunuz. Düşünebiliyor musunuz, ilk doğumunu yapmış, birinci doğumunu yapmış bir kadın iki ay yarım zamanlı çalışma süresine sahip oluyor ama süt izni olmuyor. Kaldı ki yasada belirtilen yarım zamanlı çalışmanın hangi süreler içerisinde yapılacağını da yani gün içerisinde hangi zamanlarda çalışılıp çalışılmayacağı konusunda da bir belirsizlik mevcut. Orada bu konu muhtemelen idari amirin inisiyatifine bırakılmış durumda. Şimdi, oradaki amir kadına ‘İşte, efendim, saat on birde yarım zamanlı çalışma için evine gidebileceksin. Saat üçte geleceksin.’ dediğinde böyle bir çalışma kadın için o çocuğun bakımı açısından ne kadar verimli olabilecektir? Bunun da, bu yarım çalışma zamanının da hangi saatlerde olduğunun, günün hangi saatlerde olması gerektiğinin mutlaka, bir şekilde netlik kazanması gerekiyor. Bu konuda özellikle birim amirlerine, oradaki idare amirine bir keyfilik bırakılmaması gerektiğini kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
KADINLAR BU ŞARTLARDA NASIL GEÇİNECEK?
Türkiye’de kadınların ve çocukların eğitimi için olumlu adım atılmadığını vurgulayan Köksal, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Kadınlar için bu yarım çalışma zamanlı çalışmayı getiriyorsunuz da bir şeyi merak ediyorum: Bu kadınların çocuklarının eğitimi ve geleceği için ne yapıyorsunuz? Bu çocuklara neden kreş desteği sağlamıyorsunuz? Yoksulluk sınırının 4 kişilik bir ailede 2015 yılı Aralık ayı verilerine göre 4 bin 512 lira olduğu yurdumuzda, asgari ücretle çalışan eşlerin 3 çocuk okutması ve geçinimi temin etmesi, hak ettiği şekilde insanca yaşayabilmesi sizce mümkün müdür? Bunu soruyorum. Sizin büyük ustanız hani diyor ya ‘3 çocuk yapın.’ Bu çocuklar eğer size biat ederse tamam ama yanlışlarınızı söylerse sizi eleştirirse işte o zaman baskıyla, tehditle sindirmeye çalışıyorsunuz, olmadı tutukluyorsunuz. Artık işe girmeleri bile, o çocukların eğitimden geçip işe girmeleri bile ancak size itaatle, size biat etmekle mümkün. Siz ki belediyelerinizde dahi CHP'li olanları işten çıkartıyorsunuz. Artık bu ülkede liyakat diye bir şey bırakmadınız. Kendinizden olmayana yaşama hakkı tanımıyorsunuz.”