AK Parti İstanbul Milletvekili Dr. Berat Albayrak, A Haber'de yayınlanan Söz Teması progamında katıldı. Yüksek Seçim Kurulu'nun, "Sandıklar taşınamaz" kararını değerlendirdi. "İyi niyet olduğunu düşünmüyorum" dedi. "Ankara'daki Yüksek Seçim Kurulu'nda bu kararı verenlerin kaç tanesi Cizre'ye hayatında gitmiştir?" diye sordu.
İYİ NİYETLİ BİR KARAR DEĞİL
Yüksek Seçim Kurulu’ndaki üye parti temsilcilerinin aldığı karar noktasında ben çok fazla iyi niyet olduğunu düşünmüyorum.
SIKINTILARIN SORUMLUSU YSK OLUR
Yaşanabilecek sıkıntıların, hayati tehlikelerin sorumluluğu da belki YSK Ankara’daki arkadaşların üzerindedir. Siz Ankara’dan oturup, Ağrı’nın, Van’ın, Muş’un, Bingöl’ün, Bitlis’in durumunu nasıl görüp karar veriyorsunuz?
KAÇI HAYATINDA CİZRE’YE GİTMİŞ?
Sandık taşıma değil, güvenli bölgelere sevki. Bugün yaşadığımız, çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Bölgede hakikaten terörle mücadele noktasında çok titiz, nakış gibi işledikleri bir operasyon gerçekleştiriyor güvenlik güçlerimiz. İlçe seçim kurulları bir karar alıyor, ilçeyi Ankara’dan daha mı iyi biliyorsunuz, o ilçede karar alan arkadaşlardan kaç tanesi Cizre’ye hayatında gitmiş?
BİZDEKİ ÖZGÜRLÜK AVRUPA’DA YOK
Türkiye’deki bası özgürlüğü bırakın Avrupa’da, Amerika’da yok. Türkiye’deki basın özgürlüğü şartları; basın özgürlüğünü kişisel linçe, kişisel hakarate, kişisel iftiraya dayalı. Hukukta öyledir, birine bir yanlış eylemde bulunursunuz, iki üç hep aynı yanlışta bulunuyorsanız bunda artık kasıt olur, hukuk artık farklı değerlendirir. Bir kısım medya organları devamlı aynı ‘sözde hatayı’ basın özgürlüğü adı altında yapıyorsa ve hala ve bu özgürlük devam ediyorsa algı yönetimine dayalı, bunu neyle değerlendirmek lazım? KAÇACAK DİYENLERİN HEPSİ KAÇTI
Cumhurbaşkanımızın şahsında, ailesinin özelinde, o algıyı oluşturanlar üzerinde neler yaşandığı ortada. Yurt dışına kaçacak diyenlerin hepsi kendileri kaçtılar. Benim şahsi anlamda her ortamda anlattığım bir örnektir Türkiye Cumhuriyet tarihin en düzgün, dürüst ve ahlaklı siyasetçi çocuğudur. Dolaysıyla burda bir karakter suikasti var. Bilal Erdoğan’ı veya AK Partili vekilleri vurarak veya toplumsal olarak herhangi bir kişiye vurmaya çalışarak, vurulmaya çalışılan figür, kurum parti üzerinde Türkiye’nin istikrarı, Türkiye’deki bu liderlik, bunu artık halk gördü aslında, bunun karşılığı olsa farklı bir netice çıkardı son iki yıldır.