2020 yılı Pandemi nedeniyle gerek esnaf gerekse vatandaş açısından zaten oldukça sıkıntılı geçmiştir. 2021yılı ise küresel olarak kaybedilen ikinci yılımızdır. Bu süreç içerisinde hepimiz gıda güvenliği kadar gıda güvencesinin de önemli olduğunu acı bir şekilde öğrenmiş olduk. Yaklaşan Ramazan ayında bu kötü tablonun daha da ağırlaşabileceği ve buna yönelik tedbirler alınması gerektiği hatta alınan tedbirlerin vatandaş ve esnaf lehine revize edilmesi gerektiği gün gibi ortadadır. Maalesef pandemi nedeniyle zaten yaralanan ekonomi esnaf açısından desteklemelere rağmen giderek kararan bir manzara ortaya koymuştur. Vatandaşın elinde para yok, olan paranın alım gücü düşük ve sonuçta ekonominin ve sosyal yaşamın bel kemiği esnaf iş yapamaz hale gelmiştir. Bugüne kadar alınan kapasiteyi azaltma, iş saatlerini kısıtlama gibi tedbirlere tüm imkânları ile uyan esnaf tünelin sonundaki ışık kırıntısını arayacak hale düşmüştür. Bu minvalde sektörümüz ile ilgili tablo ise şöyledir. Dana kesim karkas kg fiyatı 40-41 TL bandındadır. Ancak bu fiyata rağmen hem de mübarek ramazan ayı öncesinde maalesef tüm ülke sathında kesim sayıları azalmaktadır. Bu dönemde harıl harıl çalışıp ekonomiye değer vatandaşa maaş ödeyecek işletmeler pandemi koşullarına teslim edilmiştir.
ET FİYATLARINI OLMASI GEREKEN 45-47 TL
Bununla birlikte vatandaş et alamamakta, doğal olarak talep olmayınca kesim de yapılmamaktadır. Üstelik tüm sektör ramazan ayı içerisinde et fiyatlarını olması gereken 45-47 TL bandına çekmeye bu kadar direnirken bu tablo acı bir manzaradır. Bu manzaranın vatandaşa bakan yönü yanında üreticiye bakan daha karanlık bir yönü de vardır. Bu durum zincirin ilk halkası olan hayvancılık yapan kesimden başlayarak sırasıyla hayvan alım satımı yapan esnafa oradan et ve et ürünleri sektörü paydaşlarını da vurarak en son vatandaşa sirayet etmektedir. Yangın herkesi etkilemektedir. İmalat sektörünün canı kesilmektedir. Bu cenaze tüm ülkeyi etkiler. İyi niyetle alınan tedbirler ya esnafı çok kötü etkilemekte ya da yetersiz kalmaktadır. Dana kesim fiyatını ramazan ayı önünde 45-47 TL hesap ederek yatırım yapan üretici maalesef açıkta bırakılmıştır. Yem fiyatları, diğer girdiler sürekli zamlanırken sokaktaki vatandaşa temas eden et ürünleri imalat sektörü esnafı artık kırmızı alarm vermektedir. Zaten pandeminin yarattığı sosyal yaralar varken insanlar giderek yalnızlaşırken bir de ekonomik sıkıntılara çare bulunamaması toplumun psikolojisini yerle yeksan etmektedir.Ramazan ayı öncesinde alınan önlemlerin ise kısmen amacını aştığını özellikle lokanta ve hazır yemek sektörü için alınan kapanma kararının hızla kan kaybeden et ve et ürünleri sektörünü artık hayati tehlike altına soktuğu bilinmelidir. Bu amaçla önerimiz %50 kapasite ile iftardan sahura kadar lokantaların açık tutulması ve iftardan sonra sokağa çıkma kısıtlamasının gevşetilmesi ile paket servislerin 24 saat esasına göre düzenlenmesi gerekliliğidir. Zaten şu andaki fiili durumda yol tesisleri açık ve restoran kısımları dolu iken şehir merkezlerindeki işletmeler kapalı ve esnafı yalnız bırakılmıştır. Bu tablo maalesef hakkaniyetten yoksundur. Biz bu tabloyu esnaf arkadaşlara açıklayamıyoruz. Bu durum bizleri de zor durumda bırakmaktadır.
KDV’NİN PERAKENDE SATIŞTA DA %1 OLARAK BELİRLENMESİ
Et ve et ürünleri imalat sektörü ise gıda içerisinde en çok ihmal edilen sektördür. Vatandaşın tüketimini gerçekten arttıracak kampanyalara ve et imalatçılarına yönelik sektör bazlı desteklemelere, vergi avantajlarına ihtiyaç duyulduğu açık olmasına rağmen toptan ette yapılan KDV düzenlemesinin vatandaşa perakende satış için de revize edilerek, tüketilmesi sağlıklı beslenme açısından zorunlu ihtiyaç olan hayvansal proteinin esas kaynağı et ve et ürünleri için KDV’nin perakende satışta da %1 olarak belirlenmesi sektörün nefes almasına katkı sağlayacaktır.Mevcut ekonomik tablo zaten küresel sistemle birlikte ülkemizde de bir sistem sıkışmasını göstermektedir. Ancak alınan tedbirlerin hakkaniyetli olmaması artık esnafın canına tak etmiştir. Destekleme şeklinde yapılan işler ise esnafın zararını karşılamak bir tarafa hiçbir yaraya merhem olmamaktadır. Kira yardımı benzeri destekler esnafın kirasının stopajını bile ödeyememektedir. Dolayısıyla bu destekler zaten stopaj olarak batan esnafın cebinden devletin kasasına geri dönmekte ve ekonomiye hiçbir katkı sağlamamaktadır.Tabii ki Ramazan ayı dinimizde müstesna bir yere sahip bereket ve mağfiret ayıdır. Toplumumuzun esnaf dâhil her kesiminin sabırla ve ümitle beklediği bu güzel ay maalesef yine pandemi gölgesinde geçecektir. Ancak bir sivil toplum kuruluşu olarak toplumun nabzını tutmak, sektörümüzün sorunlarını dile getirmek bizim görevimizdir. Bu nedenle oldukça karanlık görünen bu manzarayı mübarek Ramazan ayı öncesinde dile getirmemiz önem arz etmektedir. Bu dilekler içerisinde mübarek ramazan ayının bu karanlık manzara için de hayırlara vesile olmasını ve tüm yurttaşlarımıza müreffeh ve güzel bir gelecek getirmesini dilerim. Yaklaşan Ramazan ayının ülkemizle birlikte tüm Müslüman âlemine hayırlar getirmesini temenni ederim. İBRAHİM YÖRÜKBASIN AÇIKLAMASI