Türkiye’nin baharat üreticileri tek çatı altında birleşti. Tüketici güvenliğine öncelik veren üreticiler, Ambalajlı Baharat Üreticileri Derneği adlı yeni bir oluşumda bir araya geldi. Derneğin amacı güvenilir ürün seçenekleri konusunda tüketici farkındalığını artırmak yanında, sürdürülebilir üretim uygulamalarını destekleyerek Türkiye’yi küresel tedarikçi konumuna getirmek olarak açıklandı.Türk mutfağı tüm dünyada bin bir çeşit lezzetli ve sağlıklı baharat içeren yemekleri ile tanınıyor. Baharatlar yiyecek ve içeceklere lezzet vermenin yanında insan sağlığı için birçok faydayı da beraberinde getiriyor. Kekik, nane, kimyon, pul biber, defne yaprağı, anason, rezene gibi birçok baharat ülkemizde bolca üretiliyor ve dünyanın 140’tan fazla ülkesine ihraç ediliyor. Bu bağlamda Türk baharat sektörü, yıllık 200 milyon dolara yaklaşan ihracatıyla ülke ekonomisine de önemli bir katkı sağlıyor.Eski çağların Baharat Yolu üzerinde yer alan Anadolu’nun baharat üretimi ve ihracatında hak ettiği yere ulaşmasını amaçlayan ülkemiz baharat üreticileri, bu amaçla güç birliği oluşturmak için yeni bir dernek çatısı altında bir araya geldi. Ambalajlı Baharat Üreticileri Derneği (ABÜDER) adını alan oluşumun ilk Genel Kurul Toplantısı19 Kasım 2019 tarihinde İstanbul’da yapıldı. Toplantıda Derneğin işleyişi ve amacı ile ilgili konular görüşülürken, görev dağılımı da yapıldı.
Amaç “Güçler Birliği”Birinci ABÜDER Genel Kurulu Toplantısında açılış konuşmasını yapan Kurucular Kurulu Başkanı ve Noor Asia Turkey Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Acun, “19 Temmuz 2019 tarihinde 7 kurucu üye ile beraber çıktığımız bu yolda bugün, üyemiz olan 37 birbirinden değerli sektör temsilcisinin katılımıyla ilk genel kurulumuzu yapıyoruz. ABÜDER’le güçlerimizi birleştirmeyi, meselelerimizi kamuoyuna doğru anlatabilmeyi, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak sektörün korunması ve gelişimine katkı sunmayı, doğru kalite ve standartları savunmayı ve paylaşmayı, sektör temsilcileri arasında işbirliği ve dayanışmayı tesis etmeyi amaçlıyoruz” diyerek baharat sektörünü birlik, beraberlik ve dayanışmaya çağırdı.Konuşmasında sektörün sorunlarına da değinen Acun, baharatın ve sektörün önemini anlatabilmek, teknolojik gelişmeleri takip edebilmek, sektörle ilgili yetişmiş eleman temin edebilmek ve Türk baharatını daha iyi anlatıp tanıtabilmek için akademik çevrelerle işbirliği içinde olacaklarını ifade etti.Acun üreticilerin ve ihracatçıların sorunlarının ortaya koyulması, yeni teknolojiler ve yeni pazarlar konusunda fikir alış verişi yapılabilmesi için geniş katılımlı bir Baharat Kongresi düzenlemeyi planladıklarını da sözlerine ekledi.
“Yeni Baharat Tebliği üzerinde çalışıyoruz ancak pazarda, kasapta ve manavda açıkta mal satışının önü açılmamalı”Aydın Acun yaptığı konuşmada Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan Baharat Tebliğ Taslağını da eleştirdi. Mevcut Tebliğ’de yer alan “Baharat satış yerlerine ilişkin gereklilikler” başlığını taşıyan bölümün yeni taslakta yer almadığına dikkat çeken Acun; bunun sonucunda pazarda, kasapta, manavda ve hatta sokakta ambalajsız ve risk içeren ürünlerin satılmasının önünün açılacağını belirtti. Acun, gıdanın her alanında kayıt dışılıkla mücadele sürerken, merdiven altında üretilen baharatların kontrolsüzce tüketiciye arz edilmesine yol açacak bu düzenlemenin izaha muhtaç olduğunu vurguladı.
Ülkemiz iklim değişikliğini avantaja çevirebilirToplantıda ülkemiz baharat üretiminin geleceği ile ilgili görüşler de paylaşıldı. Baharat üreticileri iklim değişikliğinin etkileri ile dünyada ticari dengelerin bozulacağı görüşünü savunuyor. Ülkemizin iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek coğrafi bölgelerden birinde yer aldığını ifade eden baharatçılar, gerekli önlemlerin alınması ve girişimlerde bulunulması ile bu durumun avantaja çevrilebileceğine inanıyor.Gıda sektöründe ambalajın güvenilirlikle eşdeğer anlama geldiğini belirten baharat üreticileri, gıda mevzuatında uyum çalışmaları sayesinde ülkemiz ambalajlı gıda üreticilerinin dünya ticaretinde söz sahibi olduğunu ifade ediyor. Özellikle açıkta satılan, gerekli kontrol ve denetimlerden geçmemiş olan baharatların taklit ürün ve tüketici sağlığı riskleri barındırdığını vurgulayan sektör üyeleri, ambalajlı ürünlerin güvenilir olduklarının, bu nedenle ihracat yaptığımız ülkeler tarafından tercih edildiklerinin altını çiziyor.
Tarihin tanığı Baharat YoluBaharat ticareti Asya, Kuzeydoğu Afrika ve Avrupa’daki eski uygarlıklar arasında başlamış, çağlar boyunca tarihe yön vermiştir. Doğu ülkelerinde üretilen tarçın, kakule, zencefil, zerdeçal, biber gibi baharatların deniz yoluyla Sri Lanka ve Hindistan’a kadar getirilmesi MÖ 1500’lü yıllara kadar dayanmaktadır. Baharatlar buradan Hintli ve Pers tüccarlar tarafından karayoluyla Akdeniz’e, eski Yunan ve Roma dünyasına ulaştırılmıştır.Baharat ticaretinin karayolu yerine Kızıldeniz üzerinden yapılmasına MÖ 5’inci yüzyılda başlanmış, MS 7’nci yüzyılda İslam’ın yayılması ile Arap tüccarlar Batı Hint Okyanusu ve Kızıldeniz üzerindeki deniz ticaret yollarına hakim olmuştur. Arap, Venedikli ve Levanten tüccarlar üzerinden Avrupa’ya erişen Baharat Yolu 1090’da Selçukluların, 1453’te Osmanlıların kontrolüne geçmiştir. Bu iki tarihi dönüm noktasından ilki haçlı seferlerine neden olmuş, diğeri ise Avrupalıların ticaret için farklı rotalar bulma umuduyla yabancı denizlere açılarak keşiflerle dönmeleri ile sonuçlanmıştır.
Küresel ticarette farklı kriterler öne çıkıyorGünümüzde küresel ticaret üreticiler açısından düşünüldüğünde nakliye anlamında daha kolay olsa da, rekabet anlamında eskiye göre çok daha büyük zorluklar barındırıyor. Ürünün kalitesi antik çağlara kıyasla çok daha önemli. Bu bağlamda üreticiler tüm dünyada kabul görmüş kriterleri göz önünde bulundurarak üretim yapıyorlar. Tüketici sağlığının ön planda tutulması yanında, çevreye duyarlı üretim de bu kriterler arasında ilk sıralarda yer alıyor.ABÜDER üyeleri, bu yeni oluşumla birlikte güçlerini birleştirmek, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak Türkiye baharat üretiminde kalite ve ihracat hacmi açısından atılım yapmak amacında olduklarını ifade ediyor. Tüketici güvenliği yanında ülkemizdeki biyoçeşitliliğin korunmasını gibi geleceğin dünyasına dönük hedeflere odaklanan Dernek Yönetimi yapılan seçimler sonucunda şu isimlerden oluştu:
Yönetim Kurulu- Aydın Acun - Noor Asia Turkey Gıda San. Ve Tic. A.Ş.
- Anibal Atilla Rua - Atom Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.
- Selahattin Kutluer - Kutluer Gıda Ve Makine Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti.
- Emin Demirci - Emin Gıda Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti.
- Mehmet Beşir Kılıç - Aktar Gıda Ve İhtiyaç Maddeleri İmalat Pazarlama Tic. A.Ş.
- Emre Kul - Seğmen Kardeşler Gıda Üretim ve Ambalaj Sanayi A.Ş.
- Osman Ege
Denetim Kurulu- Faruk Yıldız - Kenton Gıda Sanayi A.Ş.
- Ökkeş Köse - Kanaat Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti.
- Yavuz Alpan - GMT Uluslararası Yenilikçi Gıda Teknolojileri San. Ve Tic. A.Ş.
Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını Noor Asia Turkey Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den Aydın Acun yaparken, Genel Sekreterlik görevini de Ayşegül Keskin Aydın yürütecek.