Afyonprestij.com

Topluma psikolojik şaşırtmaca uygulayan bir işbirlikçi televizyon kanalının haber saatinde, “bir hücre liderinin yakalandığı” açıklandı. Tutuklanan hücre lideri denizci bir albaymış, amiraller de aranıyormuş. Anımsayacaksınız…

Düzenlenen mizansende; sanki ortada illegal bir terör örgütü var ve o komutan ki, bu örgütün bir hücre lideri gibi sunuluşu, bu orduya hakaretten başka bir şey değil. Ne kadar kahredici ! Böylesi bilgi çarpıtma senaryoları ancak bu milletin içine sokulmuş ya da özel yetiştirilmiş ajan karıştırıcılar yapar. Sizce, Türk ordusunun bir albayı gayri yasal bir hücre lideri olabilir mi? O ordunun generalleri ve amiralleri bu albayın komutasında o orduda nasıl çalışır? Hava sahamızda dolaşan savaş uçağının uyruğu kırmızı beyaz olabilir, görkemli binaların gönderine çekilen, kentin tepelerine dikilen bayraklar ay yıldızlı olabilir. Ama biz bombalanan mevzilere bakmak zorundayız! Oysa elan ABD ve AB komiserlerinin çektiği aferinlerle; Sarkisyan’ın, Bartholomeos’un, Barzani’nin alkışlarıyla mevzilerimiz bombalanıyor. Yazılımı düşman tarafından hazırlanmış uçaklardan, açılım bombası yağdırılıyor üstümüze. Eğer bir ordunun albayı, hücre lideri olarak tutuklanıyorsa, general ve amiralleri hedef alınmışsa, “bu ülke işgal altında demektir” diye düşünmez misiniz? Sizce bu değer yargısı; haklı mı haksız mı, doğru mu yanlış mı? Genel Kurmay Başkanlığı’nın bu duruma şiddetle itiraz etmek yerine, mahkemeye havale ettiğini beyan etmesi de bana çok garip geliyor. Böyle şey olamaz diyorum. Sizce de garip değil miydi? Genel Kurmay’ın bu hali; düşman güçlerin üstünlüğü karşısında ram olup, yenilerek, gönüllü iş birliği yapan, meşruiyetini yitirmiş bir ihanet odağı konumunu yaratmıyor muydu? Yoksa siz de; “Utanması gerekenler utansın. Bu faşist uygulamaya hala sessiz kalanlar utansın. Unutmasınlar ki, bizler de hiç unutmayacağız.” deyip geçmiş miydiniz? Ama onlar direndi. Milletin iradesi tecelli edince ancak kurtulabildiler. Bre hey gafiller! Türk ulusunu, burnu deliksiz insanlardan oluştuğunu mu sandınız? DTP, PKK ve işbirlikçilerinin kokusu İzmir’de, Çanakkale’de çıkmadı mı? Düşman eline geçmiş makineli tüfek susturulur, gemi batırılır, uçak düşürülür. Bu uçak düşürülmeli, indirilmeli bu uçak. Düşman eline geçmiş savaş uçağı gibi, emperyalist uşaklarını denize döktüğümüz İzmir’de bizi vuruyor, bir türlü geçemedikleri Çanakkale’yi bombalıyor. Neye mal olursa olsun bu uçak inişe zorlanmalı, indirilmeli. Yoksa Türkiye başımıza çökecek! Demokrasi adına lafazanlık edip, bize salt direktif verenler; Vatan ve ulus haini numaracı cumhuriyetçiler, kendi yarattıkları ve AB’nin her ilerleme raporuna koyduğu tertiplerine “demokrasi için fırsat” başlığını layık görmüşler. AB ve ABD, bu tertiplerle çok ilgili görünüyor. Çünkü bunların, Türkiye’yi bölme organizasyonu olduğunu en iyi onlar biliyor. Düzenledikleri tertiplerdeki saflar net değil mi? Bir tarafta ağzında salyalar akan elin gâvuru ve mıymıntı işbirlikçileri, öte tarafta vatanını savunmaya çalışan fedailer. İhanet açılımları durmaksızın devam ediyor… Ne yasa dinliyorlar, ne merhamet duyguları var; çünkü amaçları başka!