AKÜ’de “Türk Dünyası” ele alındı

AKÜ’de “Türk Dünyası” ele alındı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörlüğü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı tarafından Fen Edebiyat Fakültesi Erdal Akar konferans salonunda “Türk Dünyası” konulu konferans düzenlendi. Konferansa AKÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Turan Akkoyun’un yanı sıra Tarih Bölümü öğrencileri katıldı. Konferansta konuşan AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cihad Cihan, milattan önceki yüzyıllardan başlayarak anayurtlarından göç eden Türklerin farklı kıtalara dağılmış Türk halklarının ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi. Cihan, “Türk dünyası nedir ve niye böyle bir tabir kullanılıyor sorusunu sormak gerekiyor. Diğer kavimlere baktığımız zaman bir anayurt vardır ve orada gelişmiş bir tarih vardır. Türklerin ise milattan önceki yüzyıllardan başlayarak anayurtlarından göç ettiklerini görürüz. Bu göçlerin sonucunda farklı kıtalara dağılmış Türk halkları ortaya çıkıyor” dedi. Cihan, göç eden Türklerin bazılarının asimile olduklarını belirterek, “Bunların bir kısmı kimliklerini ve kültürlerini kaybetmeleri ile asimile olup tarihi süreç içerisinde yok olmuşlardır. Bir kısmı da kimliklerini muhafaza ederek gittikleri bölgelerde yeni devletler kurmuşlardır. Günümüze gelinceye kadar tarihin hemen her döneminde birbirinden farklı sahalarda Türk devletleri, halkları ve topluluklarını görmemiz mümkündür” diye konuştu. GÖÇLER SONUCU LEHÇELER ORTAYA ÇIKIYOR Cihan Türk göçleri ile kültürel birliğin parçalandığını belirterek, bunun bir sonucu olarak Türk lehçelerinin ortaya çıktığını ifade etti. Cihan şunları söyledi: “Bu en başta dil alanında gerçekleşmiş ve ortaya bugünkü Türk lehçeleri dediğimiz farklılıklar ortaya çıkmıştır. Tarihte Türk dünyasına dair ilk bilgilerimiz Kaşgarlı Mahmut’un meşhur eseri Divan-ı Lügat-ı Türk ile başlar. Türk dünyasının ilk haritası bu eserde mevcuttur. Bir Uygur Türkü olan Kaşgarlı, o dönemin şartlarında Türk boylarını ve diğer komşu kavimleri gösteren bir harita çizmiştir. Türk coğrafyalarının tamamını gezdiğini söyleyen Kaşgarlı, 1075’li yıllarda eserini tamamlamıştır. Eserinde dönemindeki Türk halklarının birbirini anlayabildiğinden bahsediyor. Türk dünyası arasında bir dil birliği mevcut ve lehçe farklılıkları çok fazla henüz yaygınlaşmamıştır. Sonrasında Türklerin batıya göçleri yaygınlaşıyor. Büyük Selçuklu ve sonrasında bildiğimiz Oğuzlara dayanan Türk göçüdür bu. Böylelikle Ön Asya yeni bir Türk yurdu haline geliyor. Bu durum Osmanlı’ya kadar devam etmiştir. Doğu Türkleri ile batı Türkleri arasında Büyük Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar sürekli göç hareketleri, bilimsel ve kültürel etkileşim ve bağlantıları mevcuttu.”>>>Gazete3

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.