SAYIŞTAY BAŞKANI SEYİT AHMET BAŞ DENETİM MESLEĞİNİ VE KARİYER PLANLAMASINI ANLATTI
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Kulübü tarafından düzenlenen “Muhasebe, Denetim Mesleği Geçmişi, Bugünü, Geleceği, Kariyer Planlaması” konulu konferans gerçekleştirildi.
Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirilen ve Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş’ın konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Afyonkarahisar İdare Mahkemesi Başkanı Osman Akcan, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Karakaş ve Prof. Dr. İsa Sağbaş ile birlikte akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Sayıştay millet adına denetim yapar
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından konferansın açış konuşmasını gerçekleştiren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş’ın Türkiye’deki tüm üniversiteleri karış karış gezerek, öğrencilere mesleğini tanıtma ve kamu mali denetimdeki işleyiş ile ilgili bilgilendirme konferansları gerçekleştirdiğini dile getirdi. Kamu vicdanının rahatlatılması ve toplumun aklında herhangi bir soru işareti kalmaması için kamu idaresinin mali yapılarının denetlenmesinin büyük önem arz ettiğini ifade eden Solak, “Bu yapının ayakta durabilmesi ancak güçlü bir denetim mekanizması ile gerçekleştirilebilir. Bu kapsamda ülkemizde yasama organı adına, dolayısıyla millet adına dış denetim yapan tek yüksek denetim kurulu Sayıştay’dır. Sayıştay denetimleri sonucunda üretilen raporlar kamu idarelerine hatalarını düzeltme ve kendilerini geliştirme imkânı vermektedir. Ülkemizin bu güzide kurumunda önemli yerlere gelmiş öğrencilerimizin de bulunması bizleri gururlandırmıştır” diye konuştu.
Sayıştay Başkanı kurumlar kuran bir başkan
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ise Afyon Kocatepe Üniversitesinin temel fakültesinin maliye bölümü ile başladığını söyledi. Özkaya, “Sayın Sayıştay başkanımız benim uzun süredir tanıdığım bir başkan. Her gittiği yerde kurum kurma özelliği olan ve birkaç defa Türkiye’deki ilk kurumu kuran tecrübeli bir arkadaşımız. Sayıştay hem tarihi hem bugünkü misyonu ile hem de Sayıştay meslek mensubiyeti konusunda öğrencilerimizin yarınları için önemli. Ankara’da en önemli kariyer mesleklerinden bir tanesi de Sayıştay mensubu olmaktır. Bilhassa maliye, iktisat, kamu yönetimi bölümleri açısından önemli bir kurumumuz” dedi.
Konferans öncesi Sultan Abdulaziz Han’ın 29 Mayıs 1862 tarihli İrade-i Seniyyesiyle kurulan Divan-ı Muhasebat (Sayıştay) tarafından kullanılan ilk tabela örnek alınarak yaptırılan Divan-ı Muhasebat tabağını AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ile AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş’a hediye eden Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, daha sonra ise “Muhasebe, Denetim Mesleği Geçmişi, Bugünü, Geleceği, Kariyer Planlaması” sunumuna geçti. Baş; Divan-ı İşraf’tan başlayan devlet denetim geleneği sürecinde Baş Baki Kulluğu, Divan-ı Muhasebat ve Sayıştay’a kadar olan tarihi sürece ilişkin bilgiler verdikten sonra öğrencilere ilişkin kariyer planlaması yaparken izlemeleri gereken yöntemler konusunda tavsiyelerde bulundu.
Seçilen meslekler hayatları şekillendiriyor
Seçilen mesleklerin insanların hayatlarını şekillendirdiğini söyleyen Baş, istenilen mesleğin seçilmemesinin sırtlarda yük oluşturduğunu ifade etti. İş tatmini sağlanmadığı sürece yükün baskı oluşturacağını belirten Baş, “Bu baskı da stres oluşturacak. Bir kişi sizi bir şeye zorluyorsa, dışarıdan gelen baskılara bir takım mekanizmalar geliştirebilirsiniz. Ancak beyniniz sizi zorluyorsa ona siz bir şey geliştiremiyorsunuz. Olsa olsa metabolizma kendiliğinden tepki veriyor ve sonrasında şeker, kalp gibi hastalıklar çıkıyor. Ancak işin gerçeği bu. Bir kişi mutlu ve huzurlu değilse bir yerlerde patlak verecektir. O açıdan seçeceğiniz iş ve meslek şahsiyetinize uygun olmalı” diye konuştu.
Kamuda işe girmek zor yükselmek kolay
Seçilen mesleklerin bireylerin şahsiyetine uygun olması gerektiğini vurgulayan Baş, şunları kaydetti:
“Kafanızdaki soru işaretlerini düzelteceksiniz. Onlara bir çıkış yolu bulmanız lazım. Öncelikle kendimizi tanıyacağız. Kişi kendisini en iyi bilendir. Çok net olamıyorsak arkadaşlarımızdan, ailemizden hatta psikolojik destek bile alabiliriz. Bana uyan meslek nedir? Kararını vermek için oturup ciddi ciddi düşünelim. Düşünelim, bir kaç basamakta bu kararımızı olgunlaştıralım. Mezun olduktan sonra sosyal bilimler okuyan kişiler olarak biz şanslıyız. Neden şanslıyız? Hayatımızı şekillendirecek olan meslek seçiminde biz 25-26 yaşlarında oluyoruz. Ancak bir mühendis, bir doktor, bir eczacı bunu 18 yaşında yapıyor. Ondan sonra hayatınız ona göre şekilleniyor. Sosyal alanda olanlar mezun olduktan sonra karar veriyor. Daha olgun bir şekilde ve kendini tanıyarak bu kararı veriyor. Bu ilk adımda girişimci bir kabiliyetiniz varsa kendi işinizin patronu olmaktan iyi bir şey yok. Hem kendiniz kazanırsınız hem de yanınızdaki çalışan kişilere kazanç sağlarsınız. Özel sektörde işe girmek kolay ama yükselmek zordur. Kamu tarafında ise işe girmek zor ama yükselmek daha kolaydır.”
“Müfettiş ya da denetçi sorumluluk alacak özgüvene sahip olmalı”
Kariyer mesleklerinin ileride kamu yönetiminin orta ve üst düzeyinde yer almak isteyenler için önemli olduğunu ifade eden Baş, “Herhangi bir memur ya da daire başkanı olmaz. Kariyer mesleklerinde yetişen kişiler idari görevlere atanır. O bakımdan biz kariyer mesleklerinin üzerinde duruyoruz. Biz müfettişten elini taşın altına sokmasını istiyoruz. Sorumluluk alacak özgüvene sahip mi? Bir müfettiş ya da denetçi sorumluluk altına girecek özgüvene sahip olmalı. Çünkü müfettişin altına imza attığı rapor idari işleme temel teşkil eder. Onun üzerine işlem yapılır olur da o işleme karşı hukuki işlem başlatılırsa muhatabı kendisidir. Bu bakımdan sorumluluk almalı” ifadelerini kullandı.
Müfettiş olmanın ilk adımı şüpheci ve sorgulayıcı olmak
Öğrencilere kariyer imkânları açısından bilgiler veren Baş, müfettiş olmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulundu. Baş, “Müfettişler sorgulayıcı ve şüpheci bir bakış açısına sahip olacak diye bakıyoruz. Sorgulayıcı bir kişiliğe sahip olmalılar. Gerek vergi müfettişleri gerekse de Sayıştay’daki arkadaşlarımız göreve başladıklarında mesela, onlara diyoruz ki ‘Git şu şu kurumları denetle.’ Gidecekler ve o bakanlığın müsteşarı ile bakan yardımcısı ile genel müdürü ile muhatap olacaklar. Arkadaşımız o özgürlüğe sahip değilse, sorgulayıcı bakış açısına sahip değilse nasıl oralarda bu işi yürütecek diye bakıyoruz olaya” şeklinde konuştu.
“Ekip çalışmasına uygunluk aranan unsurlardan birisi”
Ekip çalışmasına yatkın personelin denetim işleri ile ilgilendiğini kaydeden ve uzmanlar ile denetçilerin bu anlamda iş sahasının farklı olduğunu dile getiren Baş, “Denetim işi bir ekip işi. Hasbelkader 2-3 kişiden oluşur ekipler. Sadece bir kişinin söylemesi ile karar alınmaz. Denetçi tespitleri yapar, ekip başkanı bunları değerlendirir. Ekip çalışmasına uygunluk baktığımız konulardan birisi. Uzmanlarda ise bu şartlar aranmaz. Uzmanlar akademik ve detaycı çalışmalar yapabilmeli, alternatifler sunma becerisine sahip olmalı. Siz çalışmanızı yaparsınız, talep eden kurum neresiyse oraya sunarsınız. Sizin önerdiğiniz alternatifleri tercih edebilirler ya da kendileri başka bir karar verirler. Uzmanlara bu konuda herhangi bir yük yüklenmez, elini taşın altına sokması beklenmez” diye konuştu.
“Mülakatta akılda kalıcı olmaya çalışmalısınız”
Öğrencilere mezun olduktan sonra girecekleri mülakatlarda karşılaşacakları durumlar ile ilgili de bilgiler veren Baş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gerek özel mülakatlarda gerekse de kamu mülakatlarında örnek teşkil etmesi için; mülakat komisyonun önüne her zaman bir soru işareti ile gidersiniz. O soru işaretini çözecek olan da sizsiniz. Bu soru işaretinin arkasındaki gerçek sizi mülakat komisyonu ortaya çıkarmaya çalışır. Mülakat komisyonları genelde 7 kişi olur, 5’i konuşur 2’si ise konuşmaz ve köşeden sizi süzerler. Onlar siz çıktıktan sonra konuşur. Mümkün mertebe rahat olmanız lazım. Zihninizi çözmeleri için onlara imkân vermeniz gerekiyor. Mülakat komisyonundan iş talep eden sizsiniz. Konuştuklarınızın tutarlı olması gerek. İşi önemsiyorsanız vaktinden önce oraya giderek hazır olmanız gerek. Cep telefonunuzu muhakkak kapalı tutmanız gerekiyor. Mülakata uygun giyinmeniz lazım. Müfettişlik mülakatına giriyorsanız, kot pantolon ile kapıdan girdiğinizde sizi çaycı zannederler. Adınızı sorarlar sadece ve çıkabilirsin derler. Mülakat komisyonu heyecanınızı yatıştırmak için size fırsat da tanır, kendinizi bir tanıtın derler. Dosyanızda tüm bilgileriniz yazmasına rağmen kendinizi rahatlatmanız için tanıtmanızı isterler. Dengeli iletişim kurup, gerektiği kadar konuşmak gerekiyor. Akıllarında geveze birisi olarak kalmayın. Ayrıca kaçamak cevaplar kesinlikle vermeyin.”
Mülakatına gireceğiniz kurumla ilgili bilgi sahibi olunmalı
Girilecek mülakatlarda kurumu tanımanın en önemli unsur olduğunun altını çizen Baş, “Mülakata hazır olmanız da çok önemli. Sayıştay’ın sınavına giriyorsunuz mesela, size sorarlar; Sayıştay ne zaman kurulmuş, web sitesine baktın mı, ne tür görevleri var? Buna kaçamak cevaplar veremezsiniz, mülakata hazır olmanız lazım. Bir işe talipsiniz, bir işi almak istiyorsunuz ama şirketin tam adını ya da faaliyetlerini bilmiyorsunuz. Size kusura bakma derler. Dikkatsiz davranamazsınız. Çok rahat davranamazsınız. Hemen maaş sorulmaması da gerekiyor. Asla yalan yok. Eski işveren hakkında kötü konuşmak yok. Olabilir, kavga ederek ayrılmış olabilirsiniz. Ama kötü konuşursanız derler ki, ‘buradan ayrıldıktan sonra bizim hakkımızda da kötü konuşur’ dolayısıyla bu fazlaca olumsuz bir hareket tarzı” dedi.
Sayıştay sınavlarına çalışmak stajdan daha yararlı olabilir
Konuşmasının sonunda öğrencilere mezuniyet öncesi Sayıştay’daki staj imkânları ile ilgili de bilgiler veren Baş, “Staj zor bir süreç. Arkadaşlarınız bazen staj için geliyorlar. Biz bazen sistematik olarak nasıl yardımcı olabiliriz diye düşünüyoruz ama bir çözüm bulamadık. Sayıştay denetimi ile ilgili tecrübe edinmek isteyen bir arkadaşınız mesela; denetim ekipleri turnelere gittiği için öğrenci arkadaşları bu açıdan gönderme imkânımız olmuyor. Harcırah veremiyoruz, otel parasını veremiyoruz; bunları da öğrenci karşılayamayabilir. İdari işler tarafına koyabiliyoruz sadece staj için gelen arkadaşları. İdari işler tarafında da farklı bir şey yok, bu yüzden faydalı ve tatmin edici bir çalışma olmuyor. Bu yüzden talep edenlere uygun cevap vermeye çalışıyoruz. Fakat etkili bir çalışma olmuyor. Kariyer sınavları açısından; öğrenci arkadaşlara stajı bırakın oturun kariyer sınavlarına çalışın diyorum” diye konuştu.
Konferansın sonunda öğrencilerden sorular alan Baş; öğrencilere mülakat, sınavlar, komisyonlar ve kendi hayatı ile ilgili bilgiler verdi. Konferans, Rektör Solak tarafından Sayıştay Başkanı Baş’a plaket takdimi ve ardından hatıra fotoğrafının çekilmesi ile sona erdi.
Sayıştay Başkanı Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, program öncesinde AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak’ı da ziyaret ederek AKÜ şeref defterini imzaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.