“Projelerimizle yeni Dinar’ı yaratıyoruz”
Yaşlı Dostu Kentler Sempozyumu’nda konuşan Dinar Belediye Başkanı Saffet Acar, Toplumun tüm kesimlerine yönelik projeler ve uygulamalar yaptıklarını söyleyerek, “Yaptığımız yeni projelerle yeni Dinar’ı yaratıyoruz” diye konuştu. 26-27 Kasım 2015 tarihlerinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından Bursa Kervansaray Termal Otel’de düzenlenen ödül töreni sonrasında Yaşlı Dostu Kentler Sempozyumu dahilinde sunum yapıldı. İlk sunumu Dinar Belediye Başkanı ve Ulusal Yaşlılık Konseyi Başkanı Saffet Acar, “Toplumsal Hayat, Yerel Yönetim Ve Yaşlılık Politikaları: Dinar Belediyesi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Başkan Acar’ın sunumu sonrasında ise Dinar Belediyesi Gerontolog Faruk Yaşar Gürdal tarafından “Yaşlıların Toplumsal Yaşama Katılımı ve Yaşlılara Saygı Dinar Örneği” sunumu slayt eşliğinde tamamladı. “BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR” Başkan Saffet Acar yaptığı konuşmada, “Kazandığımız yeni yılları bilinçli şekilde yapılandırabilirsek, o zaman uzayan yaşam süresi hem birey hem toplum açısından çok önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Dinar Belediye Başkanı olarak 2015 yılından itibaren Ulusal Yaşlılık Konseyi’nin (UYAK) başkanlığını da yürütüyorum. Sizlere Dinar’da bu “kaynağı” nasıl yapılandırmaya başladığımızdan söz etmek istiyorum. Demografik değişimlerin birey, aile ve toplum üzerindeki etkileri uzun süre ihmal edilmiştir. Bunun doğurduğu sonuçları yaşlıların güncel durumundan görebiliriz: yaşlı, yoksul ve yalnız bireylerin sayısı artmaktadır. Bunun pek çok sebebi vardır. Ama ben şikayetlerimi dile getirmek için burada bulunmuyorum. Aksine kazandığımız yılları nasıl anlamlı şekilde yapılandırabileceğimizden söz etmek üzere vaktinizi alıyorum. Düşünürler – ki ülkemizde bence gereğinden fazla var – dünyayı sırf yorumlamakla meşguller. Dinar’da biz yaşlanmanın ve yaşlılığın dünyasını harekete geçiriyoruz. Kırsaldan şehirlere uzanan girişim atağımızla yaşlıların yaşam kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz. Buna sizleri katılmaya davet ediyorum. Birlikten kuvvet doğar!” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE’DE 10 MİLYON CİVARINDA 60 YAŞ VE ÜZERİ VATANDAŞ VAR” Türkiye’de 10 milyon civarında 60 yaş ve üzeri insanın olduğunu söyleyen Acar, “Ülkemizde 10 milyon civarında 60 yaş ve üzeri insan var. Sadece bir kısmı Dinar’da yaşıyor. Ortalama yaşam süresinde gözlemlenen hızlı uzama nedeniyle diğer yörelerimizde olduğu gibi Dinar’ın da nüfusu hızla yaşlanıyor. Bu ise harika bir şeydir. Çünkü hedeflerimize ulaştığımızın göstergesidir. Daha kaliteli bir yaşamı sunabiliyoruz ki, insanlarımız daha uzun ömürlü hale gelebiliyorlar. Yaşlanma sürecinde insanın her yönden kayba uğramadığını da biliyoruz. Yaşlanmayı insanın her yönden çöküşü olarak görenler varsa, bunun yanlış bir algının sonucu olduğunu söyleyebilirim. Gerontolojik araştırmalar, ki, Prof. Dr. İsmail Tufan’nın Gerontoloji Atlas araştırmasının bulguları ülkemiz açısından, bunun kanıtlarını çoktan ortaya koymuştur. Ayrıca hepimizin yaşlı tanıdıkları var. Onlardan da yaşlanmanın her yönden gerileme ve kayıp anlamına gelmediğini görebiliriz” dedi. “İLERİ YAŞLARIN OLUMSUZ YÖNLERİ VAR” Acar şunları söyledi: “Fakat ileri yaşlarda yaşlılığın olumsuz yönleri daha ağır basıyor. Bu da bir gerçektir. Ve ülkemizde – Prof. Dr. İsmail Tufan’ın analizlerinden biliyoruz ki – en hızlı çoğalan kesimi 80 yaş ve üzeri nüfus meydana getiriyor. Ancak yaşlılık bugün diğer yaşam dönemlerinden çok daha uzun bir süreyi kapsayabilir, örneğin çocukluk veya gençlik dönemlerinden daha uzun olabilir. Bu yüzden Ulusal Yaşlılık Konseyi (UYAK), ülkemizde yaşlılık ve yaşlanma ile ilgili çalışmalarında bunu dikkate almaktadır. Yani yaşlılık dönemini kendi içinde safhalara ayırmak gerekiyor. Eğer yaşlı dostu şehirler yaratacaksak, o zaman bu şehirlerin “hangi yaşlılar” için yaratılacağı sorusunun da cevabını vermek gerekir. Nesil veya kuşak kavramlarını sıkça kullandığımız halde, bunların yaşlanma ve yaşlılıkla bağlantılarını pek düşünmeyiz. Hâlbuki yaşam süresinin uzaması, bir arada yaşayan kuşak sayısını da artırmaktadır. Bugün 4-5 kuşağın bir arada yaşadığı bir toplum olduk. Ben “kuşak” kavramının yerine “zincir” kavramını tercih ediyorum. Kuşakları art arda gelen “zincirin halkaları” olarak tasavvur ediyorum. Bilindiği gibi zincir daima en zayıf halkasından kopar. Bu yüzden “yaşlı dostu şehirler” yaratma girişimlerinde kuşaklar zincirinin en zayıf halkasını odak noktaya koymalıyız. Bu da “ileri yaşlı” olarak nitelendirdiğimiz kuşaktır. Yani yaşı 80 ve üzeri kişileri dikkate alarak “yaşlı dostu şehirleri” yaratmaya koyulmalıyız. İsmail hocanın da önerisi bu yöndedir. Böylece diğer bütün yaşlılar da bu şehirlerin keyfine varabilecek, topluma katılım olanaklarından yararlanabilecektir. Biz Dinar’da önce “zihniyet” değişiminden işe başladık. Yani yaşlanma ve yaşlılıkla ilgili zihinlerimize yer etmiş, adeta oraya kazınmış olan “yaşlı resimlerini” silmekle işe koyulduk. Tasavvurlarımızda yaşattığımız yaşlılık görüntülerinden kurtulmak için Dinar’a “ Türkiye Uluslar Arası Gerontoloji Ödüllerini” taşıdık. Ülkemizin değerli bilim insanlarının, yöneticilerin ve kuruluşlarının yaşlılara yönelik başarılı çalışmalarını ödüllendiriyoruz. Bu ödüllerin maddi değerinden ziyade manevi değerine önem veriyoruz. Teşvik ediyoruz!” “HEDEFE ULAŞMAK İÇİN DURUM TESPİTİ YAPMALIYIZ” Hedefe ulaşmak için durum tespitinin önemine vurgu yapan Acar, “Hedeflerimize erişebilmemiz için yaşlanma ve yaşlılık ile ilgili “durum tespiti” yapmamız gerekir. Bu yüzden Dinar’da bu çalışmaları da yürütüyoruz. Yaşlanma ve yaşlılığın yerel koşullarının belirlenmesinin son derece önemli olduğunu kabul ediyoruz. Her belediyenin kendi yöresindeki yaşlıların spesifik beklentilerini, ihtiyaçlarını ve sorunlarını belirlemesini de öneriyorum. Başka türlü onlara yardımcı olunamaz. Beklenti, ihtiyaç ve sorunlarını belirledikten sonra iki sorunun cevabına yöneliyoruz: İlk soru kapsamlı analizlerden elde edilen sonuçlara işaret etmektedir. İkinci soru ise mevcut koşullar, kaynaklar ve beceriler ile hangi ihtiyaç, beklenti ve sorunlara cevap verilebileceği ile ilgilidir. Bu soruların ikisinin de cevaplanması gerekir. Birinci sorunun cevabı verilmezse, ikinci sorunun anlamı kalmamaktadır. Çünkü neler yapılabileceği, neler yapılmalıdır sorusunun bir türevidir. Diyalogun öneminden bahsettim. Bu bağlamda “Uzman buluşması” dediğimiz bir çalışmayı da başlattık. Farklı alanlarda uzmanlaşmış, yaşlanma ve yaşlılık hakkında bilgisi olan uzmanları bir araya toparlayarak “Yaşlı Dostu Dinar” projemizi şekillendiriyor ve somut adımlar atarak, yeni Dinar’ı yaratıyoruz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.