Akkoyun, Quantum Bakışı Semineri gerçekleştirdi
Tarih boyunca nesilleri, toplumları şekillendiren düşünce etkinlikleri alabildiğince süratle ilerlemeye devam edip gitmektedir. Ankara'da geleneksel bir halde bu tarz faaliyetlerini sürdüren Gönül Vakfı 17 Ocak 2020 tarihinde Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Akkoyun tarafından gerçekleştirilen "Quantum Bakışı, Quantum Nedir, Ne Değildir?" başlıklı bir bilgilendirme semineri düzenledi. Seminere Vakfın yetkileri, ilgililerin yanı sıra Azerbaycanlı, Arakanlı ve Suriyeli dinleyiciler katıldılar. Eğitimci, bürokrat, gençlerin ve bayanların da yoğun ilgi gösterdiği seminerde sorulara zaman ayrıldı. Programın akışına göre; Quantum Bakışı her şeyden önce Belirsizlik kaynaklı bir çizgi olarak ele almak gereklidir. Vakfın bilgilendirme semineri boyunca hem çerçeve, hem de çizgi aktarılıp realite yakalanmaya çalışılmıştır. Zihinlerdeki mevcut müspet / menfi hisleri bir tarafa bırakarak ilerlenmiştir. 2019 yılı içinde özel dosyalar halinde hazırlanıp düşünce dünyasına takdim edilen "Quantimist Çerçeveden Sultanüş'-Şuara" ve "Üniversite Gençliğine Quantimist Bakış" çalışmaları da örneklendirildi. İnancımıza göre bir "durak" olan bu dünyanın maddi sermayeleri; su, hava, dağlar, okyanuslar gibi değerlerdir. İnsanoğlunun suyun peşindeki yürüyüşü medeniyeti yükseltir. Birden fazla insanın biraya gelmesiyle oluşan toplumun medeniyeti, dağlarlarla yarışırcasına yükseltmesi, her zaman küçük bir adım ya da tek bir kişinin ayağa kalkması ile başlamış, maddi ve manevi değerlerin algılanışı ile ilerlemiş ya da duraklayıp müzelerdeki yerini almıştır. Dünya, medeniyet ve toplum insanla şekillenir. İnsanın şekillenmesi de başlı başına dar akılla "belirsizlikler" üzerine kurulur. Gerçekte biliyoruz ki; hayatta hiçbir şey, belirsiz, anlamsız, sebepsiz ve temelsiz değildir. Onu belirsiz kılan, insan aklının sınırlılığıdır. Yüzyıllardır dünyaya liderlik yapan medeniyetin içinde ayrışması mümkün olmayan İslamiyet ve Türklüğü birbirinden koparmak için proje üstüne proje, proje içinde proje üretenlerin tozu dumana kattığı bir dönemde II. Abdülhamid, belirsizlikler karşısında belirli kaynaktan beslenen ve dünyayı olması gerektiği gibi algılayan gerçek bir anlayışa dayanan düşünce tarzı ortaya koydu. Türkiye'nin üniversite öğrenci mevcudu, birçok devletin nüfusunu aşan bir rakamı işaret etmektedir. Her ailenin bir şekilde, üniversite gençliğiyle bağlantısı bulunmaktadır. Genellikle giriş sınavı aşamasında, sınava dair teknik meselelerde ve mezuniyet törenlerinde gündemde geniş bir yer işgal etmekle birlikte, özelde geçmişe ve geleceğe dair birçok bilinmez ile belirsizliği barındıran, bilinir ve belirli hale getirildiğinde hayat standartlarını değiştiren bir dönemin zaman dilimidir: Yüksek öğrenim süreci. Gelişim, mutluluk, huzur, başarı ve zenginlik ile ilişkili quantimist duyguların en fazla izlendiği, açığa çıktığı, harekete geçtiği bu süreçte; gencin önünde seçme durumunda kalacağı bir çok istikamet belirir. Tereddüt halinde süratle silinen bu istikametler, menzilini şekillendirir. Quantimist niteliklerin en fazla hissedildiği dönemin yüksek öğrenimde öğrenci statüsünde devam eden zaman olduğunu söylemek, büyük bir hata olmayacaktır. Zira onlu yaşları bitirmek üzere yada henüz bitirmiş olan nesil o ana kadar yaşadığı aileden, arkadaşlardan, şehirden ayrılmakta, kurallarına doğrudan müdahalede geri plana düştüğü yepyeni bir ortama dahil olmaktadır. Seminerlerde yanlış bir beklentiye sebep olmamak için, Danışmanın seminer alan kişiye ısrarla çalışmanın asla - Tedavi - Terapi - Eğitim olmadığının vurgulanması - Sonucun danışmandan ziyade semineri alan kişinin tercihi ile ilgili olduğu bir kere daha ısrarla belirtilmiştir. Kazanmayı ya da kaybetmeyi tercih edip, mevcudiyeti pekiştiren insanın bizatihi kendisidir. Kıymetlenmesi istenen hususiyetlerin düşüncelendirilmesi gerekir. Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Cemil Meriç, Nihal Atsız, Osman Yüksel Serdengeçti, Abdürrahim Karakoç, Şule Yüksel Şenler, Seyyid Ahmed Arvasi, Erol Güngör, Cemil Meriç, Fahrettin Kırzıoğlu isimlerinden örneklendirmeler yapılmıştır. Bir tek insan bütün dünyayı değiştirebilecek kadar güçlü yaratılmıştır. Böyle bir yargıyı benimseyen birey Quantumist düşüncenin en mühim temsilcisi haline gelir. Gerçekten artık başaramayacağı hiçbir şey kalmaz. Hoca Ahmet Yesevi, Edebalı, Gaspralı İsmail gibi. Düşünce anlamında "Kara Cisim", "Mor Ötesi Felaket", "Quantum ve Kuanta", "Belirsizlik", "Üst Üste Gelme", "Tek Bir ihtimal", "Tünelleme" üzerinde durularak, öğrenme sitillerinin önemine vurgu yapılmıştır. Nurettin Topçu'dan Seyyid Ahmed Arvasi'ye, Kazım Karabekir'den Nuri Demirağ'a, Peyami Safa'ya farklı şahsiyetlerden bahsedildiği kadar "Türklük, İslamiyet ve Allah İnancı kavramlarından hareketle Millî Sinemanın kurucusu Yücel Çakmaklı" tek başına dayandığı gönüllerin uzağında kabul edilen bir sektörde kalıcı izler bırakması üzerinde de durulmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.