Mehmet Ünal Taşpınar

Mehmet Ünal Taşpınar

ADALARA GİDİYORUZ

Adalara gidecek vapur bekliyor herkes. Beklemenin güzel yanı olduğu kadar, ıstıraplı yanı da var tabii. Necip Fazıl’ın şiirindeki gibi BEKLENEN de var, bir sigara içimi muhabbet için bekleyen de… BEKLENEN   Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar? NECİP FAZIL KISAKÜREK ***   Hafta sonu. Kadıköy’de Adalar İskelesinin önünde herkes bir şey; belki bir kişi, belki birkaç kişi bekliyor. Önce Beşiktaş’tan, Kabataş’tan gelecek vapurlar veya o vapurlardan inecek yolcular beklenmekte. Bu vapurlardan Adalar İskelesi’nde inen yolcuların telaşı bir başka; alelacele inmeye, bir an evvel iskele önünde bekleyen eşine, dostuna, arkadaşlarına kavuşmaya veya gidecekleri yere bir an evvel ulaşmaya, yirmi – yirmibeş dakikadır vapurda içemedikleri sigaralarını tüttürmeye koşuşuyorlar. Ada vapuru Haydarpaşa’ya selam vererek geçiyor. Birilerine küsmüş sanki Haydarpaşa’ya uğrayamadığı için. Kadıköy’ün Eminönü iskelesine şöyle yarım bir kavis çizerek Adalar İskelesi’ne yanaşıyor nazlı nazlı. Kalabalık. Hem iskele etrafı kalabalık, hem vapur. Üç-beş kişi Kadıköy’e iniyor. İskele içinde hareketlilik ve uğultu artıyor. Kapının açılmasını, bir an evvel vapura binmeyi bekleyen yolcuların uğultusu… Sürme iskele verilmeden vapura atlayanlar, çocuğunu elinden sıkı sıkı tutarak binenler, tekerlekli sandalye ile bir yakınını bindirmeye çalışan bir kadın, bastonu elinde bir ihtiyar adam, sırtlarında, omuzlarında çantalarıyla binen genç, yaşlı, orta yaşlı kimseler, yırtık kotlu genç kızlar, erkekler, elinde çiçek sepetiyle çiçeklerini bozmadan vapura binmeye çalışan çiçekçi delikanlı, süslü hanımlar, fiyakalı beyler… Vapurda yer beğenme telaşı var bir de. Kimi cam kenarı olsun, kimi sessiz bir köşe olsun; kafamı dinleyeyim, kimi kitap, gazete okumak için aydınlık ama sakin bir köşe aramaktadır. Kalabalığın bir kısmı vapurdaki büfenin önünde sıraya girmiştir: Acıkanlar, susayanlar ve vapurda çay keyfi yapmak isteyenler. Beş dakika geçmeden herkes yerini bulmuş, yer telaşı bitmiştir. Sıra geldi satıcılara: İğne-iplikten, tırnak makasına, neredeyse bütün hastalıklara iyi geldiğini iddia ederek kantaron otu satandan, elinde bir hastane raporuyla para toplamaya çalışan orta yaşlı rengi sararmış, ürkek gözlerle yolculara yalvarır gibi bakan bir adama kadar ne çok kişi dolaşır yolcular arasında. Bir de ada vapurlarının akşam seferlerinin müdavimlerinden balık çekilişi yapan balıkçı var. Önce onu anlatmam lazım. Bir dahaki sefere… MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ünal Taşpınar Arşivi