A Haber'e adeta "devlet kanalı" muamelesi yapıp ceza yağdıran Yüksek Seçim Kurulu'na tepkiler çığ gibi büyüyor. Üst üste yayın durdurma cezası alan A Haber için "Özgür basın durdurulamaz" değerlendirmesinde bulunan siyasi parti temsilcileri, yeni yasama döneminde "mevzuat" değişikliği için toplanabileceklerinin sinyalini verdi.

BEKİR BOZDAĞ

Başka televizyonlara bakıyoruz, onların söylediklerine bakıyorum, onlara o kadar cezalar geliyor mu bilmiyorum ama bu nokta da cezayı uygulayan makamların da adil ve eşit olması son derece önemli. Bu kanunları yenileyip bu ilkel yasakları da artık tarihe havale etmemiz gerekiyor, Türkiye’yi bir ayıptan kurtarmamız lazım.

AYDIN ÜNAL

Bir televizyon kanalı, bir başka siyasi parti ile kol kola gezmelerine rağmen aynı cezayı görmediği oluyor. Ülkenin milletin gerçeklerine uygun yayın yapan bir televizyon kanalı, milletimizin daha güvenli bir geleceğe yol alması adına yapmış oldukları bu programlardan dolayı ceza almasını ben açıkçası çok doğru bulmuyorum.

NUMAN KURTULMUŞ

Bütün bunların hepsi eski Türkiye’nin maalesef tortuları.

SÜLEYMAN SOYLU

Bu cezaların derhal Yüksek Seçim Kurulu tarafından tekrar gündeme getirilmesini, tipik bir bürokratik bakış ile bunların değerlendirilmesinin son derece yanlış olduğunu düşünüyorum. Yüksek Seçim Kurulu tarafından A Haber’e verilen cezalara gazetecilerden de tepki geldi. Önde gelen medya ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri özgür medyaya verilen bu cezaları kınadı, cezaların kaynağı olan HSYK mevzuatının değiştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

EKREM KIZILTAŞ - MEDYA DERNEĞİ BAŞKANI

YSK OBJEKTİFLİĞİNİ İHLAL ETTİ A Haber şu anda açık ara Türkiye’nin en çok izlenen haber kanalı durumunda. Sanki bir tür onu cezalandırma mantığı güdüldüğünü üzülerek görmekteyiz. İsim vermeyelim ama diğer bir çok haber kanalları belli bir dünya görüşünün uzantısı olarak yayın yaparken, bu ülkenin gerçek sahibi diyebileceğimiz kesimin görüşlerine neredeyse hiç yer vermiyorlar. Dolayısıyla bunlara ceza vermeyip sadece A Haber’i hedef almak ve yoğun bir şekilde onu cezalandırmaya çalışmak ciddi şekilde objektifliğin ihlalidir.

ÖZEL İLE KAMU ARASINDA SINIR YOK

Türkiye’de şu anda kamu yayıncılığı ile özel yayıncılık arasına konulmuş bir sınır yok. Sanki herkes TRT’nin televizyon kanalları nasıl yayın yapıyorsa, A Haber’in ve diğer haber kanallarının da aynı şekilde yayın yapması gerektiğini düşünüyorlar. Önce mevzuattaki o kamu yayıncılığı ile özel yayıncılık arasındaki farkı bir şekilde ortaya koyup, özel yayıncılığı kendi haline bırakan bir mevzuat düzenlemesi bir an önce yapılmalı.

SERDAR KARAGÖZ - DAILY SABAH GENEL YAYIN YÖNETMENİ

YURTDIŞINDA BU CEZA İZAH EDİLEMEZ

Özgür medya böyle otokratik, böyle üstten yasaklamacı yaklaşımlar ile bastırılmak isteniyor. Bu eski Türkiye’nin, hatta eski dünyanın bir alışkanlığı, bunun artık değişmesi lazım. Yurt dışında böyle bir uygulama, böyle bir ceza tarif edilemez, izah edilemez oldukça mantıksız bulunur.

ESKİ TÜRKİYE’NİN BİR ALIŞKANLIĞI

Örneğin ABD’de açıkça Obama’yı destekleyen kanallar vardır ve açıkça ona karşı yayın yapan kanallar vardır ve hiçbir kanalda Obama’yı çok desteklediği için, ya da Obama’nın karşısında Cumhuriyetçileri çok desteklediği için ceza almaz. Herkesin istediği gibi yayın yapma hürriyetinin olduğu bir dünyada bize diyorlar ki hayır siz kendi istediğiniz gibi değil, bazı kurallar çerçevesinde bizim istediğimiz gibi yayınlar yapacaksınız. Bu eski Türkiye’ye ait bir yaklaşım bunun bir an önce değişmesi gerekiyor.