Saime Bircan Sak

Saime Bircan Sak

30 Ağustos Zafer Bayramımız  Kutlu Olsun

Kazandıklarımız – Kaybettiklerimiz 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkesinin ardından  dayatılan ağır şartlar Osmanlı’nın yıkımı demekti. Memleketin dört köşesi işgal altındaydı. 15 Mayıs 1919 da Yunanlıların, İngilizlerin teşvikiyle İzmir’e girmesinin ardından Mustafa Kemal’in 19 Mayıs da Samsun’a çıkışı Kurtuluş Savaşının ateşleyicisi oldu. Üç yılı aşkın süren savaşlar tüm dünyayı dehşete düşürdü. Her türlü olanaksızlıklarla ama kocaman bir yürekle ve bağımsızlık aşkıyla kazanılan zaferler dünyayı şaşırttı. 26 Ağustosta yapılan Büyük Taarruz 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlandı. Ne kadar övünsek azdır. Ardından 9 Eylül 1922 İzmir’in kurtuluşu. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı, Cumhuriyetin İlanı ve Devrimler… Onları sayacak ve önemini anlatacak değilim. Ona sayfalar yetmez. Burada Özgür ve bağımsız millet olma onurunu çok zor kazandığımızı söyleyeceğim. Tüm dünyanın, düşmanlarının bile önünde saygıyla eğildiği büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün zekası ve bilgisi sayesinde ülkenin kalkınması ve üretim açısından neler yapıldığına kısaca  değineceğim. 1930 sanayileşme hamlesiyle nelere sahip olduk: 1000 km demiryolu, limanlar, Şeker Fabrikaları,(1926-1930), Bakırköy  Bez Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası,(1934) Kayseri Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, (1935) İzmit Kağıt Fabrikası, Çubuk Barajı (1936), Nazilli Basma Fabrikası, Kayseri Sümerbank Dokuma Fabrikası, Ereğli Demir Çelik Fabrikası (1937), Gemlik Suni İplik Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, Divriği Demir Madeni İşletmesi (1938) Diğer kurum ve işletmeler. Tekel, PTT, THY, Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü, MTA, EİEİ, DDY, Tapu Kadastro Genel müdürlüğü, TMO, Etibank, Sümerbank, İş bankası…  Tüm bu kurum ve kuruluşlar, fabrikalar savaştan çıkmış borç içinde bir ulusun yeniden dirilip var olma çabasının çok önemli göstergesidir. Şimdi ne kaldı elimizde? Limanlar, fabrikalar, işletmeler, devlet kurumları satıldı. Hem de yabancılara… Ormanlar, yeşil alanlar yok edildi, yerine gökdelenler, AVM ler dikildi. Göllerimiz kurudu, nehirlerimiz HES’lere kurban edildi. Hayvancılığımız bitti. Tüketim körüklendi, işsizlik arttı, dışa bağımlılık arttı. Gübreyi, samanı, buğdayı daha pek çok şeyi dışardan alır olduk. Çiftçi, köylü, üretici zararda. Hani biz ekonomisi kendi kendine yetebilen bir ülkeydik. Ne oldu bize… Yeterince çalışmadık mı? Aslında ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Savaş meydanlarında alamadıklarını ne yazık ki altın tepsiyle sunmayı sürdürüyoruz. Ne zaman akıllanacağız. Bu gidişe ne zaman dur diyeceğiz. Facebook sayfamızda Atatürk resimleri paylaşmak, profil resmine bayrak koymak yetmez. Atatürk’ün yaptıklarını koruyup ileriye götürmek gerek. Okuyup bilgileniyor muyuz, çevremizi aydınlatıyor muyuz, çocuklarımızı gençlerimizi ilim, irfan yolunda geleceğe hazırlayabiliyor muyuz? Atatürk’ ün “ Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” sözünü uygulamaya geçirebiliyor muyuz? Öyle çok soru var ki sorulacak… Aslında yanıtları da belli de, anlamak mı istemiyoruz yoksa… Bayramlarda ben hep böyle sorular sorarım kendime, şimdi de size soruyorum işte. Birlikte düşünelim de bu karabasandan kurtulalım diye. Zafer Bayramımız Kutlu Olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saime Bircan Sak Arşivi