Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

16 NİSAN REFERANDUMU ve SONRASI

Ne kaldı şurada referanduma… Üç beş gün. Hepimiz 16 Nisana odaklandık. Herkes birbirine “UNUTMA REFERANDUMU, OY VER!” diyor.       İnşaat yüklenicilerinden biri, akıl hastanesinde bir yakınını ziyarete gider. Bahçede ilerlerken, adamın birini duvar örerken görür.  Adam duvarı çok güzel örmektedir. Yanına yaklaşır ve sorar:

  • Kaç yıllık duvar ustasısınız?
Adam cevap verir:
  • Ben hastayım. Duvar örmeyi burada öğrendim. Ama önümüzdeki hafta taburcu olacağım.
Yüklenici bu habere çok sevinir. Cebinden kartvizitini çıkarıp adama verir. Eğer isterse, kendisine çok iyi bir ücretle duvar işi vereceğini söyler.  Adam bu öneriyi memnuniyetle kabul eder. Bir hafta sonraki Cuma günü için randevulaşırlar. Yüklenici adamın elini sıkar, tam uzaklaşırken kafasına “güm!” diye bir şey iner. Yüklenici güçlükle kendine gelince, biraz önce konuştuğu hasta adamın, kafasına tuğla fırlatmış olduğun u anlar.         Adama doğru yürür, bunu neden yaptığını sorar gibi bakınca, hasta, duvarın üstünden yükleniciye hatırlatır:
  • Cumayı unutma!
-000-         EVET oyu verecekler ile HAYIR oyu verecekler bu kararlarının NEDENİNİ anlatmaya çalışıyor. Ama EVETÇİLER ve HAYIRCILAR anlatılanlara ne kadar inanıyor, ne kadar tatmin oluyor acaba? Zihninde nedensiz bir EVET ya da nedensiz bir HAYIR kazınmış ise bunu anlatmanın gereksizliği seziliyor mu dinleyenlerin bakışlarından, sorduğu karşı sorularından acaba?        Deli, sokakta bir tanıdığına rastlar:
  • Yahu, senin için bana öldü dediler.
Tanıdığı:
  • Görüyorsun ki, yaşıyorum. Yalan söylemişler.
Deli:
  • İnanmam. “Öldü” diyen adama ben senden çok güvenirim.
 -000- Kimi tarafını belli etmiş, Aslında tam olarak bilmiyor NEYE ve NEDEN “evet” ya da “hayır” diyeceğini. Bilmiyor ama inanmışlığı var bir kere… Karşısındakine NEDEN EVET ya da NEDN HAYIR denmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor. İçlerinde iyi lafazanlık yapanlar var. Dinleyenlerden gelen sorulara DEMİREL benzeri yuvarlamalar yapıyor.  Psikiyatra giden hasta yana yakıla derdini anlatmaya başlar:
  • Doktor Bey, her gece tam yatağa yattığım zaman bir “GARANCOSKOLOS” görüyorum.
  • O da ne?
  • Ya doktorcuğum, ben de bilmiyorum.
 -000-  Sadece parti meselesi olduğu için EVET ya da HAYIR oyu verecekler var bir de. Fenerbahçe- Galatasaray-Beşiktaş taraftarı gibiler… “Kanım sarı-kırmızı”, “siyah-beyaz” veya “sarı-lacivert” diyenlerden… Başhekim, koğuşta asıl mesleği ressam olan adama sorar:
  • En çok hangi ressamı seversin?
Ressam cevap verir:
  • Van Gogh’u.
  • Niçin?
  • O da benim gibi hem ressam hem de deliydi.
-000-  Ben hangisini TERCİH edeceğim? Kandıramasınlar diye düşünüyorum hâlâ… 17 Nisanda iki taraftaki arkadaşlarla da muhabbet edebilecek yarınlar dileyerek bekliyorum oy verme gününü… Muhabbetle kalın.   MEHMET ÜNAL TAŞPINAR            

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi