Önümüzde farklı seçenekler var gibi görülse de ne yazık ki, o şansı çoktan yitirdiniz. Türk Ulusu demokrasiyi henüz tanımadan, antidemokratik yönetim sistemleriyle yönetilmeye başladı. Buna da “ileri demokrasi” adı kondu. Oysa aynı senaryolar önceki zamanlarda da ortaya konmuştu: Hilafet çığırtkanlığı olabildiğince ortalarda kol gezerken, insanlar bilinçli olarak fakirleştirilip sadaka ve yardımlarla tembelleştirilip bağımlı duruma getirilişimizi, kör olası gözleriniz görmemekte ne kadar da ısrarlı! Unutmayınız ki; artık düşler âleminde koşma lüksümüz yok! Bundan böyle önünüze çıkabilecek her fırsatı değerlendirmek, bundan da ötesi; idare şeklini ve rejiminizi yani, dünyevi yaşam biçiminizi yeniden seçmek ve bunun için kendiniz bir şeyler yapmak konumundasınız. Geleceğimize karar verecek olan bizler çok ciddi bir karar aşamasındayız. İnsanlar bir iş yapacağı zaman kendi gücü ve olanaklarını hesaba katarak yola çıkar. Liderlerin gücü, halkına olan inancı ile artan ve eksilen bir güçtür. Mareşal Gazi Mustafa Kemal; yola çıkarken halktan başka, hiçbir kaynağı ve dayanacağı gücü yoktu. Şimdilerde Atatürkçü, en büyük sosyal demokrat, en büyük demokrat, en büyük milliyetçi kesilen liderleri görüyorsunuz: Amerika ve Batı’yı arkama nasıl alırım da Türkiye’nin başına gelirim kaygısı ile hesaplarını yapıyorlar… Demokrasinin tüm kaynağı, gücü ve varlığını halk oluşturur. Öyleyse halka inanmak, önündeki sorunları halka dayanarak çözmek gerek. “Bu halktan bir şey olmaz.”, “Bunlara güvenerek ben bir şey yapamam.” diyorsanız, siz lider olabilir misiniz? Ortada bir mükemmel lider zaten var. Halk o denli memnun ki, tekrar tekrar seçiyor. Hani hakkını yememek gerek. Onlar da Eş Başkanlık görevini mükemmelce yerine getiriyor. Yeri geldikçe demokrat, yeri geldiğinde en sosyal demokrat, hatta komünist olabiliyor, biliyorsunuz! Yeri geldiğinde de Hitler’i çağrıştırıyor ve de ümmetçilikte, pardon milliyetçilikte Musolini’yi mumla aratıyor. Farkında değilsiniz, ama her geçen gün yeni tutuklamalar ile baskılar artıyor. Aydınlar, gazeteciler, sosyal medya sahipleri, askerler ve siyasi parti kadrolarıyla liderleri Silivri’ye, Hastal’a vb zindanlara taşınıyor. Yol ayırımına geldiğinizi düşünseniz de sakın umutsuzluğa kapılmayın. Bir gün o ianelerin de sonu gelir, ardı arkası kesilir ve çare olmaktan çıkar. Ama umudunuzu kestiğiniz bu halkımız bu kuşatmayı da eninde sonunda, ama mutlaka yaracaktır. Çünkü düşmanla işbirliğinin sonu yoktur.