Türkiye; adım adım küresel paylaşımda rol oynamaya ilerlerken, uluslar arası gözlemciler tarafından da sorumlu bir paydaş olarak görülüyor. AB’D’nin Ortadoğu’da yaratmak istediği kargaşa ve zulüm ile daha sonrasındaki Kudüs atağına karşın, Türkiye’nin direnç göstermesi ve yeni ilişkiler çabası bunun kanıtlarıdır. Bu girişimler Asya’yı Avrupa ve Afrika’ya bağlayan kara ve deniz ipek yollarının üzerindeki ülkemizi yeniden canlandırılarak, dostlarımızla karşılıklı bağlantıları, ticareti ve insani becerileri arttırmayı geliştirecektir. Bu küresel girişimin inanılmaz boyutta bir potansiyeli olduğu ortadadır. Bugün 65’ten fazla ülke, yani dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlası bu fikir etrafında birleşmiş durumda. Pakistan Cumhurbaşkanı ve iktidardaki İslami Navaz Partisi’nin kıdemli lideri Memnun Hüseyin de "Kuşak ve Yol projesinin insanlığın sorunlarını ele almakta etkili olduğu kanıtlandı. Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi Joseph Nye ise “Bence Kuşak ve Yol Girişimi, küresel kamu ürünleri üretiminde başarılı olabilecek” diyor. Ukrayna’nın eski Cumhurbaşkanı Leonid Kravchuk da; bu girişimlerin tüm dünyada karşılıklı kazanç sağlayan işbirliği ve eşit katılımı destekleyen iyi bir araç olduğunu söylüyor. Onlarca ülke bu girişime katılırken, Türkiye’nin daha büyük küresel sorumluluklar alarak küresel ilişkilerde gittikçe artan bir rol oynaması, yeni ekonomilerin ve gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetişimde daha fazla rol oynama gücünü getiriyor. Kısaca; yenidünya düzenine Türkiye’nin katkıları yadsınmayacaktır ve çok önemlidir. Ülkemizin bu çabalarındaki başarısı, diğer ülkelere de kendi kalkınmalarını sağlamak ve küresel barış ve refahı sağlamak adına yol gösterecektir. Ancak, Türkiye'nin birinci sorunu vatan bütünlüğüdür. Bunun için Suriye ve diğer komşularımızla işbirliği şart. Komşularımız Türkiye'ye elini uzatırken, onların iç işlerine müdahil olacak denli dil uzatmak, devlet yapılanmalarına karışmak, Türkiye'yi emperyalistlerin kucağına iter. Türkiye’nin, kendi içyapısında son yıllarda görülen kuruluş ayarlarını bozan hareketler ulusal birliği ortadan kaldırır. Her devletin yurttaşı vardır. Yurttaşların vatandaşlık hakları ortadan kaldırıldıkça anarşi doğar ve polisiye önlemlerle ulusal birlik sağlanmaz. Görülüyor ki; AKP Türkiye'yi yönetemiyor. AKP, yasa çıkarmayı bilmiyor. Kişiye özel yasa olmaz. 15 yıl iktidarda kalan ve kanun yazmasını öğrenememiş bir hükümet var. Kanun yazmayı bilmeyenler ülke yönetemezler. Meclis devre dışı bırakılarak yapılan devlet yönetimi demokrasi olamaz. Olağanüstü Hal Kapsamına girmeyen konularda Kanun Hükmünde Kanun çıkartılamaz.  Tutuklulara karşı tek tip uygulaması gibi kararlar insanlık dışıdır, hukuk dışıdır, yasa dışıdır. Böylesi karar ve uygulamalar daha önce AİHM tarafından karara bağlanmış ve insan haklarına aykırı bulunmuştur. Çağdaş, önder ve tam bağımsız bir Türkiye görmek istiyorsak, böylesi hatalar yapılmamalıdır.