Halil Şahin

Halil Şahin

YENİDEN GÜÇ BİRLİĞİ

Güçlü olan sömürgenler her şeyi tasarlıyor ve bizler onu yaşıyoruz. Şu anda başka seçeneğiniz de sanki yok gibi! Öyle değil mi? Yaklaşık yüzyıl öncesini anımsayınız: Küresel emperyalistler, bugün geldiği noktaya daha önce de gelmişti ve bunu alt üst eden Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk halkı oldu. Düşünün bakalım: Aynı şeyi yine yapamaz mısınız? Ama önce durumu kavramalı, sonra da buna iradi bir tavır göstermelisiniz. “Ya İstiklâl, Ya Ölüm!” diyebilmek acaba çok mu zor? Elân; “Egemen ve güçlü birileri her şeyi bizden önce tasarladıysa, o halde bizim kaderimizi yaşamaktan başka seçeneğimiz yok” diyemezsiniz. Gerçekten öyle mi düşünüyorsunuz? Kendinizi çölde kalmış bahtsız bedeviyle aynı durumda mı sayıyorsunuz? Oysa bireyler ve toplumlar; gelişmenin yönünü ve çelişmelerin dinamiğini kavrayabilirlerse, veri durumunu değiştirme gücünü de yaratabilirler. Geçmiş, bu örneklerle doludur. Kadercilerin iddia ettiği gibi, her şey bir kukla tiyatrosundan ibaret değil. Ama her şey ülkedeki esirler dünyasının uyanmasına bağlı! Bakınız; Emperyalizm projesini uygulatacağı taraftarını oluştururken, kendisine karşı olacakları da unutmamış. Örneğin Türkiye’de AKP’yi yaratmadan önce CHP, MHP vb.ni tasarlamış/ayarlamış, sonra a AKP’yi onların da katkılarıyla piyasaya sürmüştür. AKP’nin iktidar oluşu; DSP ile Anavatan ve MHP ortaklığının, R.T.Erdoğan’ın milletvekilliği CHP’nin, A.Gül’ün Çankaya’ya oturması MHP’nin eseri değil mi? Bu gün de şu ülkedeki özgün ve yürekli çıkışlar, sırasıyla hem de ustaca ortadan kaldırılıyor veya etkisiz hale getiriliyor. TBMM’de muhalefet geçinen çok yüzlü payandaların umursamazlığını, “yapılan hatalar” olarak göremezsiniz. Oysa herkes görevini başarıyla yerine getirmektedir. Bizler de yalnızca izlemekteyiz. Anayasa maddelerinin değişikliği konusundaki referandum sürecinde evet diyenlerin sıra dışı olması, tarihsel bir dönemeç midir? Olabildiğince acımasız davranıyorlar, çünkü acımasız bir düzeni savunuyorlar. Onlara karşı elimizde adaletin terazisi yok. Buna rağmen kendimize karşı acımasız olamayız ve olduğunca gerçekçi davranmakta yarar var. Önümüzdeki dönem, siyasi parti ve örgütlerin ötesine geçen bir çıkış için kollar sıvanacaksa, onların da bazı kuralları olduğunu hesap etmemiz gerekecek. Her şeyden önce halka güven ve inanç vermek gerekiyor. Siyasetin, siyasal partilerin ve seçimlerin; ulusal gelirden pay almanın değil, devleti adil yönetmenin bir aracı olduğunun bilgisini, bilincini ve güvenini halka kazandırırken de sağlam durarak, açık ve kararlı bir görüntü vererek yönetime talip olunduğunun ortaya konması çok önemli. Ortaya çıkanların ne istediğinin, neyi savunduğunun, kırmızıçizgilerinin giderek daha geniş bir kesimce algılanması gerek. Ama önce istenilenler, savunulanlar, o çizgiler algılanabilir hale gelmeli. Her şey olmaya kalkmaktan vazgeçilmeli. Emekçi sınıflara kendi önceliklerini sunabilmeli. Ortalamacılıktan uzak durmalı, bugünün Türkiye’sinde ortalamacılığın yok edici olduğu kavranmalı. Örgütsüzlüğün nimetlerinden olabildiğince yararlananların, solun toplam görüntüsüne zarar veren emperyallere güdümlü milliyetçi ya da liberal görünüşlü kanaat önderleriyle daha gelişkin bir iletişim kurularak, onlar ayıltılmalı ve örgütlü mücadelenin şamar oğlanına çevrilmesi önlenmelidir. Bilirim: Sizlere uyguladığı politikalarla küresel emperyalizm, hazırlıklı ve güçlü görünüyor! Küresel sömürgen emperyalizme ve kapitalizme olan karşı duruşu ve yapılacak savaşımın, ideolojik mücadele alanındaki hesaplaşma konularını belirsizleştirecek ve güven kaybına yol açacak ürkekliklerden mutlaka arınılmalıdır. Çünkü biliriz ki; Türk ulusu, kendi varlığından korkarak yol alamaz! O halde; Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde olduğu gibi, yakın geçmişteki Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi, bir milli program etrafında yeniden güç birliği oluşturmak durumundayız. Olaylar karşısında her zaman “Korkmayın, bize bir şey olmaz” diyen Türk halkı, bu kez buna hazırlıklı ve dayanaklı olmak durumundadır. Davranın hele ne duruyorsunuz? Durmak yok, yola devam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi