Kaygan Zemin

Kaygan Zemin

YASSAKLAR

YASAK, bazen bir türküyle de anılır. Benim aklıma bir türkü geldi bu konuda ve ileriki satırlarda okuyacağınız o türkünün sözleri ile hikâyesini aktaracağım. Meğer türküye bile yasak konmuş! Yasak konmuş ki “Müdür Bey izin verdi” diyor türküde bir cümle: Müdür beyin yeşil kürkü Yeni çıktı bu türkü Müdür Bey izin verdi Söylenecek bu türkü. İşte… Müdür Bey’in izniyle… Türkünün hikâyesine geçmeden… Tiyatrodan başlayalım: Tiyatroda YASAKLAR deyince, hepimizin anımsayacağı ZEKİ/METİN ikilisinin (Zeki Alasya/Metin Akpınar) DEVEKUŞU KABARE’de sergiledikleri YASAKLAR oyunu akla gelir. Ancak, ne yazık ki onların dahi başına YASAK gelmiştir. *** Devekuşu Kabare'nin, Aşk Olsun, Beyoğlu Beyoğlu, Deliler, Dün Bugün, Reklamlar ve Yasaklar adlı oyunları önce ses kaydı, daha sonra video kaydı olarak yayınlanmıştır. Ancak o dönemde görüntü ve ses kaydı yapılan Geceler oyunu, Sansür Kurulu tarafından fazla müstehcen bulunduğu için, tüm kayıtları imha edilmiştir. *** Kitap, film, tiyatro, hatta sergiye bile yasak konduğunu bilmeyen var mıdır acaba? Çeşitli yazarların çeşitli yazılarından kopyala yapıştır becerisiyle (!) bu konudaki aşağıdaki yazıyı oluşturmaya çalıştım. (Bazen cümlelerin paragraflardaki yerlerini değiştirerek.) Düşüncelerini ifade etmek tehlikeli olabilir, ama onları düşünmemize hiç kimse engel olamaz.[2] Charlie Chaplin “Büyük Diktatör” filmini yaptığında yıl 1940’tı. Senaryosunu, müziğini yazdığı filmin hem yapımcısı hem de yönetmeniydi. Üstelik filmde hem Adenoid Hynkel’i (yani Hitler’i) hem de ona ikizi gibi benzeyen Yahudi berberi oynamıştı. Hitler’i oldukça öfkelendirdiği rivayet edilen filmin en unutulmaz sahnelerinden biri, “Diktatör”ün Dünya ile bir balon gibi oynadığı sahne, en unutulmaz repliklerden biri de kaçabilmek için “Hynkel” kılığına giren Berber’in atmak zorunda kaldığı nutuktaki şu cümlesidir: “Diktatörler kendilerini özgürleştirir, halkı köleleştirirler! (…) Onur Orhan’ın yazdığı, Caner Erdem’in yönettiği, Barış Atay’ın da tek başına oynadığı “Sadece Diktatör”, bildiğim kadarıyla 2015-2016 sezonundan beri sahnelerde. Ama her ne hikmetse, 2017-2018 sezonundan itibaren, yani prömiyerinden iki sene sonra bir yasaklama kampanyası başladı. Anadolu’da nereye turneye gitse valiler, kaymakamlar tarafından yasaklanan oyunun 19 Ocak’ta Kadıköy’de sahnelenmesi de, Emek Tiyatrosu’nun açıklamasına göre, polis marifetiyle engellendi. Tutanakta, “Sadece Diktatör’ün ‘kamu düzen ve güvenliği’ni olumsuz etkileyeceği, emniyet ve kamu esenliğini tehlikeye düşürebileceği, toplumsal huzur ve güven ortamını bozabileceği” gerekçesiyle, Kadıköy’de tüm açık ve kapalı alanlarda yasaklandığı belirtiliyordu. En son haberlere göre, dün de (27 Ocak) Kocaeli’ndeki gösteri kaymakamlık tarafından “toplumsal infiale neden olabileceği” gerekçesiyle engellendi. *** “Bir şey düşünmek için gerekli sükûnet ve huzur ortamına sahip olmadığınız, adaletin sağlanamadığı, düzenin bozulduğu bir dünyada olduğunuzu hayal edin. Ne haklar, ne hayat, ne mülkiyet güvence altındadır; yani gelecekte ne olacağınız belirsizdir. Durum buyken, Bazen yaşamak bile bir cesaret edimidir Seneca’nın dediği gibi. Başa gelebileceklerin doğurduğu endişeyle yaşayacak içsel kaynakları bularak hayatta kalmak değil buradaki mesele. Bu tarihsel şartlar altında dahi iyi yaşamanın ve düşünmenin yollarını arayacak cesareti gösterebilmek. Karışık, belirsiz zamanlarda düşünebilmek ve doğruyu söyleyebilmek oldukça zordur. Kamusal söz ve eylem baskı altına alındığı zamanlarda insanların düşünme ve hareket etme kabiliyeti de azalır. Zorbaca aşırılık deliliği, akılsızlığı, safsatayı, insanları birbirine düşman eden bir retoriği hakim kılmıştır.  Böylece özgürlükleri ve hakları boğan bir ortam oluşmuştur. İşte bu şartlar altında stoacı filozof özgürlüğün tohumunun kişinin ruhunda olduğunu bilir. Özgürlük sadece içte olduğunda gerçekte henüz yoktur, ama hiç olmazsa bir imkân olarak mevcuttur. İktidarın amacı o tohumu da yok etmek değil mi? O tohum yok olduğunda kişi özgür olmadığını da fark edemez. Sorgusuz sualsiz itaat işte o zaman sağlanır.”   *** ‘Sadece Diktatör’ isimli tiyatro oyunu başkentte süresiz olarak yasaklandı. Valiliği geçen yılki oyunun bu yıl sahneleceğini sandığı ortaya çıktı Ankara valiliğinin yazılı açıklamasında, oyunun 28 Ocak’ta Çankaya ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Ali Doğan Sahnesi’nde sahneleceği belirtildi. Açıklamada, oyunun toplumun farklı kesimlerini diğer kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği, bu nedenle de kamu güvenliğinin tehlikeye düşeceği savunularak ‘genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasının tehlikeye girebileceği’ kaydedildi. Atay da yasaklandı Açıklamada şunlar kaydedildi: “‘Sadece Diktatör’ adlı tiyatro organizasyonuna katılacak grup ve şahıslara yönelik bazı kesimler tarafından birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenlerle ‘Sadece Diktatör’ adlı tiyatro organizasyonu, Barış Atay isimli şahıs ile çeşitli kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri organizesinde ilimizin muhtelif yerlerinde, salonlarında yapılacak birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılıkları içeren tiyatro, panel, söyleşi, sinema, sine vizyon, sergi vb. eylem ve etkinlikler, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/c maddesine göre ilimiz sınırları içerisinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyet kamu esenliğinin sağlanması amacıyla, 2911 sayılı Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17’nci maddesi ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 11/f-h maddesi hükümleri doğrultusunda Ankara Valiliğince süresiz olarak yasaklanmıştır.” *** BATI KARADENİZ İLLERİNDE ÇOCUKLARA TİYATRO YASAK!.. () Bartın, Zonguldak, Karabük ve Kastamonu illerindeki milli eğitim müdürlüklerinde çocuk oyunlarının oynanmasına ilişkin onay bölümüne beş yıl önce eklenen “eğitim-öğretimi aksatmadan okul saatleri dışında okul müdürü sorumluluğunda” ibaresi sebebiyle bu kentlerde çocuk tiyatrosu yapılamıyor. Bu sıkıntıyı sık sık gündeme getiren Bartın Tiyatrolar Platformu üyeleri Bartın Milli Eğitim Müdürü’nün sözlü saldırısına maruz kaldı  ***  “Sadece Diktatör” Hopa’da da yasaklandı: “Bu kentin dört bir yanını tiyatro sahnesi yapacağız” Artvin’deki yasağın ardından Hopa’da da “Sadece Diktatör” oyununun oynanacağı salona asma kilit asıldı. *** Barış Atay’ın ‘Sadece Diktatör’ adlı oyunu Ankara’da da yasaklandı. Ankara’daki yasak için ‘süre sınırı’ da konulmadı.   Onur Orhan'ın yazdığı, Caner Erdem'in yönettiği ve Barış Atay'ın sahnelediği 'Sadece Diktatör' oyunu, Ankara Valiliği'nin kararı ile süresiz olarak yasaklandı.   *** Zahit Atam şöyle yazmış “ESTETİK VE ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE!.. (1)” başlıklı yazısında:  (…) İkinci Dünya Savaşından sonra, faşizm net biçimde yenilgiye uğrayınca, siyasal-toplumsal karar alma mekanizmalarından da net biçimde “özgürlük mücadelesi” uzaklaştırılmış oldu! Şaşırdınız değil mi? Tuhaf şeyler söylüyorum, farkındayım, rahatsız olanlar olmalı, ama ne yazık ki ve kahretsin ki doğru bu. İkinci Dünya Savaşı bittiğinde dünya genelinde egemen olan ahlaka baktığımızda, ya da kısaca, egemen olanların ahlakına baktığımızda karşımıza ne çıkıyor? Püriten ahlakın başatlığı ve Püriten siyasal yorumların egemenliği! Peki, toplumsal olarak hayatın kendisine baktığımızda ve toplumsal olarak yeni kuşakların eğilimine baktığımızda ne görüyoruz? Direniş ve “eğlence sektörünün” alternatif bir medya işlevi gördüğü ve sanatın kendisinin yeni alternatif yaşam biçimleri sunmaya başladığını… direniş kültüre yöneldi ve yeraltına indi. Ancak yirmi yıl sonra iktidara karşı merkez oldu ve adalet ile vicdanın sembolü haline geldi. İşte 1968’in özeti bu! *** Gelelim o türküye:     Bir sevda hikâyesi; Müdür beyin Yeşil Kürkü   Tarih : 2013.05.11  01:52:27   Yöremizde söylenen, dinlenen türkülerinden biridir; “Müdür beyin yeşil kürkü " türküsü. Bugün sizlere yıllarca zurnasıyla yöremizin türkülerini söyleyen, birçok türkünün günümüze ulaşmasında emeği unutulmaz, Reşadiye'nin Büşürüm beldesinden zurnacı Çakır ustanın hayatından bir kare olan bu türkünün hikayesini paylaşıyoruz... Reşadiye'nin Bereketli Kasabası 1940’lı yıllarda bir nahiyedir. Ramazan ayı gelir, Ramazan davulu çalacak bir mehter aranır. Nahiyenin Amasyalı Nahiye Müdürü, Büşürüm Köyünden Çakır Usta’yı Ramazan davulu çalmak üzere Bereketli’ye getirir. Çakır Usta, o yıllarda oldukça gençtir. Zurnasından çıkan uzun havalar ve oyun havaları birbirini izler. Bu havalar gençleri sevdalandırır; yaşlıları efkarlandırır. Çakır Usta bu havaları çaladursun, bir genç kızın Çakır Usta’ya sevdalandığı söylentileri yayılmaya başlar. Bundan Çakır Usta’nın da haberi olduğu kabul edilir. Köyde başlayan bu söylentileri dindirmek için Nahiye Müdürü Çakır Usta’yı çağırtır ve köyüne gitmesini söyler. Bu olay üzerine Çakır Usta, günümüze kadar söylenegelen aşağıdaki türküyü yakar. Müdürün uzun kürkü Yeni çıktı bu türkü Ne kızıyon kör müdür Söylenecek bu türkü   Yanma da güzelim yanıyom ben de Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Aşma kırandan aşma Yar seni tanıyorum Her kırandan aşanı Ben seni sanıyorum   Yanma da güzelim yanıyom ben Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Müdür beyin bacası Şima ile kaynama Gel git Çakırım gel git Çamurları boylama   Yanma da güzelim yanıyom ben Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Amasyalı evrileceksin Evrilip çevrileceksin Şişman karınlı müdür Kökünden devrileceksin   Yanma da güzelim yanıyom ben Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Şu Çakırın zurnası Zuhurlukta ötüyor Şişman karınlı müdür Yeni kanun tutuyor   Yanma da güzelim yanıyom ben Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Çakır zurnaya vurdu İmamlar geri durdu Şişman karınlı müdür Fitire sana kaldı   Yanma da güzelim yanıyom ben Mendil salla geliyom ben Bir güzelin uğruna Verem oldum, ölüyom ben   Kaynak: www.gulkonak.com  

Banka Müdürü  
Eskiden, çok eskiden, Ziraat Bankası dağ köylerine para dağıtmaya gidermiş. Belki de, müdürler o yolların ve köylerin vurgunu olduğundan. Zurnacı Hidayet Usta’dan söz açılınca Cemalettin Abi anlattıydı, “Niksar’da bir de Çakır Usta vardı” diyerek. Çakır Usta, Reşadiye’nin dağ köyü Büşürüm’den. Zurnayı havaya dikip, yalnızca yanaklarını değil boynunun iki yanındaki damarları da şişirerek üfleyişiyle meşhur. Ziraat Bankası müdürü Büşürüm’e gitmiş para dağıtmaya, 60’larda falan. Köylünün konukseverliği malum; geç vakte kadar yenilip içilmiş. Parayı ertesi gün dağıtmak üzere yatmış müdür. Sabah erkenden kalkan köylüler para bekler ama, akşamdan kalan müdürü uyandırmak ne mümkün! “Bana bırakın” demiş Çakır Usta. Sonra müdürün yattığı odaya dayanıp, zurnayı havaya dikmiş. Bir de mani patlatmış peşinden: “Çakır’ın da zurnası zuhurlukta (sabah erken) ötüyor. Şiş karınlı koca müdür öğlenece yatıyor. Müdür yerde yatasın, altına taş döşesin Kırk yıl ısıtma tutsun, yedi yıl kan işesin.”  
L. Doğan Tılıç - www.birgun.net  
  *** Neyine Lazım Ceniğin  Namazı
Çakır Usta, Ordu'nun köylerinden birine çalgıcı olarak  gider. Adet gereği, düğüne gelenler davul-zurnayla karşılanır ve  bahşiş verilmesi de adettir.  Temel Ağa diye zengin birisi vardır. Çakır Usta Temel Ağa'yı  karşılayıp, onun bahşişini almakta sabırsızlanır. O sırada  öğle ezanı okunur. Çakır ustayı orada bulunan halk, namaz kılmak için camiye götürür. Çakır Usta namazdayken Temel Ağa  düğüne gelir. Çakır Usta namazı bitirir  bitirmez hemen  dışarı çıkar; fakat, ne yazık ki Temel Ağa düğüne gelmiştir. Namaza gittiği için bahşişten olan Çakır Usta: "Neyine  lazım, ceniğin namazı, karşıla Temel Ağa'yı al bahşişini,"  der.
www.edebiyatogretmeni.net
 *** Zurnanın Hatırı
Çakır Usta, hanımıyla birlikte Aybastı'nın yaylalarından birine gitmektedir.  Yolda giderlerken Çakır Usta kendini öyle metheder ki; hanımı kocasının çevrede çok tanındığını, yaylaya varır varmaz kendilerine büyük bir rağbet göstereceklerini sanır. Nihayet yaylaya varırlar. Çakır Usta bazı tanıdıklarını görür, selamlaşırlar. Fakat kendi anlattığı kadar kimse rağbet göstermez. Bu ilgisizlik karşısında üzülen Çakır Usta, koltuğunun altından zurnasını çıkarır ve  "Bilemedim yaylanızın yolunu" türküsünün havasını çalmaya başlar. Bunu duyan halk birer birer dışarı çıkar. Çakır Usta'nın etrafında toplanırlar. Çakır Usta'ya büyük bir rağbet gösterirler. Evlerine götürmek için adeta birbirleriyle yarışırlar. Bu olay karşısında şaşkına dönen Çakır Usta'nın hanımı : "Bey, bey bu senin hatırın değil zurnanın deliğinin hatırı."der.
www.edebiyatogretmeni.net
***
 
Teşekkür;
Yöremize ait türkülerin günümüze ulaşmasında katkı sağlayan, Abum abum türküsü kaynak kişisi, Müdürün yeşil kürkü türküsünün sahibi 1993 yılında kaybettiğimiz hemşerimiz  Zurnacı Çakır ustayı Rahmetle anıyoruz...
Başçiftlik.net 
*** Türkünün bazı cümlelerindeki farklılıklar nedeniyle bir başka söylenişini yazalım: Müdür Bey’in Yeşil Kürkü   Müdür beyin yeşil kürkü Yeni çıktı bu türkü Müdür Bey izin verdi Söylenecek bu türkü de yanıyom ben Yanma da güzelim yanıyom ben Mendili salla ölüyom ben Bir güzelin uğruna ateş de oldum yanıyom ben Açma gırandan açma Ben seni tanıyom Her gırandan aşağı Ben seni sanıyom da yanıyom ben Yanma da güzelim yanıyom ben Mendili salla ölüyom ben Bir güzelin uğruna ateş de oldum yanıyom ben Beyaz giyme üşürsün Güzellikte meşhursun Boyun biraz kısa ama Sen adam öldürürsün  de yanıyom ben Yanmada güzelim yanıyom ben Mendili salla ölüyom ben Bir güzelin uğruna ateş de oldum yanıyom ben Almanya'nın treni Hem ileri hem geri Körolasın Almanya Pul koydun güzelleri de yanıyom ben Yanmada güzelim yanıyom ben Mendili salla ölüyom ben Bir güzelin uğruna ateş de oldum yanıyom ben *** Türkünün TRT Repertuvarındaki hâli Müdür beyin yeşil kürkü Yeni çıktı bu türkü Müdür bey izin verdi Söylenecek bu türkü de yanıyom ben Yanma da güzelim yanıyom bende Mendili salla geliyom ben Bir güzelin uğrunada Veremde oldum ölüyom ben Aşma kırandan aşma Ben seni tanıyorum Her kırandan aşanı Ben seni sanıyorum da yanıyom ben Yanma da güzelim yanıyom bende Mendili salla geliyom ben Bir güzelin uğruna da Verem de oldum ölüyom ben (TRT Müzik Dairesi/Tokat) Altında şöyle bir not: "Müdür Beyin Eski Kürkü" ismiyle de bilinen bu türkünün bazı kayıtlarda kaynak kişisi olarak Seyfettin Tomakin veriliyor. TRT Müzik Dairesi Başkanlığı tarafından derlenmiştir. Tokat, Reşadiye'ye aittir. Rept. No: 3502. Sözleri Evren Seçkal tarafından gönderilen bu türkü (…) «Müdür Beyin Yeşil Kürkü» isimli türküye ait kaydı bulunmaktadır.” Yasaklar dedik, sözü nerelere taşıdık. Yasakların nedenini, yasaklayanını irdelemek bize düşmez dedik ve sadece okuduklarımızı alt alta getirdik bu yazıda. Anlayan olmuştur umuduyla… Yasaklar olmasın dileği ile; Yasaksız, güle oynaya bir dünyada yaşamak dileğiyle yineliyorum: Tiyatroya gidiniz… Çok güzel oyunlar, çok değerli oyuncularımız var… Kendimizden bir şeyler bulacağımız muhakkaktır. Seyredelim… Sevgiyle kalın. MEHMET ÜNAL TAŞPINAR   [1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Devekuşu_Kabare   [2] http://www.gazetekadikoy.com.tr/yeryuzunden-yildizlara-kolay-yol-yoktur-non-est-ad-astra-mollis-e-terris-via-makale,1352.html   [3] http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/915233/Sadece_Diktator.html#   [4] http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/915233/Sadece_Diktator.html#   [5] http://www.gazetekadikoy.com.tr/yeryuzunden-yildizlara-kolay-yol-yoktur-non-est-ad-astra-mollis-e-terris-via-makale,1352.html   [6] http://www.diken.com.tr/sakincali-tiyatrocu-oyunundan-sonra-baris-atayin-kendisine-de-yasak/ [7] https://www.facebook.com/notes/devrimci-karadeniz/bati-karadeniz-illerinde-%C3%A7ocuklara-tiyatro-yasak/275288892510363/ [8] http://sendika62.org/2018/01/sadece-diktator-hopada-da-yasaklandi-bu-kentin-dort-bir-yanini-tiyatro-sahnesi-yapacagiz-467695/ [9] https://tr.sputniknews.com/turkiye/201801221031910215-ankara-valiligi-sadece-diktator-yasak-baris-atay/ [10] ESTETİK VE ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE!.. (1) , ZAHİT ATAM/Birgün/29 Ocak 2018 Sayf.15 , (Zafer Diper’e yanıt…)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kaygan Zemin Arşivi