Turan Akkoyun

Turan Akkoyun

TIRMANIŞ

Bazı olaylar yaşandığı anda önemine binaen daha fazla öne çıkarken, bazıları oldukça silik kalırlar. Zamanla suyun akıp mecrasını bulması gibi her biri hak ettiği yere ulaşır. Zira daha başkaları birbirini etkiler, tetikler ya da yok eder. Aralarında sebep-sonuç bağlantısı olanlar bugün olmasa bile yarın yeniden gündeme gelir. Hatırlanır, hatırlatılmak istenir. Görev sayılmaya başlanır. Hiç ilgisi olmayanlar bile ilişkilendirilir. Kimisi varis, kimisi düşünce, kimisi etkinlik, kimisi nümayiş olarak orada bulunur. Sinema sektörü hedef kitlesi olan müşterilerini farklı ortama taşıyabilmek, salonlara çekebilmek için durmaksızın kendini yenileyerek ilerlemiş, gündemdeki yerini ve önemini muhafaza etmesini bilmiştir. Hedef kitleyi elinde tutmanın ötesinde onu yönlendirmek, şekillendirmek, ondaki kültürel nitelikleri pekiştirme görevlerini de üstlenmiştir. Bu görevini yerine getirirken herkese rahat ulaşabilecek konuları ele alması gerekmektedir. Ders kapsamında olsa bile, insanımız bazı konularla sürekli muhatap olmaktadır. "Hayat üniversitesi" adıyla geçiştirilen ömürde, bilhassa problemlerle karşılaşıldığında derslerde çok önemsenmeyen hususların bireye ne kadar büyük katkı sağladığı hemen anlaşılmaktadır. Her insanın bir gençlik, yetişkinlik bir de olgunluk dönemi bulunur. "Kavak Yelleri" gençlik yıllarını temsil eder. Bedenen yaşı ilerlese de kavak yellerinin esmesi engellemeyenler hem daha mutlu, hem de daha sağlıklı bir biçimde yaşamlarına devam edip giderler. Hayat onlara güzel akıp gitmektedir. Türklüğün ölüm-kalım yıllarında gençlik duygularını muhafaza edenler hiç tereddüt etmeksizin ileriye fırlayıp dünyaya, gerekli olan mühim bir ders vermişlerdir. Bunu yaparken sadece askeri cihetten değil, sosyal, siyasi, diplomatik alanlarda da son derece dikkatli davranmışlar ve bağımsızlığı elde etmişlerdir. Bağımsızlık mücadelesi askeri sahada gerçekleştirilmiş olmasına karşın, barış masası sürekli önde tutulmuş olmakla beraber meydandaki gücün kabulünden sonra hedefe ulaşılabilmiştir. Bağımsızlığın elde edilmesi gümbür gümbür gerçekleştirilmesi gerekirken, bilhassa son darbenin büyük bir gizlilik içinde vurulduğu bütün kaynaklarca sabittir. Haziran ayında verilen kararın Temmuz ayında üst emir-komuta ile paylaşılması, teftişlerin gerçekleştirilmesi, Ağustos ayında birliklerin harekat noktasına kaydırılması takdire şayan bir "gizlilik esası" ile gerçekleştirilmiştir. Gerek fiili gerekse hukuki düşman statüsünde olanlar son derece ince ayarlı hamlemizi hesap dahi edememişlerdir. Birkaç ay evvel gözleriyle gördüklerinin yanlışlığını akıllarından geçirmemişlerdir. Sinema sanatımız, harekatın her cephesinden bir çok konu çıkarıp perdeye yansıtabilir. Liderin kendisinden veya yakın çevresinden hareket edebilir. Geçmişimize ve toplumsal değerlerimize de uygundur. Hayatının her aşamasında Türklüğün "haysiyetli ve şerefli bir şekilde yaşamanı" benimsemiş, bu çizgide yürümüştür. Sinema sektörünün bu çerçevede yola çıkışı tarihi gelişmeleri dersin ya da sınıfın çoğunlukla sıkıcı ortamını da yok edecektir. Yol açıldığında ulaşılacak noktayı şimdiden kestirmek mümkün görünmemektedir. Zira tarihimiz sadece öğrencilerimiz için gerekli değildir. Ankara'da ecnebilere bir ziyafet verileceği haberi, Akşehir'de subaylar arasında bir futbol müsabakasının tertiplenmesi, Şuhut'ta Hacı Veli Konağı'nda etkili taarruz planlarının son bir kere daha görüşülürken suyun akışının sürdürülmesi, Kocatepe'ye uzanan yolda Türk kadınının çocuklarını feda ederken, öküzün yerine geçerken gözünü kırpmadan ileriye doğru fırlaması ve daha birçok mevzu beyazperdeye aktarılmalıdır, aktarmalıyız. Bu topraklar Türklüğün simgesi olan bağımsızlığın kazanıldığı, haliyle yeni Türk devletinin rejiminin elde edildiği topraklardır. Toprak, vatan sayılmışsa üzerinde başka bir hesap yapılmaz. Haricimizde zorlanan hesapların varlığını geniş kitlelere ulaştırmak çok daha kolay olur. Vatana dair filmler, bağımsızlığından vazgeçmeyen milletin fertleri tarafından ilgiyle karşılanacaktır. Böyle olagelmiştir. Kaldı ki "vatan" diye bir kavramı belleklerinde tutamayanlar vatanseverlik konusunda filmler yaparak hem kendini olduğundan farklı göstermekte, hem de sanatlarını daha ileriye taşımaktadırlar. 2005 yılından beridir bir gelenek hailinde sürdürülen, resmi, siyasi, askeri ve eğitim kurumların ciddi anlamda destek verdiği, gönülden iştirak ettiği Zafer Yolu Yürüyüşü geçmişi anlamada katkı sağlamaktadır. Bir eğlence, görev, sosyal etkinlik, zorunluluk adını ne derseniz deyin, Afyonkarahisar'ımıza uzak diyarlardan, toplumun farklı kesimlerinden bir çok insan bir araya gelmektedir. Ortak bir noktaya, şafakla birlikte aydınlığa tırmanmaktadır. Tırmanış Türklüğün aydın bir dünyaya ulaşabilmek için, mahkum edilmeye çalışıldığı karanlıkta lideriyle planlı-programlı yürüyüşünü simgelemektedir. Unutkanlığa bir alternatif olarak görülmektedir. Hayat önemli bir o kadar da gerekli bir mücadeledir. Değişik sebep ve gelişmelerden dolayı mücadelede her zaman önünüzü görmek mümkün olamayabilir. Hatta mezara mahkumiyet bile söz konusudur. Başkalarının kararından ziyade sizin onlar karşınızdaki tutum ve davranışlarınız önemlidir. Tutum ve davranışların gerektirdiği sorumluluğu üstlenmek de son derece mühimdir. Hep böyle olagelmiştir. Düşünceniz vardır ama o anki duruma göre gelişmişse çok geçmeden zuhur edecek gelişmelerde değişikliğe uğrar. Değişiklikler çoğaldığında da yollar kesişir. Kesişme her zaman birleşme anlamına gelmez, bazen de tıkanmaya yol açar. Filmler çoğunlukla bir kişinin etrafında kurgulandığından, yürüyüşe katılanların öyküsü gelecekteki Türk milletinin durumunun belirlenmesinde doğrudan ön plana çıkacaktır. Herkesin bir öyküsü vardır aslında. Doğumdan itibaren yaşananlar, artanlar, eksilenler, ayrılanlar, katılanlar, anlık kararlar öyküleri yakalama fırsatını ortaya çıkarır. Bu, yaklaşım tarzıyla alakalı olan fikri ve teknik bir konudur. Önemli olan farklı öykülerden müşterek bir hedefin planlanmasına katkı yapacak sinema ürünleri ortaya çıkarabilmektir. Bunun daha ön planda tutulmasında sonsuz fayda bulunmaktadır. Kurguda geçmiş, şu an, ya da gelecek ön plana çıkabilir. Bu tamamen yapımcı, yönetmen veya senaristle doğrudan ilgilidir. Ona da müdahale edilmesi doğru değildir. Zafer yürüyüşündeki esas amaç, çeşitli vesilelerle izah edildiği üzere 1922 yılındaki Milli Mücadele o günkü tabirle "Kuvayı Milliye Ruhu"nun genç kuşaklara aktarımıdır. Genç kuşaklardan kast edilen yaşı genç olanlar olduğu kadar, beynin genç kalması ile ileri yaşlarda gençliğini hala muhafaza edebilenlerdir. Gerçekten de iştirakçilere bakıldığında yaşı ileri olan birçok kişinin en önde, şevkli bir şekilde olaya dahil olduğunu sevinerek görmekteyiz. Bağımsızlığa uzanan yolda on iki kilometrelik tırmanış vesilesi ile mukavemet hareketinin nedenleri, gelişimi, sonuçları ile kazanımlarını aktarılabilmektedir. Burada akademik anlamda hazırlanan belgesel nitelikli film ve sunumlardan yararlanılmaktadır. İnsanımızın faydalı ya da faydasız yoğun mesai kavramından bir günlüğüne de olsa çıkabilmesi, yerine göre yıllardır göremediği dostları ile buluşması, yeni arkadaşlar edinerek iletişim ağını genişletmesi de toplumsal birlik ve beraberliği zenginleştirmektedir. On bir yıldan beri azimli, kararlı bir şekilde yürütülmekte olan etkinlik vesilesi ile Afyonkarahisar şehrine Konya, Isparta, Uşak, Kütahya, Denizli, Eskişehir, Burdur, Ankara gibi yakın vilayetlerden olduğu kadar Antalya, Manisa, İzmir, Muğla, Balıkesir, Zonguldak, İstanbul ve çok daha uzak vilayetlerimizden misafirler gelmektedir. Böylelikle Afyonkarahisar coğrafyasının tarihi önemi ile misyonu ülke genelini tanıtılma fırsatı yakalanmaktadır. Büyük başarıların aynı oranda program ve hazırlıkla elde edilebileceği unutulmamalıdır. Aynı şekilde başarılar teferruatlara dayanır. O yüzden, bağımsızlığa tırmanan askerlerimize ekmek pişiren, bugün hala faal fırının sıcaklığı ruhlarımız da ısıtacaktır. Sembolik de olsa Türk halkının, gençliğinin bağımsızlığı ve onu takip eden rejimin kazanılmasında son darbedeki zorlukların yeniden yaşanılarak, engeller karşısında yılmadan, yorulmadan, azimli, kararlı ve ısrarlı bir şekilde tırmanışın beyinlerde yer etmesi mümkün hale gelebilmektedir. Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin öcülüğünde özellikle komşu üniversitelerin öğretim elemanları ile öğrencilerinin katılımı ile sürdürülen yürüyüş, Türklüğün ölüm-kalım mücadelesinin kazanılmasında en etkili olan darbenin yani Büyük Taarruz'a uygun bir şekilde lider kadrosunun hareketine uygun bir şekilde gece yarısı gerçekleştirilmektedir. 1922 yılında Başkumandanın gece yarısından sonraki cepheye intikal yolunun günümüzde gönüllülerin katılımıyla yürünmesi, rakımın yüksek olması (1874) sebebiyle el feneri taşınması, kalın giysilerin bulundurulması savaş ortamı hakkında daha doğru ve duygusal fikir yürütmemize sebep olmaktadır. Tarihi filmleştirmeyi, filmlerimizde tarihimizi görmek istiyoruz. Zira böylelikle insanlar mutlu olurken umutlu da olacaklardır. Böylelikle dünyanın yegane ümidiyiz düşüncesiyle, tutum ve davranışlarını şekillendireceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Turan Akkoyun Arşivi

UYUM

17 Nisan 2016 Pazar 18:09

KONAK

28 Mart 2016 Pazartesi 09:20