Ekrem Çulfa

Ekrem Çulfa

SUÇ SELLERİ KAPIMIZA DAYANDI

Sevgi yoksunluğu, yanlıs veya eksik eğitim, baskici disiplin yöntemleri, çocuk istismari, iç ve dış göçlerin olusturdugu kültür çatismalari, gecekondulasma, yöresel gelenek ve görenekler, ekonomik bunalimlar, çocugun erken yasta çalismak zorunda kalmasi, parçalanmis aileler, inanç yoksunluğu ve çarpık şehirlesme gibi nedenler çocuklari suça itti; mala yönelik hırsızlık ve gasp suçları arttı. Bu gidişatı durduramazsak doğal sel ve afetlerin yanı sıra bilelim ki suç selleri de kapımıza dayandı çünkü “2016 yılı TÜİK verilerine göre, 27 bin e yakın çocuk hırsızlık ve gasp suçlarına karışmış. Bu verilere göre hirsizlik ve gasp suçlarina karişan 15-17 yaş arası cocuklarin orani %60 oranında.” Ülkemizde suçların yaklaşık olarak yarısı, 25 yaşın altındaki yaş diliminde bulunan çocuklar ve gençler işlemektedir. İlerki yaşlarda suç işleyenlerin yüzde doksanın çocukluk ve gençlik çağında suç işledikleri saptanmıştır. Konuya bu açıdan bakıldığında, çocuk ve gençlerde suç nedenlerini bulmak ve bunların önlemini almak, bir anlamda toplumda işlenen suçların da azalmasını sağlamak amacına yönelik bir çalışma olacaktır. Çocuk ve gençlerin suç sayılan davranışları aileye, çevreye, okula karşı kabahat işlemekle başlamakta; niteliği değişerek yasaların suç saydığı davranış ve eylemlere doğru kaymaktadır. Bunları bu şekilde sıralayabiliriz: eve, okula, işyerine yalan söylemek. Gece geç saatlere kadar eve dönmemek. Evden ve okuldan kaçmak, okul ve iş tembelliği, okulun ve iş yerinin disiplinine uymamak, hırsızlık, yankesicilik, araba hırsızlığı, trafik suçları, alkol kullanımına bağlı suçlar, uyuşturucu ve uyarıcı maddeler kullanmak, saldırı ve tahrip, kavga, bıçak ve tabanca taşıma, yaralama, öldürme vb… Çocuk ve gençleri suça yönelten ailelerin ortak özelliklerini çoğunlukla şöyle toplayabiliriz: Yerinde kullanılmayan anne baba disiplini, aşırı aile baskısı, anne babanın aşırı ilgisi ya da ilgisizliği; gayrimeşru yaşantı ve bunun sonucu meydana çıkan çocuk; baba ya da annenin olmaması; ayrılmış anne baba; babanın alkolik olması; çalışma zorunluluğu yüzünden babanın uzun süre evden uzak kalması; işsizlik ve ekonomik güçsüzlük; sık sık çevre değiştirme. Suçlu çocuk ve gençlerin ailelerinde sıklıkla rastlanan bu özellikler kentleşme, sanayileşme, ekonomik krizler, enflasyon, göçler vb. büyük çalkantılar olduğu zaman daha çok görülür ve suçluluk oranını yükseltir. Toplumsal, ekonomik ve kültürel değişmelerin toplumda meydana getirdiği bunalımlar ve kavram kargaşaları, çatışmalar aile içine de yansır. Değişen değerler ve ahlak kavramının aile içinde oluşturduğu çelişmeler, çekişmeler çocuk ve gençleri yeni arayışlara ve kişiliğini göstermek için davranış sapmalarına sürükler. Suça eğilim gösteren gençlerin ortak kişilik özellikleri vardır. Bu özelliklerin tanınması, suç işlemeden onlara yardımcı olma fırsatı verir. Bu gençlerde alabildiğince sınırsız bir özerklik eğilimi vardır. Her tür otoriteye karşı çıkarlar, tepki gösterirler. Fizik güce hayran olup, bütün sorunların fizik gücüyle çözüleceği inancı içindedirler. Maddi doyum peşinde koşarlar. Cinsel yaşama ve bu yaşamın sapıklıklarına eğilim gösterirler. Geniş düş dünyaları içinde daima yeni ve değişik serüvenlerin peşinde koşarlar. Gerçekler karşısında kolay ve çabuk hırçınlaşır, kriz geçirir, ölçüsüz, gereksiz tepki gösterirler. Kendi başlarına güvenli ve yeterli olmadıkları için daima ufak gruplar oluşturur, onlarla birlikte yaşar, birlikte bir eyleme girişirler. Alkol ve uyuşturucu madde kullanmaya büyük eğilim gösterirler. Özellikle büyük kentlerde sokak ve mahallelerde yetişen bu tip gençler kötü arkadaş örnekleriyle suça yönelirler. Sigara, alkol, kumar, uyuşturucu madde alışkanlıkları, açık saçık resim, kız, kadın ilişkileri onları adım adım çeşitli suçlara sürükler. Aileye, çevreye karşı kin, nefret, kıskançlık, saldırganlık duyguları doğar ve gelişir. Bu duygular içinde amaçsız, güvensiz, başıboş bir yaşam sürdürürler. Bu tip gençlerden birinin yaşamından bir kesit: Erkek, 17 yaşında liseden ayrılmış, anne babası ayrı. Onların her birine gidip kalmaktan bıkmış. Annesinin takılarını ve paralarını çalıp poker oynamaya gitmiş. Bütün parasını kaybetmiş para bulmak için annesini tehdide başlamış. Kendisine destek olan birkaç, derken daha fazla arkadaş toplamış. Para buldukları sürece çevreye pek zararları dokunmazmış. Çoğunlukla parayı aileden ve kumardan edinirlermiş. Ancak “başka numaralar” da söz konusuymuş. Garajda toplanıp kumar oynamak başlıca amaçları, ama bu arada “kız numaralarını da boş vermiyorlar.” Buldukları zaman içki kullanıyorlar veya “isteyince buluyorlar.” “Gerçi annem, babam bana maddî olarak her şeyi sağladılar. Hatta babamın arabasıyla istediğim zaman çıkma hakkım bile var ama bu yeterli değil. Alabildiğine bağımsız yaşamak istiyorum. Hayatta hiçbir şey bana mutluluk vermiyor. Dünyada her şey çok maddî ve adi. Ben bu dünyadan kaçmak için bu arkadaşlara katıldım. Gerçi orada da öyle ama ara sıra rahat olduğum oluyor. Hayatta zevkim kalmadı. Arabayla hızlı gitmek bana haz veriyor. Gelecek için hiç ümitli değilim. Hayat bana ne verecek? Zaten bence hayat otuz yaşında biter. Ancak büyük maddî imkânlar bana mutluluk verebilir. Hiç kanaatkâr değilim. Şimdilik tek amacım çok lüks bir arabam olması. Arkadaşlarla değişik şekillerde vakit geçiriyoruz. Tabii, içki de var. Şimdilik başka bir madde kullanmadım. Arkadaşların ısrarı oldu ama direndim. Kendimi bir boşlukta hissediyorum. Sıkıldığım zamanlar sırf kendimi aldatmak için arkadaşlarla birlikte oluyoruz. Babamdan ve annemden aldığım para yetersiz kalırsa ya da para çalamazsa, çaldıklarımı satamazsam, hem para bulma, hem de serüven yaşamak için kalabalık mağazalarda, süpermarketlerde alış veriş yapanların çantasından cüzdan yürütüyoruz…” ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN SUÇTAN KORUNMASINA YÖNELİK TAVSİYELER: Önlemler söz konusu olduğundan amaç doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak suça yol açan nedenlerin saptanması, ortadan kaldırılması ya da azaltılması olmalıdır. 1. Başta ailenin yaşamı bilimsel, ruhbilimsel, psikolojik, pedagojik ve sosyolojik olarak korunması gelir. Evlenmek isteyenleri kalıtım, akıl hastalıkları, frengi, alkol, uyuşturucu madde bakımından daha sıkı bir denetimden geçirmek, nikâh öncesi raporlara önem vermek gereklidir. Demokratik yönetimlerde bu nedenlerle evlenmeyi önleyecek yasal engelleme olmakla beraber, aileleri aydınlatmak, çocuk yapmamalarını salık vermek faydalı olabilir. Aile evlilik danışmanlarına gidilip evlilik öncesi iletişim, uyum vb check up testleri yaptırılmalıdır. 2. Ülkenin genel sağlık politikası içinde akıl hastalıkları, psikiyatrik ve psikolojik rahatsızlıklar, frengi, alkol ve madde bağımlılığı ve beslenme bozukluklarıyla daha çok savaşım gereklidir. 3. Doğum denetlemesi ve aile planlaması, ailenin sosyo-ekonomik düzeyiyle çocuk sayısı arasında ayarlama yapılmalı, hastalık bakımından yüklü ya da hastalıklı ailelerin çocuk yapmasını önlemekte yardımcı olmalıdır. 4. Cinsel eğitim konusunda evde anne babaya, okulda öğretmene yardımcı olacak yayınları artırmalı, gerekli cinsel bilgi ve eğitimi verebilmek için ailelerin sosyo-kültürel düzeylerine uygun broşürler hazırlanmalıdır. Bu konuda cinsel terapistlerden danışmanlık ve profesyonel yardım alınabilir. 5. Aile içinde, okulda, işyerinde, sokakta suça eğilim gösteren çocukları ve gençleri ekenden tanımak, bu amaçla taramalar yapmak; saptanan psikolojik ve ruhsal bozuklukları gözlem, gerekirse sağaltım amacıyla çocuk bakım merkezleri ve klinikler kurmak gereklidir. 6. Evde, okulda, işyerinde aileyi, öğretmeni, yöneticiyi, çocuk ve gençleri ruh sağlığı konusunda aydınlatmak için yaygın eğitimin araç ve gereçlerinden ve görsel ve sosyal medyadan yararlanılmalıdır. 7. Bütün bunlara karşın çocuk ve gençlerde suç sınırına gelen davranışlar görülürse, bunların neden ve ceza yönünden bir uzmanlık işi olduğunu unutmamak gerekir. Bu bakımdan işlenen suçun nedenlerini iyi çözümleyerek çocuk ve genci ruhbilimsel olarak tanıyabilecek, onu tekrar topluma kazandıracak çocuk ve genç mahkemelerine gereksinme vardır. Bu tip mahkeme olmasına karşın, yetersiz kalmakta, yargıda önemli sorunlar yaşanmaktadır. Bu mahkemelerde yargılama özel bir yargılama usulü yasasına göre yapılır. Suçlunun ruhsal durumunu ön planda ele alan, suç işlemeye iten nedenleri ruhbilimsel olarak çözümleyen, bir daha suç işlememesi için gerekli eğitim ya da cezayı kişisel özelliklere göre ölçüp biçen bu mahkemelerde bu konuda uzman olan yargıçlara yardımcı pedagog, psikolog, sosyolog, aile evlilik danışmanı ve eğitimciye gerek vardır. Bu tip mahkemelerin yargısına göre, çocuk ya da genç gerekli önlem ve öğütlerle tekrar ailesine dönecek veya eğitimi, öğrenimi, iş ve sanat sahibi olması, ahlâk bakımından düzelmesi için ıslahevleriyle ıslah cezaevlerine gönderilecektir. 8. Çocuklar ve gençler aile ve toplum büyüklerini rol model almaktalar işte bu yüzden “balık baştan güzel veya pis kokar” prensibine göre; başta büyükler hırsızlık, gasp, yolsuzluk, taciz, rüşvet, iftira, işkence, şiddet, geçimsizlik, uyumsuzluk ve bağımlılık gibi psikososyal rahatszlıklarını kabul edip, yüzleşip rehabilite olmaları gerekiyor. İnançlarımız, gelenek göreneklerimiz ve evrensel değerlerden beslenmemiz hem de milletçe kenetlenmemiz gerekiyor. Sorularınız için Aile Evlilik Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa 0533 373 81 23 www.mylifeistanbul.com Twitter: ailedanismani Instagram: dr.ekremculfa

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Çulfa Arşivi