Vatan partisi Afyonkarahisar Milletvekili adayı Halil Şahin Dünya Çiftçiler günü dolayısıyla bir msaj yayınladı.

Şahin mesajında; “Türkiye, zor tabiat koşullarına rağmen yağmur çamur demeden gecesini gündüzüne katarak üretimi devam ettiren, en hayati gereksinim olan gıdanın sofralara ulaşmasını sağlayan çiftçilerimize şükran borçluyuz. Tüm Dünya’da; 1984 yılından bu yana her yıl, 14 Mayıs gününü “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutluyoruz. Tarım, enerji ile birlikte en stratejik sektör olup, gıda güvencesinin her zaman tüm insanlığın temel sorunu konumunu sürdürüyor. Çiftçimiz, üretimi sürdüremez ve tarımdan koparsa ülkemizin gıda güvencesi de tehlikeye girer. Köylerimiz boşaldı. Tarımın durumu içler acısı. TÜİK verilerine göre tarım ülkesi olan Türkiye 153 ülkeden tarımsal ithalat yapıyor. Tarım ithalatı 8,6 milyar dolara fırladı. Tarım ülkesi olarak bilinen Türkiye, 2014 sonu itibariyle 153 ülkeden tarımsal ürün alır duruma geldi. Böylece toplamda 206, BM üyesi olaraksa 194 ülkenin bulunduğu dünya ülkelerinden % 74’ünden tarımsal ürün ithalatı yapar hale geldik. Türkiye’nin 2002 yılına dek neredeyse tarımsal ürün ithalatı yapmazken, 2014 sonu itibariyle alım yapar duruma getirilmişiz. Samandan muza, patatesten karpuza, elmadan soğana, buğdaydan pamuğa, kuru fasulyeden ceviz içine kadar birçok ürünü ithal ediyor. Kuveyt, Bahreyn, Katar, Nepal, Kamboçya, Papua Yeni Gine, Lüksemburg, İzlanda, Moritanya, Mali, Nijer, Senegal, Ruanda, Cibuti, Somali, Zambia, Belize, Dominik, Jamaika, Venezuela, Surinam, Paraguay’lardan yapılan İthalat çiftçiyi bitirdi. Tarımda yapılan her ithalat kalemi ile yerli üreticiyi rekabete kurban veren Türkiye, çiftçiyi zor duruma düşürmeyi göze alarak yaptığı alımlar ile fiyatları aşağı çekemedi. Tarımsal ürünlerin tarladan sofraya gelişindeki büyük fiyat farkları sorununu çözemeyen hükümet, son olarak yaşanan fahiş fiyat artışları ile mücadele için yeniden ithalata sarılma kararı aldı. Hükümet bu kararıyla ülke tarımına bir darbe daha vuracak. Samanı da alıyoruz kuru soğanı da... Ekonomide de hukuk ve adalet ayaklar altına alındı. Kaynaklar verimlilik ilkesine göre dağılmıyor. Vatan Partisi, “Türk Mucizesi”ni yeniden gerçekleştirmek için milletimizden yetki istiyor. Bugün karma ekonomi uygulayan ülkeler, hızla kalkınıyor ve dünya ekonomisinin başını çekiyorlar. Bölgeler arasında dengeleri ve kalkınmayı sağlayan, halkı zenginleştiren planlı ve karma ekonomi, Türkiye’miz için de biricik çözümdür. Tarım ve Ekonomide çözüm dönemine giriyoruz. Mecburuz, Üretim Ekonomisine geçeceğiz. Kaynakları üreticiye çevireceğiz. Akarsu, güneş, rüzgâr, biyoenerji ve yeraltı ısısı gibi temiz ve yenilenebilir kaynakları değerlendireceğiz. Sanayi ve tarım üreticimizi gümrüklerle koruyacağız. Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması, yerli üreticinin belini kırdı; son vereceğiz. Vatanımızda üretebildiğimiz malları dışarıdan almayacağız, yerli üretimi geliştireceğiz. Mazotta ÖTV’yi kaldırarak ve diğer vergileri indirerek, çiftçimize ucuz mazot, ucuz gübre, ucuz tarım ilacı, ucuz tohumluk ve ucuz kredi vereceğiz. Toprak Mahsulleri Ofisi ve Et Balık Kurumu gibi çiftçi ve besicimize hizmet eden KİT’leri yeniden kurumlaştıracağız. Böylece çiftçimizin üretme şevkini ateşleyecek, tarım üretiminde büyük bir atılım gerçekleştireceğiz. Gıda güvenliğimizi sağlayacağız. Ülkemizi tarımda yeniden kendine yeterli hale getireceğiz. Sınırlardaki mayından temizlenmiş arazileri yoksul köylüye dağıtacağız. Toprak reformuyla yoksul köylüyü toprağa kavuşturacak ve tarım arazilerinin verimli işlenmesini sağlayacağız. Özel çıkarcılığın derelerimizi, ırmaklarımızı, körfezlerimizi, denizlerimizi ve toprağımızı kirletmesine ve yaşam koşullarını bozmasına izin vermeyeceğiz. İnsan ile doğa arasındaki uyum ve dengeleri gözeteceğiz. Vatan Partisi, hukuk ve Adalet Reformu’yla ekonomiye verimlilik getirecek, ranta son verecek, üretim ekonomisinin hukukî: temelini inşa edecektir.